Görüşler

IKBY’de üçüncü yol şansı var mı?

IKBY’de üçüncü yol şansı var mı?

Kürtler üzerine çalışmalarıyla tanınan gazeteci Mehmet Alaca, Irak seçimleri üzerinden bölgede oluşan yeni sürece ilişkin değerlendirmede bulunuyor.

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) geçen yıl 25 Eylül’de bağımsızlık referandumuna gitmesi Bağdat yönetiminin Kerkük’ü ele geçirmesi, Mesud Barzani’nin başkanlıktan ayrılması ve Kasım’da yapılacak seçimlerin 30 Eylül 2018’e ertelenmesiyle sonuçlanmıştı. IŞİD’in yenilmesinden sonra gerçekleştirilen ilk bölgesel seçimlerin resmi sonuçları ise ancak yirmi gün sonra ilan edildi. 111 kişilik parlamentoda Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) 45, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) 21, Değişim Hareketi (Goran) 12, Yeni Nesil Hareketi 8, Kürdistan İslami Grubu (Komal) 7, Reform Hareketi 5, Modern Koalisyon 1, Azadi 1 ve azınlıklar 11 sandalye kazandı. Seçimin en büyük kazananı KDP olurken, en büyük kaybedeni ise Goran. 2013 bölgesel seçimlerde 38 sandalye kazanan KDP sayıyı 45’e yükseltirken, Goran’ın 24’ten 12’ye düşmesi kronizmle başa çıkmayı umut eden muhalefet partilerinin bölgedeki egemen siyaseti değiştirme yeteneği hakkında ipucu veriyor. Peki, karşılanmayan siyasi vaatler, ödenmeyen memur maaşları ve hizmetlerin yetersizliği konusundaki hoşnutsuzluğun arttığı, işsizlik oranının yüzde yirminin üzerine çıktığı, ciddi ekonomik ve siyasi kriz içindeki beş buçuk milyon nüfuslu IKBY’de yeni nesil muhalefet partileri alışıldık siyasetin taşlarını yerinden oynatabilir mi?

Bölgesel seçimlerin resmi sonuçları iktidarı elinde tutan geleneksel partiler tarafından kabul edilirken, Goran, Yeni Nesil Hareketi, Komal ve Kürdistan İslam Birliği (Yekgirtû) tarafından reddedildi.  Hatırlanacağı üzere 12 Mayıs Irak genel seçimlerinde KDP Irak parlamentosunda 25 sandalye kazanırken, KYB 18, Goran beş, Yeni Nesil dört, Demokrasi ve Adalet İçin Koalisyon (DAK), Komal ve Yekgirtû ikişer sandalye elde etmişti. Genel seçimlerin ardından muhaliflerin kalesi Süleymaniye’de hile yapıldığını ileri süren Goran ve DAK’ın genel merkezinin KYB’li silahlı gruplar tarafından saldırıya uğraması güçlü siyasi ve ekonomik patronaj ağa sahip geleneksel partilerin iktidarlarını korumak için güç kullanmaktan imtina etmeyeceğini göstermişti. Hatta Irak parlamentosundaki ilk oturumu boykot eden Goran, boykotun çözüm olmadığını anlamış olmalı ki, cumhurbaşkanlığı seçiminin yapıldığı oturuma katıldı.

Yıllarca hak mücadelesi veren ve 1992’de ilk bölgesel parlamentoyu kuran KDP ile KYB bölgeyi siyasi, idari ve coğrafi olarak paylaştı. Barzani ailesinin öncülük ettiği KDP Erbil ve çevresini, Talabani ailesinin domine ettiği KYB Süleymaniye bölgesini adeta iki şehir devletine dönüştürdü. Dış politik çizgileri zaman zaman farklılık gösterse de, iki parti de farklı peşmerge gücüne, istihbarat kurumuna ve ticari ajandaya sahip. Öyle ki, KYB ve KDP’nin yaklaşık 150 bin milisi olmasına rağmen, partiler arasındaki siyasi ve askeri ayrışma geçtiğimiz yıl Ekim ayında Kerkük dahil fiilen kontrol edilen tartışmalı bölgelerin neredeyse tamamının Irak Ordusu ve İran destekli Haşdi Şaabi’nin eline geçmesiyle sonuçlanmıştı. 2014’ten beri Bağdat’ın bütçe kesintileri, petrol fiyatlarındaki düşüş, IŞİD saldırılarının yatırımları sekteye uğratması, bir milyonu aşan mülteci akını, işsizlik ve yolsuzluk nedeniyle ekonomik kriz içerisinde olan Erbil yönetiminin memur maaşlarını ödeyemeyecek hale gelmesi ve kemer sıkma önlemleri toplumun feodal siyasete inancını sarstı. Sistemin fiili olarak ayrışması, iktisadi kalkınmanın gecikmesi ve hizmetin vatandaşa geç ulaşmasına neden olduğu gibi raporlara yansıyan hukuk ihlalleri, güvenlik güçlerinin keyfi tavırları, davalarda KDP ve KYB’lilerin kayrılması toplumu doğal olarak alternatif arayışlara yöneltiyor.

Bu arayışların ilk durağı, geçmişte KYB’nin reformcu kanadının öncüleri arasında yer alan ve Celal Talabani’nin yardımcılığını yapmış Noşirvan Mustafa tarafından 2006 yılında kurulan Goran oldu. Sayıları giderek artan eğitimli ve klientelist ilişkilere bulaşmayan orta-alt sınıf genç nüfusun değişim taleplerinin sonucu olan Goran bölgedeki ikili konjonktürel yapıyı nispi bir değişime zorladı. Nitekim 2009’da düzenlenen bölgesel seçimlerde 25, 2013’te ise 24 sandalye kazanarak KDP’nin ardından ikinci parti konumuna yükseldi. Goran seçimlerde başarılı olsa da KYB ve KDP başkanlık, başbakanlık, güvenlik ve istihbarat kurumlarını kontrol ettiği için gerçek bir güce dönüşemedi. Ayrıca Goran’ın bölgedeki yolsuzluk, nepotizm ve otoriteryenizmin kaynağı olarak nitelediği KDP hükümetinin bir parçası olması cazibesine zarar verdi.

KDP ve KYB bölgenin varoluş mücadelesinde köşe taşı ve toplumun önemli bir kesimi Barzani ve Talabani’ye değer atfediyor.

Goran’ın 2015’te Mesud Barzani’nin görev süresinin uzatılmasına karşı çıkması, partili parlamento başkanı Yusuf Muhammed ile dört bakanın azledilmesiyle sonuçlanan süreç yerini şiddet olaylarına bırakmış ve parlamento kapanmıştı. KDP ile yaşadığı gerilim sonrası 2016’da iktidarın diğer ortağı KYB ile yakınlaşması ise partinin kuruluş felsefesinden uzaklaştığı şeklinde yorumlandı. Noşirvan Mustafa’nın 2017 Mayıs’ında hayatını kaybetmesinden sonra 73 yaşındaki Ömer Seyid Ali’nin seçime tek aday olarak girmesi ve hareketin başına geçmesi parti içinde gerontokrasi tartışmalarını derinleştirdi. Nitekim sistem partileriyle geliştirdiği ilişki ve toparlayıcı liderlikten yoksun kalan hareket 12 Mayıs Irak genel seçimlerinde, 2014’e kıyasla, 4 sandalye kaybetti. Seçim akşamı genel merkezine yönelik saldırılardan dolayı, tıpkı geleneksel iktidar partileri gibi, silahlı güç edinme kararı popularitesine daha da zarar verdi. Fakat 30 Eylül seçimlerinde sandalye sayısının yarısını kaybeden Goran’ın parti içi seçimlere gitme kararı alması ve seçmenden özür dilemesi kuruluş iddialarna dönme konusunda farkındalık olarak okunabilir.

KYB lideri Celal Talabani’nin geçen yıl vafatından sonra Berham Salih’in, Talabani’nin eşi Hero Ahmed’in partideki siyasal ve ekonomik tahakkümcülüğüne tepkiyle, DAK’ı kurması bölgede bir nebze heyecan yarattı. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’ne göre dünyanın en yolsuz siyasal sistemlerinden biri olan IKBY siyasetindeki aile tekelini kırmayı hedefleyen Salih, bir yılın sonunda iddialarını unutarak partisini bıraktı ve KYB desteğiyle Irak Cumhurbaşkanı seçildi. Kendisi cumhurbaşkanlığı koltuğuna otururken, DAK’ın seçimleri boykot ederek bölgesel parlamentoda denklem dışı kalması değişimin kolay olmayacağının göstergesi oldu.

Bölge nüfusunun neredeyse yarısının 20’li yaşlarda olması ve yüz elli bin üniversite öğrencisinin varlığı muhalefet partilerinin lehine, zira gençler geleneksel partilerin feodal tutumundan rahatsız. Nitekim Goran listesinin genç lideri gazeteci Ali Hama Salih’in yaklaşık 90 bin oy alması ve Süleymaniye’deki hükümet karşıtı gösterilerin ve referandum karşıtı cephenin öncülerinden ve gençler arasında popularitesi yüksek Yeni Nesil Hareketi lideri Şahsuvar Abdulvahit’in girdiği ilk yerel seçimlerde 8 sandalye kazanması ve 100 binden fazla oy alması bunun işareti. Öte yandan KYB listesinin lideri Talabani’nin küçük oğlu Kubat Talabani’nin 180 binin üzerinde oy aldığını belirtmek gerekir. Bölgesel seçimlerde yarışan adayların çoğunun gençlerden seçilmesi partilerin bu potansiyelin farkında olduğunu gösteriyor. Öyle ki, bölgenin en geleneksel partisi KDP’nin dahi adaylarının neredeyse yüzde 40’ını gençlerden seçmesine bakılırsa muhalefetin işi pek kolay sayılmaz.

Seçimlere katılımın düşük olması muhalefet partilerine imkan sunabilir. Geçen yıl yapılan bağımsızlık referandumunda katılım oranı yüzde 72 olarak kayda geçerken, 12 Mayıs Irak genel seçimlerinde ortalama 48. Düşük katılım oranının sebeplerinden biri ilk defa kullanılan elektronik seçim sistemi olsa da, diğer neden seçmenlerin çoğunluğunun, tıpkı Irak’ın diğer yerlerindeki gibi, seçime ve siyasi partilere olan inancını kaybetmesi. Katılımın referandum bölgeyi direkt etkilediği için yüksek ve genel seçimler dolaylı etkilediği için az olması anlaşılabilir, lakin 30 Eylül bölgesel seçimlerde 58 olması soruna işaret ediyor. Referandumda KDP’nin kaleleri Erbil ve Duhok’ta yüzde 90’ın üzerindeki katılımın son seçimlerde Erbil’de 58, Duhok’ta 61’e düşmesindeki temel motivasyon başarısız politikalar, yolsuzluk ve kötüleşen ekonomik durumun toplumsal yansıması. Topluma bu anlamda projeksiyon sunacak muhalefet partileri seçimi boykot eden kitle arasında cazibe yakalayabilir.

Feodal rekabet şüphesiz bölgenin en can alıcı problemlerinden. Yıllardır bölgesel gücü paylaşan iki geleneksel partinin referandum ve Kerkük krizinden beridir araları açık. Kerkük konusunda KYB’yi suçlayan KDP, 2005’ten beridir cumhurbaşkanlığına KYB’li bir Kürt seçilmesine rağmen, kendi adayı Fuad Hüseyin’i destekledi. KYB’nin Berham Salih’te ısrarının bölge seçimlerinde 45 sandalye kazanan KDP’nin hükümet ortağı arayışını etkileyecegini bilen Hero Talabani seçim sonrası uzlaşı çağrıları yaptı. Resmi sonuçların açıklanmasının üç hafta sürmesi ise ikilinin anlaşmaya vardığı izlenimi uyandırıyor. Nitekim KYB’nin hükümet dışında kalma ihtimalinde şiddet kaçınılmaz olsa da, hükümet kurmak için 12 sandalyeye ihtiyacı olan KDP’yi muhalefet partilerine yöneltebilirdi. KYB, Talabani’nin ölümünden sonra liderlik krizini aşamazken, referendum sonrası yaptırımlar ve Kerkük’ün kaybedilmesi Barzani ve KDP’nin popularitesine ciddi anlamda zarar verdi. Bunun yanısıra, Mesrur Barzani ile Neçirvan Barzani arasındaki gerilimin orta vadede görünür bir hal alması olası. Bu nedenle iç bütünlüğü konsolide muhalefet partileri KDP ve KYB arasındaki ve parti içi sorunları avantaja çevirebilir.

Tüm eksiklerine rağmen, KDP ve KYB bölgenin varoluş mücadelesinde köşe taşı ve toplumun önemli bir kesimi Barzani ve Talabani’ye değer atfediyor. Ayrıca iki parti bölgesel ve küresel güçlerle derin ilişkilere sahip. Muhalefet partilerinin bu realiteyi görmezden gelmesi feodal partilerin istediği bir durum, zira Goran bu hatadan ötürü sendeliyor. IKBY’de mümkün olduğunca düzenli seçimler yapılması, parlamentoda 11 kişilik azınlık ve yüzde 30 zorunlu kadın kotası gibi demokratik göstergelerin mevcudiyeti yönetişim ve demokrasi krizi giderek derinleşen Ortadoğu için ümit verici. Bu bağlamda bölgesel ve küresel aktörlerle iyi ilişki geliştiren, bölgedeki demokrasi, ekonomi, askeri ve siyasal kurumsallaşma sorunlarına temas eden ve sosyolojinin ihtiyaçlarına cevap arayan muhalefet partileri feodal siyaseti değişime zorlayabilir.

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir