Görüşler

Hasip Saygılı yazdı: FETÖ yargılamalarında gereken azami dikkat

Hasip Saygılı yazdı: FETÖ yargılamalarında gereken azami dikkat

Fatih Sultan Mehmet Vakfı Üniversitesi’nden Doç. Dr. Hasip Saygılı, FETÖ yargılamaları çerçevesinde yaşanan bir mağduriyet örneğiyle ilgili meslekî tecrübelerinden aktardığı tavsiye ve görüşlerini yazdı.

15 Temmuz 2016 darbe kalkışması sonrasında Türk ordusu kapsamlı bir tasfiyeye tabi tutuldu. Bu tasfiye son iki yüz yıllık tarihte 1826’da yeniçeriliğin lağvı ile başlayan süreci hatırlatıyor. İttihadçıların 1909 sonrası tasfiyeleri ile 27 Mayıs 1960 sonrası EMİNSU (Emekli İnkılâp Subayları) ayıklamaları sayı ve kapsam itibarıyla son iki yılda yapılanlarla mukayese edilemez. Diğer taraftan FETÖ şebekesinin ordunun özellikle general ve kurmay subay kitlesinde yarattığı ölümcül tahribatın ortadan kaldırılması için siyasetin aldığı sert tedbirler ve bu çerçevede yargılamalar işin bir diğer boyutudur. Bu yargılamalarda olağanüstü dönemlere mahsus acullukların aşırı genellemeci yaklaşımları da beslediği anlaşılmaktadır.

Bahsettiğimiz aşırı genellemeci, zekâ, dirayet, feraset ve çaba gerektirmeyen şabloncu/kolaycı tercihlerin bazı hukuki ve vicdani facialara da sebep olduğu görülmektedir. Bu tarz mağduriyet örneklerinin tekil vakalar olarak görülüp seslendirilmemesinin maslahata uygun olsa da ülkemizin itibarına her hal ve kârda zarar verecek potansiyelde olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden daha fazla gecikmekten endişe ederek büyük bir mağduriyet hikâyesini kamuoyunun dikkatine sunmak istiyoruz.

Mağduriyete uğradığı anlaşılan albay rütbesindeki subay, rahmetli jandarma başçavuş bir babanın oğludur. Emekli bir jandarma generalinin de küçük kardeşidir. Hikâyesini aktaracağımız sanık eskilerin nevi şahsına münhasır dedikleri bir mağduriyet yaşıyor. Darbe girişimi öncesi FETÖ’nün fincancı katırlarını ürküttüğü için kumpas davalarından birisinden mağdur edilmişti. Hatta yargılaması halen devam ediyor. Önümüzdeki 14 Aralık’ta 8 yıldır sonuçlandırılmayan bu davanın yeni bir duruşması yapılacak. Diğer taraftan en son darbe kalkışması sonrası FETÖ tertibi içinde olmak ithamı ile ordudan ihraç edildi ve tutuklu. 17 aydır hiçbir özlük hakkını alamıyor. Daha tuhafı tutuklu sanık henüz ne ile suçlandığını da bilmiyor. Çünkü hakkında, iki sene yakın bir süre geçmesine rağmen bir iddianame tanzim edilmiş değil…

17-12/16/screenshot_1.png

Artık ordudan da ihraç edilmiş olan mağdurun hikâyesi 2010’da Erzincan’da başlıyor. Erzincan Merkez Komutanı görevindeki mağdur, daha sonra FETÖ şebekesinin bir aygıtı olduğu ortaya çıkan dönemin Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal’ın Türk Silahlı Kuvvetleri’yle ilgili kanunsuz ve ahlaksız girişimlerinde işbirliğini reddettiği için iftiraya uğrayacaktır. Kumpas savcısı görevini dirayetle yapan Erzincan Merkez Komutanını “İki gizli tanıkla seni Ergenekon çuvalına atarım” diyerek tehdit etmiş ve sözünü gerçekleştirmiştir. Merak edenler için bilgi verelim. FETÖ savcısının gizli tanıklarından birisi tiksinti uyandıran şöhreti ile bilinen ve halen meslekten ihraç edilmiş bulunan bir cumhuriyet savcısı imiş… Erzincan Merkez Komutanı böylesi bir iğrenç düzenekle mağdur edilmişti.

Bu mağduriyet davası daha devam ederken aynı şahıs iki yıl önceki darbe girişimi esnasında aleyhine kullanılacak somut bir tespit olmamasına rağmen 18 Temmuz 2016 günü darbecilikten tutuklandı ve birkaç gün sonra ordudan ihraç edildi. Oysa Tugay Komutanı izinde olduğu için Tugay Komutanlığına vekâlet eden albayın hareket tarzları arasında şüphe çekecek şaibeli bir davranış örneği bulunmamaktadır. Darbe kalkışmasını evinde öğrenince, İzmir/Gümüldür’deki askeri dinlenme kampındaki komutanının da “emniyet tedbirlerini al, ben de geliyorum” talimatı üzerine darbe gecesi saat 23.10’da kışlaya gelmiştir. Kısa bir müddet sonra kendisini İl Emniyet Müdürü arıyor, o anda bir başka kişi ile görüşmekte olan albay iki dakika sonra telefonla dönüş yapıyor. Emniyet Müdürü albaya ne yaptığını soruyor. O da bir mesaj geldiğini onu okumakta olduğunu söylüyor. Emniyet Müdürü mesajda ne deniyor deyince mesajın bir kısmını telefonda ona da okuyor. Bu durumu birilerinin albayın darbenin içinde olduğu şeklinde üst makamlara rapor ettiği tahmin edilmektedir. Hâlbuki tugayın bulunduğu şehirde askeri birliklerde darbe girişimine karine olabilecek hiçbir olağanüstü gelişme yaşanmamıştır. Birliklerde bir hareketlilik söz konusu değildir, sükûnet hâkimdir. Bütün bunlara rağmen henüz hakkında iddianame yazılamamasına rağmen yakınlarının adli makamlardan aldıkları izlenimlere göre tutuklu sanığın darbeci olduğuna ilişkin karineler şunlarmış:

Sanık, halen darbecilikten yargılanan bir generalle muhtelif darbe hazırlık toplantıları yapmıştır. Yapıldığı ileri sürülen toplantılar söz konusu generalin tugayın amiri olduğu dönemlere aittir. General tugaya üst makam olarak denetleme ve ziyaretlerde bulunmuştur. Tugayda da daha önce Erzincan’da olduğu gibi Merkez Komutanı görevinde bulunan albay, zaten görevi gereği korgeneral rütbesi taşıyan bir amirin karşılanma, uğurlanma ve brifinglerinde bulunma mecburiyetindedir. Resmi ziyaret ve denetlemenin darbe toplantısı olarak görülmesi için iddia makamının somut kanıtlar sunmasını ümit ediyoruz.

Darbe günü sabahtan akşama birlikler araç, silah ve teçhizatlarını hazırlamakla meşgul olmuşlardır. Cuma günleri Türk Silahlı Kuvvetlerinin bütün birlikleri haftalık bakım yaparlar. Zaten askerlik yükümlülüğünü yerine getirmiş herhangi bir mükellefe “Cuma günü askeriyede ne yapılır?” diye sorulmuş olsaydı, ondan da aynı basit cevap alınabilirdi.

Garnizonda darbe kalkışması arifesinde bazı birliklerde erlere yeni elbiseler dağıttırılmış. Acemi eğitim merkezi olarak hizmet veren tugayda yeni katılan celplere gereken melbusat da sağlanır. Bilmeyen yetkililer için hatırlatalım. Zorunlu askerlik sisteminde yükümlülerin iaşe, ibate ve giyiminin sağlanması devletin görevidir.

Tugay Komutan Vekili görevinde bulunan albay niçin ilin o dönemdeki Cumhuriyet Savcısını arayarak darbenin karşısındayız dememiştir? Bu ithamın iddianameye girmeyeceğini tahmin ediyoruz. Zira böyle bir suçlama, vilayette devletin valisi dururken savcının kendini en yüksek makamın sahibi gibi algıladığı anlamına gelecektir. (Okurlarımıza darbe gecesi Bursa’da Vali ve Cumhuriyet Savcısının örnek şekilde dirayetle inisiyatif kullanarak fitnenin vaktinde söndürülmesini sağladıklarını hatırlatmak isterim.) Dahası, Garnizon Komutanını kendisine tekmil vermemekle itham eden sayın savcı darbe gecesi Manisa’dan yüzlerce kilometre uzakta başka bir şehirde izinde bulunuyormuş…

Mağdur edildiğini tahmin ettiğimiz subayın darbeciliği hakkındaki diğer karineler yukarıda zikrettiklerimizden daha ciddi olmadıkları için ayrıca saymaya gerek görmüyoruz. İşin özü, bir kısım insanların ülkenin uğradığı ağır suikastı kendi ikballeri için bir basamak olarak fırsata çevirme girişimi izlenimi vermektedir. Olaylara dahli olduğuna ilişkin en ufak bir emaresi olmayan kimselerin darbeci ilan edilerek ağır bir yaptırıma uğratılması sarsıcı bir trajedidir. Adalet gecikirse Yüzbaşı Alfred Dreyfüs gibi literatüre Albay Murat Yılmaz da geçer. Günü kurtarmak dışında toplumun huzuru ve refahı için daha ciddi kaygıları olanların bu ihtimalden ürkmeleri gerekir.

Bu çerçevede yargılamaları devam eden FETÖ davalarındaki eski askerler ile ilgili tespitimizi özetleyelim. Yargılananların azımsanmayacak bir kısmı ruhunu örgüte teslim etmiş bedenlerdir. Bunların mahkeme ifadeleri standarttır. Darbe girişiminden ancak televizyondan haberdar olmuşlardır, FG’yi de pek duymamışlardır. Masum insanlara bomba yağdıranlar dâhil bir melek kadar saf ve masum kimseler olduğu iddiasındadırlar. Utanmasalar 15 Temmuz 2016’da Türkiye’de bir darbe kalkışması mı olmuştu diye mahkeme heyetine soru soracak kadar yüzsüzlerdir. Bir diğer grup birlik komutanı ve karargâh amiri iken komployu görmesine rağmen vaziyet ne şekil alacak diye beklemeyi tercih eden, sağlam moral değerlerden yoksun fırsatçılarla dirayetsizlerdir. Bunların yüksek rütbe ve makamlarda sayı ve oranca daha fazla olduğu anlaşılmaktadır. Bahsettiğimiz sonucu görüp ona göre karar vermeyi bekleyenlerin darbe girişimini haber alır almaz birliklerine gidip işe koyulmaları gerekirdi. Bu olmadı. Bu grubun 15 Temmuz kalkışmasındaki olumsuz rolü, karar vericilere ordu için sağlam norm ve değerler sistemi kurma ve idame etmenin lüzumunu göstermiş olmalıdır, ümidindeyiz.

Bir de sayıca çok fazla olmamakla beraber yukarıda sunduğumuz örnekte olduğu gibi darbe ve FETÖ ile alakası pek mümkün olmayan ancak garez, fırsatçılık gibi güdülerle mağdur edilenlerin mevcudiyeti söz konusudur. Geçen haftalarda tutuklandığını öğrendiğim, maiyetimde iki yıl çalışmış olan Hv. Başçavuş Barış Koçak’ın bu grupta olduğunu sanıyorum. Zira tipik FETÖ mensubu davranış kalıplarının hiçbirisini bu çalışkan ve gayretli eski mesai arkadaşımda gözlemedim ve hissetmedim. Bilmeyenler için örgüt mensuplarının standart davranış özelliklerini özetleyelim. Hemen hepsi hesabidir. Hasbi bir davranış göstereni bulunmaz. Yani bir FETÖŞ sizden bir çıkar elde etme ihtimali kalmadığını anlarsa, geçmişte size ne kadar yakın durmuş olursa olsun artık sizi tanımaz. “Köprüden geçinceye kadar” bu otomatların hayat felsefesidir. Bunların bütün davranışları muhataplarından kendilerine bir şey elde etme esaslıdır. Kurumun, kamunun genel çıkarı için kendilerinin ayrı bir kazancı yoksa pek çaba göstermezler. Riya ve yaltaklanma mümeyyiz vasıflarıdır. Bir de birileri hakkında amiri yönlendirme çabaları dikkat çekecek kadar yoğundur.

FETÖ yargılamalarında yukarıda bahsettiğimiz ilk iki grubu teşkil eden fetöşler ve fırsatçı kıblesizler/dirayetsizler hakkında adaletin evrensel hukuk normlarına uyan caydırıcılık sağlayan hükümler vermesi umulur. Tabii ileride birilerine de mağduriyet gerekçesi sağlayacak özensizliklerden kaçınılması gerekir. Bir de her üç grubun yargılamalarında adaletin askerlik ile ilgili bilirkişilerden faydalanmasını salık veriyoruz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir