Görüşler

Salih Cenap Baydar yazdı: Dünya çapında bir devrim oluyor farkında mısınız?

Salih Cenap Baydar yazdı: Dünya çapında bir devrim oluyor farkında mısınız?

Bitcoin nedir, kağıt paranın yerine mi geçiyor? Teknoloji uzmanı Salih Cenap Baydar kaleme aldı.

SALİH CENAP BAYDAR

14 Eylül 2008 Pazar günü, Amerikan Merkez Bankası’nın Başkanı Alan Greenspan verdiği bir mülakatta şöyle dedi: “Ancak yüzyılda bir başımıza gelebilecek türden bir kriz yaşayıp da bu krizin reel ekonomiye dünya çapında ciddi bir etkisinin olmayacağına inanamam. Sanırım şu an yaşadığımız tam da bu!” Mortgage balonu patlamıştı. Koca koca bankalar S.O.S. sinyalleri veriyordu. Tüm dünyada finans sektörü çöküyor gibiydi. Bear Sterns, Morgan Stanley, Chase, Citygroup, Bank of America, Wachovia Bank, Wells Fargo, UBS, Credit Suisse, Deutsche Bank, Royal Bank of Scotland, ING, Fortis, HBOS, Northern Rock gibi şöhretli isimlerin hepsi krizdeydi. Lehman Brothers Inc., merkezi New York’ta bulunan ve ağırlıklı olarak sabit faizli hisse senetleri ile çalışan, ABD’li yatırım bankalarının en büyüklerinden birisiydi. Greenspan’ın röportajının hemen ertesi günü, 15 Eylül 2008’de Lehman Brothers iflasını ilan ettiğinde, %94’lük değer kaybı ve 613 milyar USD borcu ile ABD tarihinin en büyük iflasına imza atmış oldu. Batamayacak kadar büyük sanılan banka, Titanik misali yok olup gidivermişti. Tam bir bozgun havası esiyordu. Amerika ve İngiltere’nin dev bankaları, sigorta şirketleri birbiri ardına iflaslarını açıklıyorlardı. The Federal National Mortgage Association (Fannie Mae) ve The Federal Home Loan Mortgage Corporation (Freddie Mac) inanılmaz büyüklükte zararlar açıklayarak battılar. Diğer dev bankalar Merrill Lynch ve American International Group (AIG), Lehman Brothers ile aynı günlerde iflaslarını açıkladılar. Borsalarda bir anda milyarlarca dolar buharlaşıverdi. Sayısız şirket iflas bayrağı çekerken milyonlarca kişi de işsiz kaldı. Gerçekten sadece Amerika değil tüm dünya sarsılmıştı.

KOLEKTİF MUHASEBE DEFTERİ

İnternet neslinin dünyayı daha iyi bir yer yapmak gibi muazzam bir iddiayla ortaya çıkan dâhileri, yaşanan banker felaketi karşısında sessiz ve tepkisiz kalmayacaklardı. Bankaların ardı ardına iflaslarından hemen iki ay sonra, 1 Kasım 2008 Cumartesi günü ikindi vakitlerinde kimselerin tanımadığı, Satoshi Nakamoto takma adını kullanan bir internet kullanıcısı, krizdeki finans sektörünü, sebep olduğu acılarla beraber tarihe gömecek bir devrimin işaret fişeğini ateşledi! Nakamoto, bugün artık adını sıkça duymaya başladığımız “bitcoin” devriminin altında yatan “blockchain” teknolojisinin altyapısını oluşturacak fikirlerini açıklayan bir makale yayınlamıştı. Nerede? Bir akademik dergide mi? Hayır! Kriptografi ile ilgili sıradan bir e-mail grubunda! Satoshi Nakamoto’nun mütevazı maili şöyle başlıyordu:

“Tamamen kişiler arasında çalışan, güvenilir üçüncü şahıslara gerek duyulmayan yeni bir elektronik para sistemi üzerinde çalışıyorum. Makalemi http://www.bitcoin.org/bitcoin.pdf adresinde bulabilirsiniz.”

Nakamoto, alan ve satan tarafların alışverişlerini belgelemek için ihtiyaç duydukları güvenilir üçüncü tarafları (yani aracıları, bankaları, sigorta şirketlerini, hatta devletleri) devreden çıkartmanın mümkün olduğunu ileri sürüyordu. Tek ihtiyaç duyacağımız şey kolektif bir “defteri kebir” yani herkesin ulaşabildiği ve değiştirilmediğinden emin olup güvenebileceği tek bir muhasebe kayıt sistemiydi. İnternet ve kriptolama teknolojilerinin sağladığı imkânlarla böyle bir kolektif muhasebe defteri tutmak mümkündü! Sistemin detayları ileri seviyede matematik, kriptografi, bilgisayar, yazılım ve internet teknolojileri bilgisi gerektirdiğinden burada açıklamamız biraz zor ama meselenin özünü biraz basitleştirerek anlatmayı deneyebiliriz.

Bir alışveriş gerçekleştiğinde bir miktar paranın bir hesaptan alınıp başka bir hesaba aktarıldığının aynı anda kaydedildiği yüzbinlerce defter düşünün. Bu sistem şeffaf bir sistem olsun. Taraflar ve el değiştiren miktar değil ama transferler herkes tarafından anlık olarak rahatlıkla izlenebilsin. Geriye dönük herhangi bir işlem sorgulanabilsin. Sistem hiçbir merkeze veya otoriteye ihtiyaç duymasın, dağıtık bir sistem olsun. Tüm bilgiler uygulamayı kullanan ve protokole dâhil olan her bir bilgisayara anlık olarak kopyalansın. Sistem, saklanan verilerin değiştirilememesi için çok sıkı korunsun ve değişikliklerin geçerli olabilmesi için tüm üyelerin otomatik kontrol ve onayı gereksin. Geriye dönük değişiklikler asla mümkün olmasın.

Nakamoto’nun teklifi bir sürü problemi çözüyordu. Sayısız görünmez aracının aradan çıkartılması fiyatları ciddi oranda düşürecekti. Özellikle doğrudan internet üzerinden satılıp alınabilen uygulama yazılımları, oyun, e-kitap, resim, müzik, film gibi metaların hızlı, anonim ve ucuz bir şekilde alınması sağlanacaktı. Paramızı alıp satarak zengin olan, reel ekonomi yerine sanal bir ticaretten fahiş kârlar elde ederken ülkelerinin ekonomik stabilitesini tehlikeye atmaktan çekinmeyen bankacıların, sigortacıların tatlı, zahmetsiz ve zaman zaman haksız kazançları kesilecekti. Anonim kalarak alışveriş yapma imkânı sayesinde tüketicileri “fişleyen” satıcılardan ve “Sauron’un gözü” misali her hareketimizi gözleyen otoritelerin tarassutundan yakamızı kurtarmak mümkün olacaktı. Bir merkezi otorite olmadığından, bir “üst gücün” alışverişten vergi/komisyon alması, paraya el koyması, hesapları dondurması gibi riskler de ortadan kalkmış olacaktı.

Satoshi Nakamoto sadece ortaya ilginç bir fikir atıp kenara çekilen biri değildi. Fikrini bizzat kendisi hayata geçirdi. 2009 yılında açık kaynaklı olarak geliştirdiği kodları yayınladı. Yaptığı işin ve iddialarının tabiatı gereği, geliştirdiği “blockchain” algoritmalarını yazılımdan, kriptografiden anlayan herkesin bilgisayarına indirip inceleyebileceği şekilde insanlığın hizmetine sunmuştu. Şu ana kadar tam 416 yazılımcı, bilabedel bu kodların geliştirilmesine katkı sağlamış görünüyor.

BANKALAR NİYE RAHATSIZ OLDU

Bitcoin, kısa zamanda dolar gibi, euro gibi bir para birimi oldu. Bu aralar bir bitcoin yaklaşık 1000 dolara karşılık geliyor, yani yaklaşık 3660 liraya! Bitcoin için kâğıt paradan (bank note) sonra en büyük icat diyenler var. Hatta bazıları internet jargonuyla bitcoin için “para 2.0” ifadesini kullanıyorlar. Şöhreti özellikle 2013 yılından sonra iyiden iyiye yayılan bitcoin, hem bankacıları hem devlet adamlarını rahatsız etti ve bu rahatsızlık gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Tatlı kârlarından vazgeçmeye hiç niyeti olmayan bankaların ve hem vatandaşlarını takip imkânlarından hem de vergi gelirlerinden olmaya hiç niyeti olmayan devletlerin böyle tavır almalarından daha tabii bir şey olamazdı.

Müesses nizamın temsilcileri endişelerinde haksız değiller.

Bitcoin, blockchain uygulamalarından sadece birisi. Merkezi ve herkesçe güvenilen bir otoritenin tutacağı kayıtların söz konusu olduğu herhangi bir yapı blockchain sistemiyle hayata geçirilebilir. Mesela nüfus, tapu ya da şirket kayıtlarını saklamak için blockchain kullanılabilir! Edurne ve Mayel isimli anarşist çift 1 Aralık 2015’te herhangi bir devlet ya da kilise otoritesini tanımadıklarını söyleyerek evliliklerini blockchain üzerinden gerçekleştirdiler.

Amerika’da bir şirket, insanların kişisel sağlık verilerinin blockchain mantığıyla saklanabildiği ve istenirse saniyeler içerisinde istenen kişi ile paylaşılabildiği bir sistem üretti. Geleneksel merkezi sağlık hizmetleriyle karşılaştırıldığında kişisel verilerin şifrelenmiş olarak daha güvenli bir şekilde saklanmasıyla tıbbi ilaç şirketleri veya sigorta firmaları gibi üçüncü parti şirketlere satılmasının önüne geçmeyi amaçlıyordu. Ülkemizde sağlık verilerinin saklanması ve paylaşılması amacıyla hazırlanan Sağlık.Net uygulamasının 2014 yılında Danıştay kararıyla durdurulmuş olduğunu hatırlamakta fayda var. Danıştay, hastaların kimliklerini, kişisel bilgilerini, bu kapsamda özel hayatlarını ortaya koyan bilgilerin toplanamayacağını özellikle belirtmişti. Kararın gerekçesinde kişisel sağlık bilgilerinin hassas veri olarak kabul edildiği; bunların toplanmasının, işlenmesinin, kapsamının, koşullarının ve bu verilerin korunmasına ilişkin usul ve esasların kanunla ayrıntılı olarak belirlenmesi gerektiği belirtiliyordu. Tabi bu işin blockchain mekanizması üzerinde yürütülmesi halinde devletin nasıl karşılık vereceği hala bir muamma!

MAHREMİYETİN GERİ DÖNÜŞÜ

Dünyayı tepeden tırnağa değiştirecek sessiz bir devrimin tam ortasındayız. Devasa hiyerarşik yapıları, süper güçleri, müesses nizamın vazgeçilmez sanılan kurumlarını bir bir anlamsızlaştıracak, taşları yerinden oynatacak bir devrim bu. Teknolojinin dünyamızı George Orwell’in tasavvur ettiği anti ütopyanın ötesinde bir takip cehennemine dönüştürdüğü günlerde hürriyetin, özerkliğin ve mahremiyetin geri dönüşüne şahit olabiliriz. Önümüzdeki yıllarda bugünkü anlamıyla devletler, bankalar, sigorta şirketleri, muhasebeciler, noterler hatta kâğıt para bile tarihin tozlu sayfalarına karışabilir. Bu arada bu devrimin “babası” Satoshi Nakamoto’nun gerçekte kim olduğu hala kesin olarak ortaya çıkmış değil!

Bakalım gelecek nesiller Satoshi Nakamoto ismini nasıl hatırlayacaklar?..

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir