Görüşler

Dr. Sait Başer yazdı: ‘Selâm ve duâ ile’ imiş!

Dr. Sait Başer yazdı: ‘Selâm ve duâ ile’ imiş!

Dr. Sait Başer, Ramazan ayının ilk haftasını geride bıraktığımız bugünlerde dua ve tefekkür dünyamızın zayıflığı arasındaki ilişkiye dair bir yazı kaleme aldı.

SAİT BAŞER

Duâ ve selamda, tevbe, af ve Rahmaniyet zemininde bir vuslat ve kudret çeşnisi bulunduğunu anlatmaya gerek var mıdır?

Hz. Yûnus:

Biz bu ilden gider olduk

Kalanlara selâm olsun

Bizim için hayır duâ

Kılanlara selâm olsun

der ya!

Selam ve duânın Hakk ve Hikmet ile buluşturan bir yüzü olduğunu düşünmek lazım. “Duâlarınız olmasa ne işe yarardınız?” sualinde dikkatle duraklamalı!(Furkan-77).

Duâ esnâsında insan, bilhassa kendi içinde bir arınma ve acz idraki, aczini kabulleniş, bir mükemmel Rabb’e ilticâ, o Rabb’i kendinde bulma... gibi üst üste gelen ön kabuller üzerinden yönelir. O yönelişte iki yönlü bir uyanışa mazhar olur. Önce cüziyyetindeki zayıflıkları kabullenme, sonra da bütün aczine rağmen o “Kudret Denizi”ne irtibatlı oluş! “Duâda icabet gizlidir”, diyen hikmetten baktığımız zaman ise, kulluk ile Rububiyet orada haşır neşirdir...

Duâ üzerinde düşünmek şart. Duâya devam etmek elzem!

Birbirimize hayır duâlar edelim.

“Günahsız ağızların ettiği duâlar kabul olunur” imiş. Birbirimize ettiğimiz duâlar o kategoridenmiş...

Cümle yârâna, milletimize ve ümmetimize, hattâ bütün insanlığa hayır, huzur ve iki cihan saadeti niyaz ediyorum. Fitne ve küfür mihraklarının zulüm ve baskılarının def’ini diliyorum...

DUA, HAYATA DAVET

Bir diğer açı:

Duâ, taleplerimizi hayatımıza dâvet anlamında bir kelime.

Duâ hâlindeyken, kendi ruhî durumumuzu incelersek, bu esnâda kendimize dâir biliş ve kabullerden hareket etmekte bulunduğumuza şâhit oluruz. O biliş ve kendiliğimize dâir kabullerde ise gayet tabiî, sentetik telkinlerden uzak, sahici ihtiyaç ve ideallerimizin faaliyeti belirir, alttan alta...

Bir de duâmızın yöneldiği muhâtabımız var! O, Cenâb-ı Hakk’tır.

O “muhâtabımız”a münhasır biliş ve kabullerimiz olmadan da duânın hiç bir değeri ve zerrece anlamı kalmaz.

Duâ esnâsında hem kendiliğimize hem O’na dair bilişlerimizin buluşması da
şart tabii.

Duâmız “bizim” ise, ezber tekrarlarını aşıyorsa, orada gene gayet ciddî bir “dünya görüşü”, “hakikat algısı” da devrede bulunmak zorunda. Yani duâ sırasında duâmızın doğuşunu sağlayan bir ciddî ve hasbî tefekkür de bulunmak zorunda... Aksi halde zaten ortaya duâ çıkmaz.

Elbette her duâmız kendimize dönük
değil!

Bir de diğer insanlara, topluma, varlığın muhtelif cenahlarına hitab ettiğimiz, hayır veyâ lânet okumak kastından doğan duâlarımız var. O duâlarda da gene bizim kendisine duâ ettiğimiz muhâtaplara dâir dilek ve temennîlerin, o muhatâbın gerçekliğine, durumuna, ihtiyaç veyâ ahlâkına dâir ciddî ve güncel fikirler üretmiş olmaklığımız şartı geçerli. O muhâtabın Allah’a dâir nisbetlerini, Allah’ın ona dönük iktidarını kaale almadan da duâ edemeyiz.

Elbette bütün değerlendirmelerimizi, duâ edende bir “hasbîlik şartı” üzerine
oturtuyoruz.

SAHİCİ EMPATİSİ YOK

“Selâm ve duâ ile” tekerlemesinin, duâ ile alâkası yok!

Ne kendine dâir ne muhâtabının varlık, ihtiyaç, ahlak, saadet arayışlarına dâir zerrece tefekkür zahmeti taşımıyor bu yuvarlak lâf.

Hem “her şeyi” söylemişmiş gibi yapıyor ama hem de aslında muhâtabına gerçek bir yönelişin gereği ihlas ile sahici bir empati taşımıyor. Onun ihtiyâcına yoğunlaşmış en ufak bir şefkat ve zahmet yüklenmemiş...

Bilakis! Bu, bir “duâcı olmanın diğergâm imajı kullanılarak, güyâ duâ edilenden minnet devşirme sloganı”.

Bencil, dindarımsı, düşüncesiz ama gayet menfaatçi, ucuz bir tutumun ifşaatı...

Daha yazalım mı?

Bu düşünce tembelliği alâmeti tekerlemeyle her karşılaşmada bir ölü can ile muhatap olmuşum gibi üzülüyorum...

Allah encâmımızı hayr eylesin...

Ümmetimizin ezber duâ ve sloganlardan uzaklaşıp, hakiki talep ve dilekleriyle yüzleşmesi, duâ için teveccüh ettiği Zât-ı Akdes’i karşısında bulacağı hallere tahavvülü de bendenizin duâsıdır.

Mânâsıyla da donanacağımız, Ümmet-i Muhammed’e selâmetler niyâzındayken, duâlarımızın içine kalbimizi de koyacağımız günleri de idrak edelim inşallah...

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir