Görüşler

Hasan Selim Özertem yazdı: Mektup diplomasisi ile gelen ‘reset’

Hasan Selim Özertem yazdı: Mektup diplomasisi ile gelen ‘reset’

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Güvenlik ve Enerji Araştırmaları Merkezi Başkanı Hasan Selim Özertem, Türkiye-Rusya ilişkilerinin girdiği yeni dönemi değerlendirdi.

[Karar]
HASAN SELİM ÖZERTEM

24 Kasım’da Türk F-16’sı tarafından düşürülen Su-24 tipi bombardıman uçağı uzun süredir hassas bir dengede devam eden ilişkilerde ciddi bir krizin patlak vermesine neden oldu. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken Putin’in “Bizi sırtımızdan bıçakladılar” açıklaması Rusya’daki şaşkınlığı ve hayal kırıklığını en iyi şekilde özetliyordu. 2000’lerde neredeyse ilmek ilmek dokunan ilişkilerde yakalanan mesafeye rağmen kriz çok hızlı bir şekilde tırmandı. Bu sürede Vladimir Jirinovski gibi Rus politikacıların İstanbul boğazına nükleer bomba atmakla Türkiye’yi tehdit ettiği dramatik sahnelere dahi şahit olduk.

Türkiye, Rus uçağının kendi sahasını ihlal ettiğini ve var olan angajman kuralları gereği bu uçağın düşürüldüğünü radar kayıtlarına dayandırarak ilan ederken Rusya ilk olarak bir ihlal olduğunu kabul etmedi ardından ise 17 saniyelik bir ihlalin neticesinin böyle bir uygulamanın olmaması gerektiğini belirten açıklamalar yaptı. Sıra hasar tespitine geldiğinde hayatını kaybeden pilotlar, düşürülmüş bir uçak ve nereye gideceği belli olmayan Rus-Türk ilişkileri söz konusuydu.

Bu olaydan yaklaşık 7 ay sonra ilişkilerin tekrar normale dönmesi adına Türkiye, Cumhurbaşkanı seviyesinde inisiyatif alarak ilk adımı 12 Haziran’daki Rusya Günü vesilesiyle attı. Gönderilen mektupta “yakın zamanda Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin hak ettiği seviyeye yükselmesi” dilenirken bu mesajın Moskova tarafından yeterli bulunmadığı açıkça ifade edildi. Bunun ardından gelen ikinci mektupta ise açık bir şekilde 24 Kasım’da düşürülen uçakta hayatını kaybeden pilot dolayısıyla üzüntü duyulduğu belirtildi ve pilotun ailesinin acısını hafifletmeye hazır olunduğu ifade edildi.

Türkiye-Rusya ilişkilerinde yeni sayfa şansı yakalandı. İkili ilişkilerin kademeli olarak normalleşmesi bekleniyor. Ancak kısa vadede 24 Kasım öncesine dönmek kolay değil.

Rusça ve Türkçe olarak gönderilen mektubun içeriği Türkiye’de oldukça tartışılsa da mesaj, Kremlin’de kabul gördü ve nihayetinde Vladimir Putin ve Recep Tayyip Erdoğan görüşmesi telefonla yoluyla da olsa gerçekleşti. Bu görüşmenin ardından Kremlin’den ilk adım olarak turizm sektörüne koydukları ambargoyu kaldıracaklarını belirten açıklamalar geldi. Bundan sonrası için de ekonomi başta olmak üzere ikili ilişkilerde normalleşmeye doğru giden bir sürecin başladığı ifade edilebilir.

LİDERLERİN YAKLAŞIMI BELİRLEYİCİ

65. hükümetin kurulmasının ardından Başbakan Binali Yıldırım’ın bundan sonra “çok dost, az düşman” açıklamasını müteakip gelen İsrail ve Rusya ile normalleşme adımları, Ahmet Davutoğlu’nun “komşularla sıfır sorun” politikasını hatırlatan bir yaklaşım. Son yıllarda bölgenin girdiği jeopolitik türbülansın bir neticesi olarak komşularla gerilen ilişkiler, Türkiye’nin iktisadi ve siyasi anlamda bazı kısıtlarla karşı karşıya kalmasını da beraberinde getirdi.

Rusya ile yaşanan kriz de bu bağlamda değerlendirilebilir. Arap halk hareketliliklerinin ardından iki ülke bölgesel siyaset konusunda anlaşamasa da ikili diyalogunu sürdürmeyi başarmıştı. Fakat Suriye’de krizin geldiği aşamanın ilişkilere faturası oldukça ağır oldu. İlişkiler ciddi bir şekilde yara alırken iki ülke arasındaki vizesiz seyahat kalktı, Rusya Türk mallarına ambargo uygulamaya başladı ve Türk firmalarının Rusya’daki projelere girişlerine kota konuldu. Türk turizm sektörü ise Rusya’dan gelen turistin bıçak gibi kesilmesi ile 2016 yazına belli zorluklarla başlangıç yaptı. Bunun ötesinde Suriye konusunda Rusya’nın bölgedeki askeri manevraları dengeleri değiştirirken Türkiye’nin ise manevra sahası önemli ölçüde daraldı. Diğer bir ifade ile uzun süre göz ardı edilen bölgesel bir kriz, birbirini stratejik ortak olarak tanımlamaya başlayacak kadar ilişkilerini geliştirmeyi başaran Türkiye ve Rusya arasında yeni ve derin bir krizin kapısını araladı.

Rusya ve Türkiye ilişkilerinde şimdi yeni bir sayfa açma şansı yakalandı. Önümüzdeki dönemde ikili ilişkilerin kademeli olarak yeniden normalleşmesi bekleniyor. Ancak kısa vadede 24 Kasım 2015 öncesine dönmek çok kolay değil. Bu yönüyle alt seviyede yapılacak görüşmeler ve iki lidere sunulacak ilerleme planına Putin ve Erdoğan’ın nasıl yaklaşacağı önem arz ediyor. Bu yönüyle vize serbestisi, gümrüklerden geçişlerin tekrar normale dönmesi ve müteahhitlik firmaları başta olmak üzere Türk şirketlerinin Rusya’da tekrar normal faaliyetlerine dönmeleri için nasıl bir süreç izleneceğini göreceğiz. Fakat lider merkezli giden normalleşme sürecinin beklenenden hızlı ilerlediği belirtilmeli.

BEKLEYEN ENERJİ PROJELERİ

Rusya ile ilişkilerin normale dönme sürecinde önemli ölçüde enerji politikaları da tekrar konuşulmaya başlanacaktır. Kriz döneminde dahi Gazprom’un gaz sevkiyatı konusunda yükümlülüklerini yerine getirmiş olması ikili ilişkilerde enerjinin ne kadar önemli olduğunun önemli bir göstergesi. Türkiye, Rusya’nın ikinci büyük doğal gaz ithalatçısı konumunda ve Rusya, Mersin Akkuyu’da Türkiye’nin ilk nükleer santrali inşaatını da üstlenmiş durumda.

Ukrayna’nın Rus gazı için rolünü zayıflatmak isteyen Moskova’nın, Türk Akımı’nı siyasi enstrüman ve alternatif senaryo dahilinde gündeme getirmesi şaşırtıcı olmayacak.

Nükleer santral projesi kriz süresince iptal edilmese bile projenin beklenen hızda gitmediğine dair bazı değerlendirmeler yapılmaktaydı. İlişkilerin normalleşmesi ile birlikte santral inşasında önemli bir ivme kazanılabilir. Bu açıdan değerlendirilmesi gereken başlıklardan birisi de nükleer işbirliği çerçevesinde Rusya’da eğitim alması beklenen mühendislerin geleceği olacaktır. Fakat burada not edilmesi gereken diğer önemli bir husus ise bu anlaşmada Rusya’nın ekonomik yükümlülüklerini ne şekilde gerçekleştirebileceği. ABD ve AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar, düşen petrol fiyatları ve ülkedeki iktisadi yavaşlama Rus ekonomisi üzerinde ciddi baskı oluştururken bu şartlar altında nükleer santral için ne şekilde bir kaynak akışının ne şekilde sağlanabileceğini takip etmek gerekiyor.

Öte yandan ikili ilişkilerde tartışma başlıklarından birisi yine Türk Akımı projesi. Vladimir Putin, Benjamin Netanyahu’nun Moskova ziyaretinde Türk Akımı ve Güvey Akımı projelerinden tamamen vazgeçmediklerini belirtmiş fakat bazı siyasi sorunların varlığına dikkat çekmişti. Almanya ile devam eden Kuzey Akımı-2 projesi AB üyesi bazı ülkeler ve Brüksel tarafından eleştirilirken Kremlin, Türk Akımı kartını tekrar açmak isteyebilir. Özellikle Ukrayna’nın Rus gazı için transit rolünü zayıflatmak isteyen Moskova’nın, bundan sonra bu projeyi gerek siyasi bir enstrüman gerekse de alternatif senaryolar dahilinde gündeme getirmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Ancak burada da ciddi siyasi engellerin varlığını göz ardı etmemek gerekiyor.

Sonuç olarak Rusya ile yeni bir dönem birçok bilinmeyenle birlikte başlıyor. Siyasi açıdan anlaşmanın zamanlamasının NATO zirvesinin hemen öncesi ve Brexit referandumunun hemen sonrası olduğunu not etmek gerekiyor. İlişkilere yeniden başlamasında Türkiye’nin adım atma konusunda aldığı inisiyatif kadar Moskova’nın meseleyi yokuşa sürmeyen bir tavır takınması da etkili oldu denilebilir. Önümüzdeki dönemde mevcut normalleşme süreci yukarıda belirtildiği gibi liderlerin alacağı inisiyatif ile olukça hızlı gelişebilme potansiyeline sahip. Tüm bu süreç, uluslararası sistemdeki gelişmelerden bağımsız gelişmediği gibi önümüzdeki dönemde de bölgesel ve küresel dinamikler ikili ilişkilerde etkili olacaktır. Fakat geçmiş krizin öğrettiği bir şey varsa o da konuşabiliyor olmak, riskleri azaltma açısından oldukça önemli. Bundan sonraki süreçte de ekonomik kayıpları kapatmak önemli bir öncelik. Ancak daha da önemlisi ilişkilerin kurumsal karakterini güçlendirip bundan sonraki muhtemel krizlere daha dayanıklı hale getirmek olmalıdır. Zira mevcut uluslararası ve bölgesel konjonktür birçok istikrarsızlığı içerisinde barındırırken bu durum kırılgan yapılarda yeni krizlere kapı aralayabilir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir