Almanya’nın Bavyera Eyaleti’ndeki seçim sonuçları, federal düzeyde yaşanacak siyasi krizlerin habercisi. Siyasette güven telkin eden kitle partisi kalmadı.
MİKDAT KARAALİOĞLU / ALMANYA
Almanya’nın Bavyera Eyaletinde yapılan seçimler, ülke genelinde mevcut siyasi belirsizliği iyice gün yüzüne çıkardı. Bavyera’da Federal Hükümeti oluşturan koalisyon partilerinin geçen seçime oranla ortalama yüzde 10 oranında oy kaybetmeleri, sadece Bavyera için değil Başbakan Angela Merkel yönetimindeki koalisyon için de ciddi bir siyasi sorun. Bavyera’da yüzde 37,2 oy alarak tek başına hükümet kurma şansını kaybeden CSU muhtemelen büyük bir kriz olmadan Liberaller ya da Serbest Seçmenler ile bir koalisyon kuracak. CSU’nun bu iki partiyle uzlaşmasının önünde ciddi bir siyasi engel bulunmuyor.
CSU EFSANESİNİN SONU
Ancak CSU’nun Bavyera sınırlarının aşan federal ağırlığı bu seçimlerle birlikte fiilen son buldu. Bavyera’da sahip oldukları ezici çoğunlukla federal düzeyde işbirliği yaptıkları CDU üzerinde ciddi etkisi olan CSU’nun bu gücü artık kaybettiği görülüyor. Bu sonuç Angela Merkel (CDU-Başbakan) ve Horst Seehofer (CSU-Federal İçişleri Bakanı) arasındaki çekişmede Merkel’in elini güçlendiriyor. Ancak SPD’nin ve CSU’nun kaybettiği yüzde 10’luk oran CDU’nun da oy kaybı anlamına geliyor. 28 Ekim’de Hessen eyaletinde yapılacak seçimlerde Yeşillerle birlikte hükümeti oluşturan CDU’nun yeniden hükümeti kuracak birinci parti olması kesin değil. Oy kaybedeceği ise kesin.
AfD’NİN ÖNLENEMEYEN YÜKSELİŞİ
Koalisyonun tüm ortaklarının oy kaybetmesi, buna karşın aşırı sağcı AfD’nin oylarını arttırması, Almanya’da siyasi belirsizliği özetleyen en önemli kriter. Almanya’nın hem ekonomik, hem de dış politik olarak tarihinin en başarılı dönemlerini geçirdiği bir dönemde, AfD gibi bir parti hızla güçlü bir siyasi aktör haline geliyor. Ne ikna edici siyasi bir program, ne de kitleleri heyecan verebilen karizmatik siyasi lidere sahip AfD Alman siyasetindeki belirsizlik denkleminin en çözülemeyen problemi.
POPÜLİZM AÇMAZI
CDU/CSU ve SPD bir yandan popülist söylemlerle oy kazanan AfD’ye karşı tavır sergilemek öte yandan AfD’ye kayan seçmenlerini benzeri bir söylemle muhafaza etmek gibi çözümü gayet güç bir sorunla karşı karşıya. Son Bavyera seçimlerinde bu durum gayet açık gözüküyor. Daha önce oylarının CSU’ya veren yüzde 5,5’lik seçmen bu kez AfD’yi tercih etti.Sosyal Demokratlar da hiç küçümsenemeyecek yüzde 2,5’lik bir seçmeni AfD’ye kaybetti. Bu rakamlara kitle partilerinin çıkmazını gösteriyorlar. Seçmenlerini kaybetmemek için popülist söylemlere sarıldıklarında kendi oyları yerine AfD’nin oyları artıyor.
BAŞARI TEK BAŞINA YETMİYOR
En büyük dramı yaşayan parti hiç şüphesiz CSU. Bu parti Bavyera’nın Almanya’nın en güçlü eyaletlerinden birisi olmasını sağlayan parti. İkinci Dünya Savaşı sonrasında eyaletler arasında en düşük gelir ve eğitim düzeyine sahip olan Bavyera bir dönemler Kohl’ün de rakibi olan Franz Joseph Strauss öncülüğünde Almanya’ın en zengin eyaletlerinden biri haline geldi. Bu durum bugüne kadar değişmedi. En yüksek ortalama gelir düzeyi, en az işsizlik, yenilikçi yatırımlarda öncülük vs. gibi konularda Bavyera hep ön sıralarda. Bu refahın mimarı CSU ise ise yıllardır oy kaybı yaşıyor.
KLASİK ÇÖZÜMLER ARTIK İŞLEMİYOR
Alman siyasetinin dünyaya örnek istikrar formülü olan CDU/CSU ya da SPD önderliğinde koalisyon artık geçerliliğini kaybetti. CDU/CSU henüz kitle partisi olma özelliklerin kaybetmedi. Ancak Bavyerada Yeşillerin arkasında düşen SPD bu özelliğin kaybetmiş durumda. Bu süreç muhtemelen devam edecek. Federal düzeyde Yeşiller’in SPD’nin yerini almasına da Sol Parti engel teşkil ediyor. Bölünmüş bir sol ile sürekli oy kaybeden sağ Almanya’da yaşanacak siyasi çalkalanmaların habercisi. Sonu federal düzeyde erken seçimlere varabilecek kriz tahmininde bulunan gözlemcilerin sayısı ise küçümsenmeyecek boyutlara ulaştı.
Güncelleme:
İlgili Haberler
