‘Kozmik Oda’ya FETÖ için girdiler | Detay Haber

‘Kozmik Oda’ya FETÖ için girdiler | Detay Haber

Kozmik ihanette düğüm çözülüyor... Ankara Başsavcılığı, devletin en kritik belgelerini sızdıran FETÖ’cüler için harekete geçti, 27 şüpheli gözaltında, 18’i firari. Paralel çetenin, 7 yıl önceki ihanetiyle devletin tarikatlara yönelik çalışamalarına ulaşmaya çalıştığı ortaya çıktı.

HİLAL ÖZTÜRK/KARAR

Ankara Başsavcılığı, FETÖ’nün devlete ihanetinin en çarpıcı delillerinin tespit edildiği Kozmik Oda soruşturması için düğmeye bastı. Kozmik odalarda FETÖ ile tarikat ve cemaatlerin devlet içindeki kadrolaşmalarını ile ilgili ne tür çalışmaların yapıldığının ortaya çıkarılması amacıyla girildiği ortaya çıktı. Savcılık dosyasında FETÖ’nün ‘Kozmik Kumpas’la devlet sırlarını ele geçirerek devlet güvenliğini ve barışını tehlikeye düşürdüğü belirtildi.

İHBARDAN 9 AY ÖNCE TAKİP

Dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse ve FETÖ’cü polislerin olduğu 79 şüpheli hakkında yapılan soruşturmada, 27 kişi gözaltına alındı. Şüpheli listesinde 18 kişinin firari, 34’ünün ise önceden tutuklu olduğu belirtildi. Soruşturmanın bir numaralı şüphelisinin Köse olduğu ifade edildi. Kozmik kumpasın Fetullah Gülen grubu başta olmak üzere tarikatlar ve cemaatlerin devlet içerisindeki kadrolaşmalarıyla ilgili ne tür çalışmaların yapılmış olduğunun ortaya çıkarılması amacıyla yapıldığı belirlendi. Savcılık, FETÖ’nün Seferberlik Tetkik Kurulu’ndan ele geçirdiği ‘devlet sırrı’ niteliğindeki verilerle ülkenin milli menfaatlerinin ve güvenliğinin tehlikeye düşürülerek, hedeflerine ulaştığı tespiti de yapıldı. Karar’ın Kozmik oda kumpası soruşturmasıyla ilgili savcılık dosyasından ulaştığı bilgiler şöyle:

Genelkurmay Başkanlığı Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı ve personeli, Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve TEM, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat ve Organize, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı personelinin işbirliğiyle, 3 Mart 2009’dan itibaren hedefe konuldu.

Haklarında soruşturma yapılan şüpheliler (Kozmik Oda soruşturmasındaki askerlerden söz ediliyor), ihbardan 9 ay önce Ergenekon terör örgütü şüphesi ile IMEI numaraları üzerinden İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğünce önleyici dinleme ve teknik araçlarla izlemeye alındı.

İhbardan 9 ay önce İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, İstihbarat Daire Başkanlığı ve Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğünce bilgi sistemleri üzerinden sorgulandı.

İhbardan 6-7 dakika sonra ihbarda geçen araçların Ankara Muhabere Şube Müdürlüğü bilgi sistemleri üzerinden sorgulanarak, birinin Genelkurmay Başkanlığına ait olduğu belirlendi.

ARINÇ İDDİASI KILIF

19 Aralık 2009 tarihinde “Kozmik Oda Soruşturmasının” başlatılması amacıyla gönderildiği değerlendirilen, tamamen formaliteden ibaret olan, konu itibariyle dayanaktan yoksun olan ve emniyet görevlilerince içeriği önceden bilinen sahte bir ihbar mektubu ile soruşturma başlatıldı.
Soruşturma Bülent Arınç’a saldırı iddialarının araştırılması değil, Genelkurmay Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı Kozmik odasına girilerek, devlet sırrı niteliğindeki evrakın da içerisinde bulunduğu tüm verilere el koymak için yapıldı.

HEDEFLERİNE ULAŞTILAR

Genelkurmay Seferberlik Tetkik Kurulunu (STK) bir kısım faili meçhul olaylarla irtibatlandırmak amacıyla polis-hakim-savcı üçgeninde gerçekleştirilen bir kumpas faaliyetiydi. Genelkurmay Seferberlik Tetkik Kurulu kamuoyunda faili meçhul olayların merkezi gibi gösterilerek algı oluşturuldu. Bu kurumun 2013 yılında lağvedilmesi sağlandı. Bu şekilde ülkenin milli menfaatleri ve güvenliği tehlikeye düşürülerek hedeflerine ulaştılar.

DEVLET SIRLARI SIZDI

Kozmik Oda kumpasını gerçekleştiren suç örgütü kamu güvenliği ve barışını tehlikeye düşürdü. Devletin güvenliğini tehlikeye sokarak vatandaşların yasama, yürütme ve yargı organlarına güven duygusunu zedeledi. Suç örgütü bu kumpas faaliyetleri sonucunda başta Fetullah Gülen gurubu olmak üzere tarikatlar ve cemaatlerin devlet içerisindeki kadrolaşmalarıyla ilgili veriler ile devletin savaş planlarına ilişkin devlet sırrı niteliğindeki verilerin dosya kapsamında görevi bulunmayan 3’ncü kişilerin eline geçmesini sağladı.

‘SAVCILARA’ SİNCAN’DA DAVA

Öte yanda HSYK’nın Kozmik Oda savcı ve hakimleriyle ilgili soruşturması da tamamlandı. HSYK’nın soruşturması sonrası Sincan Cumhuriyet Başsavcılığı Savcı Mustafa Bilgili ve Hakim Kadir Kayan hakkında FETÖ üyeliği suçundan dava açıldı.

1.5 terebayt imaja muhafaza

Hakim Kadir Kayan, harddiskleri arama yapılan 16 nolu arşiv odasında bulunan demir
kasaya koyarak kasa ve odayı mühürledi. O dönem Tümgeneral Hıfzı Çubuklu’nun başında bulunduğu Genelkurmay Adli Müşavirliği, el koyma tutanağına karşı 26 Ocak 2010’da itiraz etti. 1.5 terebaytlık imaja savcılığın el koyma kararını kaldıran Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, bu imajların “mahkemece kovuşturmanın derinleştirilmesi kapsamında başvurulacak kaynak olduğu iddiasıyla” Adli Müşavirlik’in uygun göreceği bir yerde muhafaza altına alınmasına karar verdi. Burası da Destek Kıtaları Grup Komutanlığı oldu. İşte ikinci aşama bu “beklenmedik” gelişme nedeniyle ortaya çıktı.

İhanetin master’ı

Türkiye 19 Aralık 2009’a gündemi sarsan bir polis operasyonuyla uyanmıştı. Dönemin Başbakanı Bülent Arınç’ın da evinin olduğu Ankara’nın Çukurambar semtinde Genelkurmay Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli iki asker, polis operasyonuyla “suçüstü” yakalanmıştı. İddia çok ağırdı, Başbakan Yardımcısı’na suikast girişimi. FETÖ diğer kumpas soruşturmalarında olduğu gibi ayı senaryoyu sahneye koydu. Kısa sürede emniyet kaynaklı bilgiler medyaya yağdı. Arınç’ın evinin krokisini askerlerden biri yutmak isterken durdurulmuştu. Polis iki askeri apar topar gözaltına aldı. Arkasından da amiri konumundaki 5 asker. Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli 3’ü rütbeli toplam 8 asker gözaltındaydı.

 Hedef: SIRLARI AÇACAK ANAHTAR

Yapılan tespitlerin en çarpıcısı sözde suikast iddiasıyla gözaltına alınan 8 askerin sahip olduğu bir anahtardı. Bu anahtar Seferberlik Tetkik Kurulu’nun kapısını açıyordu. Anahtar sadece bu askerlerin elindeydi. İşte bu durum 8 askerin hedef alınmasına neden oldu. 9 ay adım adım izlendiler. Ta ki sözde suikast girişi iddiasıyla gözaltına alınabilecekleri, Çukurambar semtinde Arınç’ın evine yakın bir noktada bulundukları ana kadar. Oysa bu askerler Yazar Nuri Pakdil’i Çukurambar Semti’ndeki evinde zaman zaman ziyaret eden Albay Baki B.’yi izleme görevindeydi, Genelkurmay’daki köstebeği arıyorlardı. FETÖ için ise bu ortam bulunmaz fırsattı. Arınç’a suikast girişimi iddiası için en uygun ortam bulununca harekete geçirildi.

11 ve 16 nolu odalara izin yok

Hedeflenen kozmik odalara iki aşamada girildi. 25 Aralık 2009: FETÖ soruşturmasında açığa alınan Savcı Mustafa Bilgili, ve firari Hakim Kadir Kayan kozmik odada 27 gün incelemelerde bulundu. Genelkurmay’ın hafızasının bir bölümü bu aşamada kopyalandı. Ancak 11 ve 16 numaralı kozmik odalarına girilmesi askerin müdahalesiyle engellendi. Dosyada Hakim Kadir Kayan’ın hazırladığı tutanağa göre Seferberlik Tetkik Kurulu’nun 11 ve 16 Nolu odalarında arama yapılırken Seferberlik’in komutanı, 1,5 terabaytlık sabit diske alınan imajın dışarıya çıkarılmasına fiilen müsaade etmedi. Tutanakta “Savcıya teslimine karar verilmiş, ancak fiilen müsaade edilmemesi üzerine Tümgeneral Selahattin Kısacık ve Albay Nazım Demirkol’a tevdi edilmiştir” denildi.

Çubuklu engeli kaldırıldı

İlk aşamada yarım kalan “soruşturma” için tam 3 yıl beklendi. Dönemin Genelkurmay Adli Müşaviri Tümgeneral Hıfzı Çubuklu internet andıcı davasında 17 Ağustos 2011’de tutuklandı. Çubuklu’nun yerine Muharrem Köse atandı. Savcılığa yazı yazan Genelkurmay Adli Müşavirliği mühürlü halde bir kasada tutulan 16 Nolu odaya ait belgelerin alınmasını istedi. Mahkemeden karar çıkartan Savcı Bilgili, tüm dökümanları aldı.

Devletin hafızası örgütün eline geçti

Devletin hafızası, artık sadece Savcı Bilgili’nin elinde değildi. Savcı Bilgili bu belgelere “bilirkişi” incelemesi yaptırdı. Mahkeme kararı olmadan ancak kovuşturma yani yargılama sırasında yapılabilecek bir inceleme, kim olduğu belirsiz, resmi kimliği olmayan 3 kişiye verildi. Ancak dosyada bilirkişi incelemesine veya herhangi bir rapora rastlanmadı. Kimdi bu bilirkişiler? İkisi Poyrazköy, İzmir Askeri Casusluk gibi dosyalarda da bilirkişilik yapmış, TÜBİTAK’tan FETÖ bağlantısı nedeniyle atılmış “veri uzman”ları. Üçüncü sözde bilirkişinin ise devletin hafızasını kopyalayıp kaçıran kişi olduğu tespiti yapıldı.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN