Sempatinin örttüğü nefret

Sempatinin örttüğü nefret

Dünya Kupası, Hırvatistan’ın sürpriz final başarısı ve Devlet Başkanı Kitaroviç’in sempatik tavırlarıyla akıllarda kaldı. Ancak savaşla ayrılan eski Yugoslav ülkeleri arasındaki nefret, hem sahada hem de tribünde kendini fazlasıyla gösterdi.

VOLGA KUŞÇUOĞLU

Geride kalan Dünya Kupası’nda en çok konuşulan ülke, sürpriz şekilde finale çıkmayı başaran Hırvatistan oldu. Hırvatlar finalde şanssız olsalar da ülkelerinde şampiyon gibi karşılandılar ve bütün dünyadaki futbol izleyicilerinin takdirini topladılar. Hırvatistan’da sahadaki futbolcular kadar ilgi çeken bir isim de Devlet Başkanı Kolinda Grabar-Kitaroviç’ti. Maçları damalı formasıyla izlediği protokol tribününde sempatik davranışlarıyla takdir toplayan Kitaroviç, kaybedilen finalin ardından törende takım kaptanı Luka Modriç’e anaç bir tavırla sarılmasıyla izleyicileri duygulandırdı. Turnuva boyunca futbolcuları adım adım finale yürürken, o da Dünya Kupası’nın bir numaralı spor magazin konusu haline geldi. Rusya’da konaklama ücretini kendi ödemesi, Ukrayna’ya selam çakan futbolcusuna özür diletmesi ve kendisinin sanılan bikinili fotoğraflar, Kitaroviç’in yıldızını parlattı.

NAZİ ŞARKISIYLA COŞKU

Ancak, Balkan ülkeleri açısından Dünya Kupası’nın bir başka boyutu daha vardı. 1991’de başlayan ve Yugoslavya’nın dağılmasıyla sonuçlanan savaştan bu yana dinmeyen milliyetçi nefret, turnuva boyunca gerek sahada, gerek taraftarlar arasında kendini gösterdi. Zira hem futbolcuların, hem de seyircilerin arasında savaşı yaşamış çok kişi vardı. Turnuvanın ‘magazin yıldızı’ Kitaroviç’in Hırvatistan’ında futbolcuların, sevinç gösterilerinde aşırı milliyetçi öğelere başvurduğu görüldü. Hırvat oyuncular, kazandıkları maçlardan sonra aşırı milliyetçi metal müzik grubu Thomson’un ‘Ustaşa marşı’ olarak bilinen şarkısı ‘Bojna Cavoglave’ ile kutlama yaptı. Bu şarkıyı söyleyenlerden biri ise kendisi de savaşta mülteci durumuna düşen Deyan Lovren’di.  Yugoslavya’dan bağımsızlık sürecinde inşa edilen Hırvat milliyetçiliğinde, ‘Hırvat Çetnikleri’ denebilecek Ustaşaların önemli rolü bulunuyor. İkinci Dünya Savaşı’ndaki Alman işgalinde Nazilerle işbirliği yapan Ustaşalar, sosyalist Yugoslavya’yı kuran Josip Tito’nun Partizanlarına karşı savaşmıştı. Hırvatistan’ın Beşiktaşlı futbolcusu Domagoy Vida ise Rusya’yı mağlup etmelerinin ardından “Ukrayna için kazandık” demiş, Ukrayna’daki ırkçı milisler de maçın ardından ‘büyük Hırvatistan’ bayrağıyla poz vermişti. Bu durumun sebebi ise Rusların ‘Sırp dostu’ olarak bilinmesiydi. Vida, daha sonra Kitaroviç’in talebiyle Ruslardan özür diledi.

HIRVATİSTAN’I TUTAN SIRP MIDIR?

Sırp milliyetçileri de turnuvada kendilerince iz bırakmayı ihmal etmedi. İsviçre ile Sırbistan arasında oynanan ve 2-1 sona eren maçta, İsviçre’nin golleri iç savaş sırasında bu ülkeye göçen Kosovalı Arnavut ailelerin çocukları olan Granit Xhaka ve Xherdan Shaqiri’den geldi. İki futbolcu da gollerini attıktan sonra elleriyle Kosova milliyetçilerinin sembolü olan çift başlı kartal işaretini yaptı. O sırada Sırp tribünlerinde ise ‘Boşnak Kasabı’ olarak bilinen insanlık suçlusu Ratko Mladiç basklı kıyafetler giyen ve ‘Büyük Sırbistan’ bayrağı açan milliyetçiler boy gösteriyordu. Sırp milliyetçileri ve çetnik selamı, turnuva boyunca çeşitli zamanlarda objektiflere takılırken, ülke medyasında da benzer bir hava vardı. Blic gazetesi, 15 Temmuz’daki Fransa-Hırvatistan final maçından önce “Hırvatistan’ı destekleyen Sırp mıdır?” manşetiyle okuyucunun karşısına çıkmıştı. ALO gazetesi ise 16 Temmuz’da Wimbledon Turnuvası’nı kazanan Sırp tenişçi Novak Cokoviç’in fotoğrafı ve “Sırbistan’ın bir dünya şampiyonu var” başlığıyla Hırvatlara gönderme yapmıştı.

AYNI ZİHNİYET İKTİDARDA

Peki eski Yugoslavya’nın en büyük iki ülkesi olan Sırbistan ve Hırvatistan’ın hükümetleri bu durumdan ne kadar sorumlu? Burada her iki ülkenin de 1991’deki savaşı başlatan milliyetçi liderlerin ardılları tarafından yönetildiğini unutmamak gerekiyor. Hırvatistan lideri Kolinda Grabar-Kitaroviç, siyasete ‘Hırvatistan’ın Miloşeviç’i’ Franyo Tucman’ın partisinde başladı. 2005’te Dış İlişkiler ve Avrupa ile Entegrasyon Bakanlığı, 2008-2011 arasında ise ABD Büyükelçiliği yaptı. 2015’te Devlet Başkanlığı’na seçilen Kitaroviç, kürtaj, LGBT hakları ve iklim değişikliği konularında Batı’yla uyumlu adımlar atsa da ülkesine göçmen almakta isteksiz davrandı. Nazi yanlısı Ustaşe’lerin selamını Hırvat ordusunun resmi selamı haline getirmesi ise önemli bir sembolik hamleydi. Avrupa Birliği çevrelerinde de Hırvatistan’da yükselen milliyetçilik ve yabacı düşmanlığı dikkat çekiyor.

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç’in hikayesinde de Kitaroviç’inkine benzer yönler var. Vuçiç, siyasete aşırı milliyetçi Sırbistan Radikal Partisi’nde (SRS) başlamış, savaş yıllarında partinin liderliğine yükselmişti. Slobodan Miloşeviç döneminde Enformasyon Bakanlığı da yapan Vuçiç, 2008’de SRS’den ayrılarak Sırp İlerici Partisi’ne (SNS) geçti. 2012’de Savunma Bakanı, 2014’te Başbakan, 2017’de ise Cumhurbaşkanı oldu. Partisinin aşırı milliyetçi yönlerini kısmen törpüleyip Avrupa Birliği ile iyi ilişkiler geliştirmeye yönelen Vuçiç, eşcinsel bir kadını Başbakan yapmak gibi Avrupalıların hoşuna gidecek adımlar attı. Ancak gözlemciler ve içerideki muhalefet, Srebrenitsa ve Kosova’nın tanınması gibi konularda adım atmayan Vuçiç’in, gittikçe otoriterleştiğini ve AB ile ilişkileri kendi gücünü pekiştirmek için kullandığını savunuyor.

Sonuç olarak, savaş suçlularının ardılları ‘makyajlı’ halleriyle  ülkelerinde iktidarda ve eski Yugoslav ülkelerindeki milliyetçi düşmanlık, savaşın üzerinden neredeyse 20 yıl geçmesine rağmen silinmiş değil.  Savaş çocuklarının sahada ve tribünde olduğu dünya Kupası da bunu bir kez daha göstermiş oldu.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN