Dolara zirve yaptıran 4 sebep

Dolara zirve yaptıran 4 sebep

Başkanlık sistemi görüşmeleri ve Türkiye’de reel faizin yükselen enflasyon ile negatife dönmesi, piyasada oynaklığı artırdı. Bu nedenle dolar 3,73’ü, euro ise 3,93’ü aştı ve tarihi zirvelerini gördü.

Meclis’te görüşülmeye başlanan başkanlık sistemi, Cuma günü açıklanan ABD tarım dışı istihdam verisi, FED’in 2017’de 3 faiz artışı yapacağı beklentisi ve enflasyon karşısında düşük kalan faizlerin etkisiyle piyasalar karıştı. Dolar 3.70 lirayı ve euro da 3.90 lirayı aşarak yeni rekor düzeylere tırmandı. Haftanın ilk işlemlerinde geçen hafta test ettiği 3.6401 liralık zirveyi geride bırakarak 3.6576 liraya kadar tırmanan dolar, daha sonra yeni tarihi zirve 3.6774 liraya kadar çıktı. Dolar, sanayi üretiminin açıklanmasının ardından tırmanışını sürdürerek 3.7301 ile yeni rekor düzeye ulaştı. Dolardaki tırmanışın da etkisiyle yükselen euro da, geçen haftaki 3.83 liralık rekorunu aşarak 3.8501 liralık yeni rekor düzeye çıkarak da tarihi rekorunu 3.8706 lira ile tazeledi. Euro da, sanayi üretiminin açıklanmasından sonra 3.9075 lira ile yeni rekor düzeye çıktı. Dolar ve parite etkisiyle eurodaki hızlı tırmanışı, geçen Cuma günü açıklanan ABD tarım dışı istihdam verisi tetikledi. ABD verisi, tarım dışı sektörlerde ücret artışlarında ilerlemeyi gösterdiği için, küresel piyasalarda, ABD Merkez Bankası’nın 2017 yılında öngörülenden de çok faiz artışına gitme olasılığını güçlendirdi.

Faiz artışının beklenenden de çok olma olasılığı, başta lira olmak üzere gelişmekte olan ülke para birimleri üzerindeki satış baskılarını artırdı. Türkiye ekonomisi üzerinde ve sermaye giriş/çıkışları üzerinde geniş vadede risk yaratan unsurların fiyatlamalarda etkili olduğunu belirten Kapitalfx Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan, “Yeni haftanın en önemli maddesi Anayasa değişikliği görüşmelerinde ikinci maratonun başlayacak olması. Siyasi sisteme ilişkin tartışmalar ve ileriye dönük referandum / erken seçim belirsizliği ile jeopolitik risklerin güvenlik riski ile iç içe olması, Türk finansal varlıkları üzerinde baskı unsuru olmaktalar. Bunun yanı sıra; 27 Ocak’ta Fitch’in yapacağı not açıklaması öncesinde, bir not indirimi olabileceği endişelerinin de TL’nin değer kaybında etkili olduğu görülmektedir” dedi. “Türkiye’nin reel faizinin artan enflasyon ile beraber gitgide azalması ev negatif pozisyona çevrilmesi piyasa oynaklığının ve kırılganlığının artmasının en önemli sebebidir” ifadelerini kullanan Erkan, sözlerine şöyle devam etti: “Son açıklanan ve %8,53 olarak gerçekleşen 2016 enflasyonuna ilişkin yorumumuzda 20 Ocak öncesinde önemli bir piyasa oynaklığı olabileceği yorumunda bulunmuştuk. Bu gerçekleşiyor gibi görünüyor.

24 Ocak’taki PPK toplantısı öncesinde TCMB’den bir proaktivite sinyali gelmemesi ve faiz artırımı konusunun bir ikilem içerisinde kalması algısıyla beraber TL’deki değer kaybı derinleşmektedir. Bu durum ayrıca Trump’ın ekonomi paketi ve Fed opsiyon fiyatlamasının yaratabileceği piyasa hareketlerine karşı da TL’yi en zayıf para birimlerinden biri yapmaktadır. Sermaye hareketlerinin gelişmekte olan ülkelerin aleyhinde olduğu bir ortamda, söz konusu iç faktörler de TL’nin negatif ayrışmasında paya sahiptir.”

SANAYİ BEKLENTİLERİN ÜZERİNDE ARTTI

Büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretimi kasım ayında piyasa beklentilerinin üzerinde artış gösterdi. Sanayi üretimi kasım ayında bir önceki aya göre aynı kaldı, yıllık bazda %2.7 arttı. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, kasım ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki aya göre %0,3 ve imalat sanayi sektörü endeksi %0,2 azalırken, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi %1,5 yükseldi.  Takvim etkisinden arındırılmış sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, kasım ayında madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %1,8, imalat sanayi sektörü endeksi %2,1 arttı.

‘FİRMALARIN FİNANSALLARI BOZULABİLİR’

Işık Menkul Değerler Başanalisti Gizmen Nalbantlı kur hakkında şunları söyledi: “Yeni anayasa tartışmalarının yarattığı siyasi risk negatif ayrışmamıza neden oluyor. Moody’s’in dünkü açıklamalarında sorunlu kredilere değindiğini görüyoruz. Kurdaki yükseliş ile bazı firmaların finansal yapılarında bozulmalar meydana gelebilir. Geri ödenmeyen kredilerde yaşanabilecek artış bankaların varlık kalitesinin bozulmasına yol açabilir. Ayrıca Türkiye’nin milli gelirinin yüzde 25’inden daha fazlasına denk gelen bir reel sektör döviz açık pozisyonu var. Son gelen enflasyon rakamları sonrası negatif reel faize dönmemiz kur üzerinde baskı yaratan diğer önemli unsur. Ayrıca 27 Ocak’taki Fitch’in değerlendirmesi de Türk varlıkları üzerinde risk oluşturmaya devam ediyor. Kurda 3.65 seviyesinin üzerinde yükseliş devam edebilir. 3.72-3.75 bölgesinde yeni zirve oluşabilir. Gram altında ise 145 TL yeni hedef olarak karşımıza çıkıyor.”

AÇIKLAMALAR KASITLI

BDDK Başkanı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, Moody’s’in “Türkiye bankalarının varlık kalitesinin bu yıl kötüleşmesi bekleniyor” değerlendirmesini kasıtlı bulduklarını söyledi. Akben, “Bankaların gerek tahsili gecikmiş alacakları gerekse varlık kalitelerinde önemli bir bozulma görmüyoruz. Bankalarımız karlılık anlamında 2016’yı iyi kapattı. Bu da onların sermaye yeterliliklerini destekliyor. Sermaye yeterlilik rasyosunda önemli bir kırılma, bozulma yok. Bu açılardan baktığımızda, Moody’s’in açıklamasını kasıtlı buluyoruz” dedi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN