Görüşler

Dip dalga ve başarısız uyum

Dip dalga ve başarısız uyum

16 Nisan referandumunun ardından Alman kamuoyunun hedefi 'evet' oyu veren Türkler olurken medyada ‘yaptırım’ çağrıları yer almaya başladı.

ANALİZ: MİKDAT KARAALİOĞLU

Referandum sonrasında Alman kamuoyunun hedefi  evet oyu veren Türkler oldu. Alman medyası ‘yaptırım’ çağrılarına başladı.

Üçüncü günde bile manşetler ve çok sayıda haber Türkiye’de yapılan referanduma ayrılmış haldeydi. Almanya referandum sonrasında öncelikli olarak Almanya’da yaşayan Türklerin yüzde 63’ünün evet vermesini tartışıyor. Bunu referandum sonuçlarının Türkiye AB ilişkilerini ne derece etkileyeceği ve referandumda yaşanan usulsüzluk iddiaları takip ediyor. Yaşanan en büyük hayal kırıklığı evet oylarının bu denli yüksek olması. Gerçi Almanya’da oy kullanan Türklerin sayısı 660 bin. Bunun yüzde 63’ü evet derken, bu oran Türklerin toplam nufüsunun yüzde 17’sine tekabül ediyor.

Bu zaman kadar zaten nesnel yürüdüğü söylenemeyecek uyum tartışmaları  şimdi daha da hamasetli bir hale geldi. ‘Evet’i diktatörlüğe onay olarak gören Alman kamuoyu bunu aynı zamanda Almanya’ya karşı alınmış bir tavır olarak değerlendiriyor. Yapılan analizlerde özellikle gençlerin kendilerini Alman toplumunda bir kurban olarak gördükleri ve Erdoğan’ın bu kitleye ulusal onur aşıladığı için tercih edildiğini söyleniyor. Oyların referandumunu içeriğine göre değil Alman medyasının ve politikacıların Erdoğan karşıtı söylemleri dolayısıyla verildiğini söyleyenler de var.

Almanya’daki Türkler siyasetin günlük hayat üzerinde ne etkisi olabileceği tecrübesini ilk kez 2015 AK Parti döneminde yaşadı. İlk kez bulundukları ülkede oy kullandılar ve hükümet kendilerine  daha sonra gerçekleştirdiği vaadler yaptı. Askerlik ücretinin düşürülmesi ve hiç askerlik yapmadan  ücretin ödenmesinin yeterli olması. Türkiye’den emeklilik konusunda yaşanan kolaylıklar, pasaport ücretlerin düşürülmesi, Türkiye’ye araç getirmede yaşanan kolaylıklar söz konusu hizmetlerin bazıları.  Referanduma evet çıkmasının önemli nedenlerinden birisi de AK Parti’nin Avrupalı Türkler nezdindeki temiz sabıkasıdır.

Ama Almanya’nın Türkiye analizcilerinden bu günlerde nesnel yorumlar beklemek mümkün değil. Almanya referandumdaki evet oylarını kendisine karşı verilmiş oylar olarak görüyor. Çifte vatandaşlığı kaldıralım şeklindeki çağrılara ‘’evet verenler Türkiye’ye gitsin’’ söylemi karışmış durumda. Bu algının oluşmasında referandum döneminde  yükseltilen hamaset çıtasının rolü de bir hayli yüksek. Her bir oy için yoğun rekabetin yaşadığı bir dönemde  Almanya’nın siyasi ve sosyal hassasiyetleri gözetilmeden ‘’onlar da bizim hassasiyetlerimizi gözetmiyor’’ motivasyonu ile yapılan çıkışlar maalesef Almanya’da  Türklerin  borç hanesine  yazıldı. Geriye hiç vakit kaybetmeden acilen toplanması gerek siyasi bir enkaz kaldı. Bu enkazın kaldırılmasını Almanlara bırakırsak, içinde 50 yıllık kazanımlarımızın da bulunduğu ‘’köklü bir temizliğe’’ hazır olmak gerekiyor.

Türkiye’de yapılan bir referandum için Almanya’daki Türklerin bu denli politize edilmesi  sağlıklı bir hamle olmadı. Referandum sahnesinin zaman zaman Avrupa’ya taşınması Avrupa’daki Türklere fayda sağlamadı. Bilakis telafisi uzun yıllar sürecek  sorunlar bıraktı. Bu sorunlar kendisini iş ve eğitim  hayatında gösterecek. Hem siyasetin hem sivit toplunun ve hem de medyanın  bu hasarın farkına varıp çözümü için acil şekilde sağduyulu adımlar atması gerekiyor. Referandum da varlığından söz edilen fakat ortaya çıkmayan ‘’dip dalga’’ galiba Avrupa’da kendini gösterecek. Bul dalga Türk toplumunun 50 yıllda elde ettiği iyi kötü kazanımları silip süpürebilir.

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir