Görüşler

Hasan Mesut Önder yazdı: IŞİD ile baş etmek mümkün mü?

Hasan Mesut Önder yazdı: IŞİD ile baş etmek mümkün mü?

Dünyanın en vahşi terör örgütü IŞİD ile baş etmek mümkün mü ve nasıl? Etkin mücadelenin yolu bilindiği hâlde kasten mi kapatılıyor? USTAD (Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırma Merkezi) Ortadoğu Uzmanı Hasan Mesut Önder kaleme aldı.

[Karar]
HASAN MESUT ÖNDER

IŞİD, Amerika’nın Irak işgali sırasında ve sonrasında uyguladığı yanlış politikaların bir ürünüdür. BAAS Partisi ve Sünnilerin sistem dışına itilmesiyle uluslararası toplum, sonucunu hesaplayamadığı bir örgütün ortaya çıkmasına vesile oldu.

El Kaide’nin Irak kolu ile ilk nüvelerini oluşturan örgüt, günümüzde hem bölgedeki Sünni tabandan hem de dünyanın çeşitli bölgelerinden farklı motivasyonlarla birçok kitleyi bünyesine çekiyor. Örgütü cazip kılan temel etmen İslam dininin bir yorumunu, isyan ideolojisi haline getirmesidir. Bundan dolayı farklı nedenlerle dünyanın değişik yerlerinden çeşitli insan kaynağı oluşturabilmektedir. Bunun yanında Saddam Hüseyin döneminden gelen üst rütbeli Irak subayları, örgütün komuta kademesinde yer almaktadır.

Finansal olarak örgütün kontrol ettiği paranın küçük ölçekli bir devletin bütçesine yakın olduğu bilinmektedir. Peki bu örgüt, bütün dünyanın gelişmiş teknolojisi ve imkânlarına rağmen varlığını nasıl devam ettiriyor? Bu sorunun cevabı, aslında IŞİD’ın üstlendiği işlevde gizlidir. Bu işlevleri geniş hatlarda sıralamak mümkün:

1. Arap-İsrail karşıtlığı üzerine şekillenen bölge jeopolitiğini Sünni-Şii eksenine göre kurgulamak,

2. Mikro çatışmaları derinleştirerek yeni haritaların oluşmasını sağlamak,

3. İslam medeniyetini, medeniyet-içi çatışmalar ve küresel denklemin dışında tutmaktır.

Belki de en verimli mücadele yöntemi, komuta kademesini kontrol altına alıp örgüt mekanizmasını çökerterek sosyal tabanını siyasal ve ideolojik araçlarla dönüştürmektir.

IŞİD’in işlevleri, Türkiye dış politikasının önünde büyük engeller oluşturuyor ve örgütün yarattığı güvenlik tehdidi, Türkiye’nin kapsamlı bir çözüm stratejisi geliştirmesini zorunlu kılıyor. Üretilecek çözüm stratejilerinde; güvenlik, siyasi ve ideolojik boyutları göz ardı edilmeksizin sunulmalı. IŞİD gibi asimetrik bir terör örgütüne karşı, klasik terörle mücadele konsepti ile başa çıkmak zor görünüyor.

Tehdit ve eylem hazırlıklarına karşı önleyici ve ön alıcı operasyonlar yapılabilir ancak bir eylem engellenemezse ciddi felaketler ile karşı karşıya kalınabilir. Bu durumu yaşamamak için örgütün tehdit ve eylemlerini engelleyecek, önleyici ve ön alıcı istihbarat, sürekli olarak yapılmalı; örgütün muhtemel hedefleri, ideolojisi, kullandığı insan kaynakları ve militanların uyruklarına yönelik aktif istihbarat faaliyetleri yürütülmelidir. Bu çalışmalar; hedef kitlenin gözetimi, erken uyarı sisteminin oluşmasına yönelik, gerekli bilgilerin temini için örgüt ağına sızıp eylemleri hazırlık aşamasındayken engelleme süreçleri şeklinde sıralanabilir. Ancak bu faaliyetlerle kalıcı çözüm üretmek mümkün görünmüyor.

Örgütün faaliyetlerini bertaraf etmek için daha kapsamlı stratejik güvenlik konseptine ihtiyaç duyulmakta. Belki de en verimli mücadele yöntemi, örgütün komuta kademesini kontrol altına alıp örgüt mekanizmasını çökerterek örgütün dayandığı sosyal tabanı, siyasal ve ideolojik araçlarla dönüştürmektir.

Peki, IŞİD ile mücadele etmek mümkünse en verimli yöntemler neler olabilir? Bu soruyla alakalı birkaç öneri sunulabilir. Genellikle örgütlere yönelik denetim ve yeniden inşa süreçleri şu şekilde işler: İstihbarat servisleri, hedef aldığı örgütün risk veya tehdit kategorisinde olup olmadığını tespit eder ve hedef örgüte yönelik yapılacak faaliyetleri belirler. Eğer hedef örgüt birinci derecede tehdit yaratıyorsa geçici olarak eylem gücü etkisiz kılınarak kısa vadede tehdit yaratamaz hale getirilir.

İstihbarat servislerinin temel amacı, hedefi tamamıyla yok etmek değil; hedefi kontrol altına alarak dönüştürmektir. Hedefin örgütlenme ve beslenme zemini ortadan kaldırılamadığı sürece örgütü zahiren yok etmek kalıcı sonuç getirmez.

Asıl amaç örgütün komuta kademesine sızarak hedefi tehdit ve risk yaratmayacak şekilde kontrol altında tutup güvenlik aracı haline getirmektir. Güvenlik aracından kasıt, hedef örgütün komuta kademesi ele geçirildikten sonra ideolojik olarak yeniden formatlanması ve başka stratejik amaçlara hizmet eder konuma getirilmesidir.

IŞİD’in işlevleri, Türkiye dış politikasının önünde büyük engeller oluşturuyor ve örgütün yarattığı güvenlik tehdidi, kapsamlı bir çözüm stratejisi geliştirmeyi zorunlu kılıyor.

IŞİD örneğine dönecek olursak; örgütün ana damarını oluşturan eski BAAS’cılar ve Selefi unsurlar ayrıştırılıp sahte bayrak operasyonları ile örgüte yeni katılan insan kaynağı, örgüt örtüsü altında komuta kademesinin nüfuz edemeyeceği şekilde kontrol altına alınarak yönetici kadro ile taban arasındaki dikey hiyerarşinin çözülmesi gereklidir. Dikey hiyerarşi zayıflatıldıktan sonra yönetici kadro, örgüt mekanizmasına etki etmekte zorlanacak ve tabanın etkisine açık hale gelecektir. Ortaya çıkan bu durumda örgüt yönetim kadrosu, kontrolünü sağlamak için sert önlemler geliştirecek veya örgüt tabanının taleplerini dikkate alan bir yönetim sergilemek zorunda kalacaktır.

Hamid Düleymi ile Bağdadi arasındaki çatışma mezkûr konu ile ilgili iyi bir örnek teşkil etmektedir. ABD’nin, Rakka’da güdümlü füzelerle Bağdadi’ye karşı çıkan Hamid Düleymi’yi öldürerek, örgütün çözülmesini engellemeye mi çalıştığı sorusu akıllara gelmektedir.

Rakka’daki bu saldırıda Türkiye’nin örgütü bölmek için devşirdiği üst düzey IŞİD yetkilisinin de hayatını kaybettiğine yönelik iddialar bulunmaktadır. Bu durum, bir stratejik aklın IŞİD’i bir süre daha kullanımda tutacağını göstermektedir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir