TV’de kafamı bozan bir şey görürsem vururum

TV’de kafamı bozan bir şey görürsem vururum

ABD’nin Suriye rejimini vurmasının ardından uluslararası toplumdan yükselen ‘Esad gitmeli’ sesleri kısa sürede duruldu. Uzmanlara göre bunun sebebi, ABD’nin saldırısının kapsamlı bir stratejiye dayanmaması. Foreign Policy’den Max Boot, ‘Trump Doktrini’ni şöyle tanımlıyor: “ABD Başkanı televizyonda kendini üzen bir şey görürse güç kullanma hakkını saklı tutar.”

ABD’nin geçen hafta Suriye’de Esad rejimine yaptığı füze saldırısı, ülkede en çok konuşulan konulardan biri olmaya devam ediyor. Tartışmalar, saldırının arkasında kapsamlı bir strateji bulunmadığı eleştirileri üzerinde yoğunlaşıyor. Saldırının ardından uluslararası toplumda yükselen “Esad gitmeli” seslerinin kısa ömürlü olması da bu stratejisizliğe bağlanıyor. Dış politika dergisi Foreign Policy’de Max Boot imzasıyla yayımlanan makale de söz konusu saldırıyı bu bağlamda inceliyor. ABD’nin Esad rejimine ait bir askeri üssü 59 Tomahawk füzesiyle vurduğu operasyonun belirleyici değil, tek seferlik bir harekat olduğuna dikkat çeken Boot, eski ABD Başkanı George Bush’un, 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından yaptığı “Ben harekete geçtiğim zaman, bunu iki milyon dolarlık bir füzeyi 10 dolarlık boş bir çadıra fırlatıp bir deveyi kıçından vurarak yapmayacağım. Sonuca ulaştıran bir şey yapacağım” şeklindeki açıklamayı hatırlatıyor. Boot, “Öyle görünüyor ki tekrardan develeri öldürmeye döndük. 59 füzeyle vurulan Şayrat hava üssü, 24 saat geçmeden tekrar kullanılmaya başladı” diyor.

Boot’un dikkat çektiği bir başka nokta ise Trump yönetiminin saldırı için sağlam bir gerekçe göstermemesi: “Hükümetin önerdiği tek açıklama, Trump’ın gaza maruz kalan çocukların korkunç resimleri görmesi ve bu konuda bir şeyler yapmaya niyetlenmesi. Trump doktrini şöyle görünüyor: Birleşik Devletler Başkanı televizyonda kendini üzen bir şey görürse güç kullanma hakkını saklı tutar.”

Kimyasal silah kullanımı karşısında askeri müdahaleye başvurmanın iyi bir şey olduğunu dile getiren Boot, “Ancak Trump sonuç alıcı bir eylem yapmak istiyorsa, bundan çok daha ileri gitmeli” diyor. World Politics Review dergisinde konuyu inceleyen bir makale yazan Steven Metz de benzer görüşte. Metz, Trump yönetiminin saldırının ardından verdiği ‘karmaşık’ mesajların, operasyonun etkisini azalttığını savunuyor. Saldırının Putin’e “Esad’ı desteklemenin düşündüğünden daha pahalıya malolacağı”, Kuzey Kore ve Çin’e de “Amerika’nın gerektiğinde saldırıya geçmekten çekinmeyeceği” gibi ‘değerli’ mesajlar verdiğini, ancak Trump yönetimi mensuplarının uyumsuz açıklamalarının bu değeri azalttığını ifade ediyor. Örneğin Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın “Dünyanın her yerinde masum sivilleri savunacağız” şeklindeki açıklamasının, Trump’ın savunduğunun tam tersine ABD’yi ‘dünyanın polisi’ olarak konumlandırdığını dile getiriyor. ABD’nin BM Temsilcisi Nikki Haley’in de Trump’ın eleştirdiği rejim değişikliği politikalarına dönüş anlamına gelen “Esad’ın gitmesi gerektiği” şeklindeki açıklamasının da benzer bir etkiye sebep olduğunu belirtiyor. Metz ve Boot, Trump yönetiminin kapsamlı bir diplomasi planı hazırlaması gerektiğini, askeri müdahalelerin ancak bu şekilde anlamlı olabileceğini ifade ediyor.

ÇİN: SAVAŞIN EŞİĞİNDEYİZ

ABD ile Kuzey Kore arasında yaşanan nükleer silah gerilimi, karşılıklı tehdit açıklamalarıyla büyüdü. ABD Başkanı Trump’ın geçen günlerde “Kuzey Kore bela arıyor” demesinin ardından, önceki gün bir hükümet yetkilisi bu ülkeye ‘önleyici saldırı’ düzenleyebileceklerini söyledi. Pyongyang yönetiminin yanıtı gecikmedi. Kuzey Kore Genelkurmay Sözcüsü, ABD’nin ‘siyasi, ekonomik veya askeri bir provokasyonu’ karşısında ‘önleyici vuruş’ta bulunacağını açıkladı, ABD’nin Japonya ile Güney Kore’deki ve uçak gemileriyle üsleriyle Güney Kore Cumhurbaşkanı’nın konutunu vurma tehdidinde bulundu. İlerleyen saatlerde Çin de konuya müdahil oldu. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, bölgede her an savaş çıkabileceğini söyledi, taraflara olaylar geri dönüşü olmayan bir noktaya gelmeden sorunu çözme çağrısında bulundu.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN