Honda’nın ilk nesliyle 1990’larda ortaya çıkan efsane spor modeli NSX, ikinci nesliyle geri döndü. Honda Türkiye’nin satış başarısını görmezden gelemeyen Japonya, NSX’i Avrupa’da satacak 5 ülkeden birinin Türkiye olmasına karar verdi.
ALİ YILDIRIM
Dünyanın önde gelen otomotiv üreticilerinden Honda, sektör için önemli kilometre taşlarından olan süperspor modeli NSX’i (New Sports Experience) yeniledi. Birinci nesli 1990’da üretilen NSX, ilk alüminyum monokok şasiye sahip otomobil olarak sektöre yön vermişti. Performansı ve yol tutuş yeteneğiyle 90’ların en çok arzulanan modeli olan NSX, yeni nesliyle bu özelliğini korumayı amaçlıyor. 4 yıllık yoğun bir geliştirme sürecinin sonunda ortaya çıkan yeni araç, Sport Hybrid SH-AWD (spor hibrit 4 tekerlekten çekiş) sistemi ile sektöre yeni bir yol çiziyor.
Intercity İstanbul Park Formula 1 pistinde lansmanı gerçekleştirilen süperspor otomobil, gücü, yol tutuş yeteneği ve şaşırtıcı derecede kolay olan sürüşüyle günlük kullanım için de son derece uygun tasarlanmış. Honda Türkiye Başkanı Takuya Tsamura, marka olarak zamanın bir adım önünde olmak için çalıştıklarının söyledi. Son 2 yılda ürün gamını genişlettiklerini belirten Tsumura, “İnsan ve makine sinerjimiz kapsamında ortaya sürücü odaklı bir sporcu çıktı. Yeni NSX, sürüş dinamiklerini artırmak için elektrik motoru kullanan ilk otomobil” dedi. Avrupa’da bu aracı satabilecek 5 ülkeden biri olmayı başardıklarının vurgulayan Tsumura, şöyle devam etti: “Honda Türkiye olarak yakaladığımız satış ve satış kalitesi seviyemizle Japonya’yı ikna ettik. Yeni NSX Avrupa’da bizden başka Almanya, İtalya, İngiltere ve Fransa’da satılıyor. Fiyatı 500 bin ile 600 bin euro arasında değişen bu aracı Türkiye’de satıyor olmak büyük bir başarı. Aracın satışı için, sadece bu araçla ilgili eğitimli 2 NSX uzmanı görevlendirdik. Sınırlı sayıda ve siparişle üretilen araç için satış hedefimiz ise 3 adet.” Yeni nesil NSX’te 3’ü elektrikli toplam 4 motor kullanılıyor. Ortaya konumlandırılan 3.5 litrelik ikiz turbo beslemeli V6 benzinli ünite, 507 beygir güç ve 550 nm tork üretiyor. Motor 9 ileri çift kavramalı otomatik şanzıman (9DCT) ile kombine edilirken sistemi anlık tork üretimiyle Direct Drive Motor (DDM) adında bir elektro motor destekliyor. Bu motor, 48 beygir güç ve 147 nm tork üretiyor.
Ön aksta ise Twin Motor Unit (TMU) adında elektro motorlu farklı bir yapı daha devreye giriyor. 37’şer beygir güç ve 73’er nm tork üreten bu iki motor, ön tekerleklere çekiş sağlıyor ve araç böylece 4 tekerlekten çekişli hale geliyor. 1847 kilogramlık otomobile nefes kesen bir performans sağlayan motorlar, aracı saatte 308 kilometre sürate ulaştırıyor.
Aracın 0-100 km/s ivmelenmesi ise 3 saniyenin biraz üzerinde. 10 litrelik ortalama tüketim de rakiplerden iddialı.
4 FARKLI SÜRÜŞ MODU
Araçta tamamen elektrik motorlarıyla yol almayı sağlayan Quiet, gerektiğinde elektrikli motorları devreye alan Sport, tüm motorların aktif olduğu Sport + ve maksimum performans için de Track sürüş modları sunuluyor. İlk iki modda sadece 2 egzoz çıkışı aktifken son iki modda 4 çıkış da çalışmaya başlıyor. Aktif Ses Kontrolü (ASC), Emiş Sesi Kontrolü (ISC) ve Aktif Egzoz Supabı (AEV) olmak üzere üç gelişmiş ses modülasyon teknolojisini kullanan yeni nesil NSX’in iç mekanı kişiselleştirilebilir sürüş deneyimi sunuluyor. Araca özel tasarlanan hafif alaşım jantlar önde 245/35 ZR19 ve arkada 305/30 ZR20 ebatlarında. Launch Mode Control özelliğine sahip otomobilde Brembo imzalı frenlere yer veriliyor. İsteğe bağlı hafif karbon seramik diskler sunulurken, bu sayede toplamda 23,5 kilogramlık ağırlık tasarrufu sağlanıyor.
ASFALTTA DEĞİL RAYDA GİDİYOR
Yüksekliği sadece 1.2 metre olan otomobilin kapısını açıp direksiyon başına geçmek çok da zor değil. Rahat koltuklar ciddi bir bel desteğine sahip. Omuz bölgeleri ise rahat bırakılarak sportif sürüşlerde kullanımı kolaylaştırıyor. Gür bir sesle canlanan motor, ‘Track’ modunda iç mekana da benzer seviyede iletiliyor. Intercity İstanbul Park’ta yaklaşık 2 tur attığımız otomobil, mükemmel performansıyla nefesleri kesiyor. Bıçak keskinliğindeki gaz pedalı, sürücü ve yolcuyu adeta koltuğa yapıştırıyor. Aracın asıl hüneri ise yol tutuşu. Çok sert olmayan direksiyon keskin yapısı ve net tepkileriyle dikkat çekici. Ön tekerleklere güç üreten elektrik motorları sayesinde ara. Rayda gidiyormuş hissi sunuyor. Üstelik bu his, çok yüksek hızlarda bile kayıp yaşamayan çekiş sistemi sayesinde aracı, sınıfının en iyileri arasına zorlanmadan girmesini sağlıyor.
