KGF taleplerine paralel olarak kredilerde azalma yaşanınca rekabetin azaldığı mevduatta faizler inmeye başladı. BDDK Başkanı Akben de, “Mevduattaki gerileme kredi faizlerine olumlu yansıyacak” değerlendirmesinde bulundu.
Kredi Garanti Fonu (KGF) kapsamında kullandırılan kredilerde talebin azalması, bankalar tarafından kullandırılan kredilerin de hız kesmesine neden oldu. Merkez Bankası’nın verilerine göre 14 Temmuz ile biten haftada kredi hacmi bir önceki haftaya göre yaklaşık 4 milyar lira azalarak 1 trilyon 876 milyar liraya geriledi. KGF kapsamında verilen kredilerin her geçen gün azalmaya devam edecek olması diğer yandan faizler üzerindeki baskıyı düşürmeye başladı. En yoğun kredi verdikleri Nisan-Haziran döneminde para bulabilmek için mevduat faizlerini yüzde 15’e kadar yükselten bankalar, iştahta azalış görünce faizleri düşürmeye başladı.
Mevduat faizlerinde 50 baz puanlık düşüşler gözlenirken bu trendin önümüzdeki haftalarda bireysel ve ticari kredilere de yansıması bekleniyor. Borsa İstanbul’da düzenlenen gong töreninde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, mevduat faizlerindeki düşüşü değerlendirdi. Akben, bu konularda geçen günlerde bankalarla çeşitli toplantılar yaptıklarını anımsatarak, şunları kaydetti: “Faizin yüksekliği yatırımcı açısından da, kredi faizlerine yansıması açısından da bir olumsuzluk arz ediyor. Piyasanın da kendi düzeni var.
Bankalarımızın ellerinin rahatlaması için birtakım düzenlemeler yaptık. Bankalarımız da bu konu üzerinde son derece hassas davranıyor. Bunun zamanla gerilemeye başlayacağını göreceğiz.” Akben, kredi faizlerine ilişkin bir soruya, “Aynı zamanda Türk lirası kredi büyümesindeki ve KGF kredilerindeki büyümede son haftalarda gördüğümüz kadarıyla biraz gerileme, yavaşlama başladı. Bunların da kredi faizlerine olumlu yansıyacağını söyleyebilirim” karşılığını verdi.
İstanbul Finans Merkezi Projesi çerçevesinde ürün çeşitliliğinin önemli olduğunu vurgulayan Akben, “Biz yurt dışından kaynak çeken bir ülkeyiz. Tasarruf açığımız var. Yurt dışından sendikasyon, tahvil ve benzeri kaynaklarla sağlıyoruz. Son derece olumlu görüyoruz. Bilhassa faizsiz portföy tarafında Orta Doğu ve Körfez ülkelerinin buna daha cazip bulduğunu düşünüyoruz. Onlar açısından da bu önemli. Türkiye’deki yatırımcılar açısından da, faize duyarlı kesim açısından da önemli. Bunların artmasını temenni ediyoruz” şeklinde konuştu.
GÖZLER BANKALARA ÇEVRİLDİ
14 Temmuz ile biten hafta itibariyle Merkez Bankası’nın verilerine göre ihtiyaç, ticari, konut ve taşıt kredileri 2017 yılının zirvesinde bulunuyor. Bu yıla başlarken yıllık yüzde 14,01 ile borçlanarak kredi alan sanayici, yükselen faizlerden en çok zarar gören kesimlerin başında geliyor. Sanayicinin kullandığı kredideki faiz oranı aradan geçen 7 ayda 300 baz puanın üzerinde artarak yüzde 17,15’e yükseldi. Konut kredileri bu yıl ilk defa Temmuz ayında yüzde 12’nin üstün gördü. Faizlerdeki bu yükseliş trendi konut satışlarının ve gelecek beklentilerinin de olumsuz yönde etkilenmesine neden oldu. 2 Haziran’da yüzde 14,87 olan taşıt kredileri ise yüzde 16,16 seviyesine ulaştı.
KGF’DEN KISA VADELİ ETKİ
Antalya’da esnafın sorunlarının devam ettiğini kaydeden Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (ATSO) Davut Çetin, yapısal reformların hız kazanmasını gerektiğini söyledi. Yapısal sorunların devam ettiğini belirten Çetin konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin cari açık sorunu, kur riski sorunu, dış kaynak ihtiyacı fazla değişmedi, enflasyon ve işsizlik halen yüksek. İşsizlik bir önceki aya göre azaldı, fakat geçen yıla göre arttı. İç pazarda KGF destekli kredi canlılığında sona geliniyor. Ekonomi canlansa bile esnaf için çözüm olmuyor. Yani, ekonomide kısa vadede risk az, fakat orta ve uzun vadede görünüm değişmiyor. Böyle bir dönemde yapısal reformların hız kazanmasını bekliyoruz.”
KÂRLILIKTA SORUN YOK
Kira sertifikası gibi ürünlerin katılım bankacılığı açısından son derece olumlu olduğunu, sektörün finansa erişimi ve genişlemesi açısından da önem arz ettiği söyleyen BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, katılım bankacılığında ürün sayısının fazla olmadığını ifade ederek, bu tür ürünlerin geliştirilmesinin sektöre katkı sağlayacağını vurguladı. İkinci çeyrek bankacılık karlılıklarına yönelik öngörülerine ilişkin soru üzerine Akben, bankacılık sektörünün sağlamlığını ve kârlılığını 2 yıldan beri olumlu şekilde devam ettirdiğini belirtti. Akben, “Sektörün sağlamlığında da, karlılığında da hiçbir sorun yok. Geçmiş yıllara bakıldığında son derece tutarlı. Sürekliliğin de devam edeceği zaten görülüyor. Rakamlara da yansımış durumda. Bunun bir müddet daha devam edeceği aşikar” şeklinde konuştu.
