İş dünyası doların kullanımını azaltabilmek için diğer para birimleri ile ihracat ve ithalat yapmanın yollarını arıyor.
MADSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Efendioğlu, İstanbul’a yapılan ve yapımı tamamlanınca dünyanın en büyük havalimanı olacak olan 3. havalimanında Brezilya granitinin yanı sıra 500 çeşit renge sahip olan Türkiye’deki mermerlerin de kullanılması gerektiğini savundu.
Mermer Üretici ve Sanayici İş Adamları Derneği (MADSİAD), düzenlediği toplantıyla ithalat ve ihracatın Türk lirasıyla olması için neler yapılması konusunu masaya yatırdı. Toplantı öncesi basın mensuplarının sorularını cevaplayan MADSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Efendioğlu, “Diğer para birimleriyle yani ihracatımızı ruble, yuan ve dinarla dolara bağımlı kalmadan ne derece de yapabiliriz. Nasıl gerçekleştirebiliriz. Bu konuda artık yavaş yavaş bilgilenmemiz gerekiyor. Onun için burada hocalarımızdan bu konuda bilgi almaya çalışacağız. Umuyorum mesafe alabiliriz. Kararı almamız da tabi ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk Lirası ile alışveriş yapma çalışmaları etkili oldu. Şu anda sıkıntılı bir gidişat var. Yavaş yavaş artık İpek Yolu’nun devreye girmesi gerekiyor. İpek Yolu’nun eski canlılığına kavuşması gerekiyor. Türkiye’nin menfaati oradan geçiyor. Onun için yuan ve Çin parasından bahsediyorum. Diğer para birimleriyle ihracatı Türk Lirası, ithalatı nasıl yapabiliriz artık bunları konuşmanın vakti geldi. İş dünyasının bunun üzerinde durması gerekiyor. Dolar harici bütün paralar ile ihracat, Türk parasıyla ithalatı nasıl becerebiliriz. Bunu sık konuşabiliriz. Bu sadece mermer ihracatı değil, tüm ihracat için bahsediyorum. Türk iş adamı olarak dolara bağımlı kalmak istemiyorum. Alternatif arayışına geldi geçiyor bile” dedi.
İstanbul’daki 3. havalimanında brezilya graniti kullanımına yönelik soruya ise “Tamamında değil, bir kısmında kullanılacak ama ne kadarında kullanılacak bilinmiyor. Alışveriş mağazalarının bulunduğu ve insanların çok gezdiği bölgelerde yüklenici firmalar Türk mermerlerini tercih ederlerse çok seviniriz. Çünkü bu alanlar şov alanı. Afyon’un beyazını, Elâzığ’ın vişnesini, Bursa’nın bejini ve buna benzer Türkiye’deki 500’e yakın renk var. O renkleri o havaalanında muhakkak tanıtmamız gerekiyor. En az 30-40 çeşit mermerimizi orada dünyaya göstermemiz gerekiyor. Çünkü dünyanın en büyük mermer tedarikçisi Türkiye’dir. Kendi havaalanından kendi taşının tanıtımını yapması çok doğru olur. Bir kısmı yurt dışından da alınabilir tabi ki ama Türkiye’den de kullanılması gerekiyor. New York’taki Trump Oteli’nde bizim mermerimiz kullanılırken, Türkiye’de kullanılmazsa çok üzülürüm. Bu konuda İstanbul Maden İhracatçıları Birliği’nin çok gayretleri var. Brezilya ile aramızda ne fiyat ne de kalite yönünden fark var. Hatta bizim burada ürettiğimiz daha kaliteli diyebilirim” diye konuştu.
Türkiye’nin gündeminde milli parayla alışveriş etme gibi çalışma olmasının güzel olduğunu belirten Dünya Gazetesi yazarı Dr. Rüştü Bozkurt, “Biz bu milli para ile alışveriş edeceğimiz zaman bunun işler bir mekanizma olabilmesi için siyasi iradenin ne yapması gerektiği ve girişimcilerin ne yapmaları gerek onu çok iyi bilmemiz gerekiyor. Sadece devletten, siyasilerden, bürokrasiden beklentilerle değil, kendimizin de ne yapması gerektiği konusunda onları da netleştirmemiz gerekiyor. Bütün bunları da öteki ülkelere gidebilmemiz için karşımızdaki ülkelerin neler yapması gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Tek taraflı bakarsanız bundan hiçbir ey elde edemezsiniz. Bu bakımdan böyle toplantıların yararının büyük olduğunu düşünüyorum. Yerli para ile yapılan ihracatta işlem maliyetlerini azaltıyor. Örnek olarak bir mermeri ocaktan çıkarıp onu satılır hale getirebilmemiz gümrüğünden bankasına kadar birçok işlem yapılıyor. Onu dönüştürme maliyeti de var. İşlem maliyeti uluslararası ekonomi sıkılaştıkça çok artıyor. Milli para ile yapılan ihracatta en önemli unsur işlem maliyetini azaltıyor. Ayrıca güveni de arttırıyor. Geleceğe daha güvenle bakıp rahat hareket edebiliyorsunuz” şeklinde konuştu.
Maalesef Türkiye gibi ülkelerde ön görme ve önlem alma disiplinine çok sahip olunmadığını ifade eden Bozkurt, “Yaşanan sıkıntıları çok abartılı olarak anlatıyoruz. Ya da bazen hiç görmemezlikten geliyoruz. 2017 kolay bir yıl olmayacağını herkes söylüyor. Türkiye içinden kaynaklanan sorunlar olduğu gibi, yurt dışından da kaynaklanan sorunlarımız bulunmaktadır. Dünya giderek iç içe geçti. Ekonomide yaşanan ufak bir sorun diğer ülkeleri de ister istemez etkiliyor. 2017’de problem yok dersek yalan olur. Ama bizler sıkıntıyı iyi paylaşır, üzerinde iyi çalışma yaparsak gelecek sorunları minimize ederiz” dedi.
