Görüşler

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ayhan Koyuncu yazdı: Türkiye-Mısır ilişkilerinde yeni dönem mi?

Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ayhan Koyuncu yazdı: Türkiye-Mısır ilişkilerinde yeni dönem mi?

Türkiye’nin hızlı bir şekilde dış politikada değişim için attığı adımların arasında Mısır’a yönelik açılımın da yer alacağının sinyalleri hükümet kanadından verilmeye başlandı. Bu sinyaller nasıl okunmalı? Mısır üzerine çalışmalar yapan, Muş Alparslan Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ayhan Koyuncu yazdı.

[Karar]
YRD. DOÇ. DR. AHMET AYHAN KOYUNCU

Türkiye’nin dış politikada İsrail ile mutabakat sağlandığı ve hemen peşinden Rusya ile ilişkilerin düzeltilmesi yönünde önemli adımların atıldığı bir zaman diliminde Başbakan Yıldırım’ın “Mısır ile de temasların başlatılabileceğini” açıklaması dış politika açısından önemi değişimlerin yaşanacağı beklentisine yol açtı.

Malum olduğu üzere Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiler Mısır’ın serbest seçimlerde iş başına gelmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin 2013 Temmuz’unda darbe ile indirilmesi sonrasında bozulmuştu. Türkiye darbecilere karşı Mursi’ye destek vererek, Sisi’nin yaptığının bir darbe olduğunu ve gayrı meşru bir yönetim olduğunu ileri sürmüştü. Sisi rejimin Türkiye’yi her türlü ikna çabasının boşa çıkması sonrasında ilişkiler gerilmiş ve daha sonra askıya alınmıştı.

Türkiye ile Mısır arasında kısa ve orta vadede bir yeni dönem beklemek makul görünmüyor. En önemli sebep ise Mısır’daki iktidarın konumu ve Türkiye’nin bu meseleye bakışı.

LİDER ŞERHİ

Bu süreç içerisinde Başbakan Yıldırım’ın açıklaması Türkiye tarafından ilişkilerin normalleştirileceği yönünde bir adım olarak görüldü ve Mısır Dışişleri Bakanlığı da açıklamayı olumlu bulduğunu bildiren bir açıklama yaptı. Yıldırım’ın açıklamasına bakıldığında daha çok iki ülke arasındaki dini, kültürel, ticari ve coğrafi bağlar gibi zorunlu olduğu düşünülen ilişkilere değinilmiş ve bu ilişkilerin sürdürülmesi gerektiği, siyasi krizin bu işlere yansımaması gerektiği ifade edilmiştir. Yıldırım, siyasi krizin işin bir tarafı olduğunu, bunun bir tarafa konması gerektiğini ama bir yandan da hayatın devam ettiğini belirtmiştir. Yıldırım, “Aynı bölgede yaşıyoruz, birbirimize ihtiyacımız var. Buradan gemilerimiz Süveyş’ten Kızıldeniz’e geçiyor, oradan Arabistan’a, Ürdün’e, Yemen’e, Afrika’nın doğusuna gidiyor. Dolayısıyla her şeyi birden bire istesek de kesemeyiz çünkü böyle bir coğrafi bağımız ve yakınlığımız var. Ayrıca dini ve kültürel bağlarımızı söylemiyorum. O yüzden oradaki rejim değişikliğinin şekli şemali, ondan sonra işbaşından uzaklaştırılan Mursi başta olmak üzere onun ekibine uygulanan haksız isnat ve cezalar bir tarafa, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde bir mani hal yok.

İş adamlarımız, yatırımcılarımız karşılıklı gidip gelebilirler, yatırımlarını geliştirebilirler ve böyle böyle ileride belki normalleşmeye de bir zemin hazırlanmış olur. Hatta bakanlar seviyesinde bile ilişkiler başlayabilir. Bu olabilir, buna mani bir hal yok. Bunun olması konusunda biz doğrusu hazırız, bu konuda herhangi bir rezervimiz yok.” dedi. Ancak Mısır’daki meşru Cumhurbaşkanı’nın da darbe ile görevinden uzaklaştırıldığı, bunun meşru olmadığı ve demokrasiye bir darbe olduğu da ifade edilmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu tür bir değişimi asla onaylamadığını ve onaylamayacağını da belirtilmiştir.

Mısır Dışişleri Bakanlığı ise açıklamanın olumlu bir adım olduğunu ve memnuniyet verici olduğunu ifade etmiş, ancak Türkiye ile ilişkinlerin normalleşmesinin darbe sonrası –kendi ifadeleri ile devrim sonrası- süreçte oluşan iktidarın meşruluğunun tanınmasına, Mursi’nin görevden alınmasının meşru kabul edilmesine ve bu yeni iktidarın oluşturduğu kurumların tanınmasına bağlı olduğu ifade edilmiştir. Açıklamaya göre bunların tanınması, Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin gelişimi için başlangıç noktası olacaktır.

Hem Türkiye hem Mısır’ın ilişkilerin geliştirilmesindeki isteği  uluslararası ilişkilerde bir gerçeğe işaret ediyor: Devletler arası ilişkilerde dostluk yoktur, çıkar ilişkileri vardır.

Açıklamalara bakıldığında Türkiye ile Mısır arasında kısa ve orta vadede bir yeni dönem beklemek pek makul görünmüyor. Bundaki en önemli sebep ise Mısır’daki iktidarın konumu ve Türkiye’nin bu meseleye bakışıdır. Mısır ilişkilerin geliştirilmesi için Türkiye’nin Sisi rejimini meşru bir iktidar olarak görmesini talep ediyor. Türkiye ise Sisi rejimini darbeci olarak görüyor ve Mısır’ın meşru ve gerçek liderinin Mursi olduğunu ileri sürüyor. Dolayısıyla bu nokta ilişkilerin geliştirilmesinin önündeki en büyük engel olarak duruyor.

‘EKONOMİK İLİŞKİ SÜRMELİ’

Türkiye’nin “aramızda kopmaz bağlar var” demesi sorunu çözmeyecektir. Fakat Türkiye’nin bu yaklaşımının işaret ettiği bir şey var ki bu da şu demektir: “siyasi kriz bir tarafa, ekonomik ilişkilerin devam etmesi gerekir”. Çünkü ekonomik ilişkilerin devam etmesi iki taraf için de önemlidir. Sisi’nin önündeki en büyük sorun Mısır’ın devasa ekonomik sorunlarıdır. Sisi rejimi şu ana kadar Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından desteklenerek sorunlarını geçici olarak aşabildi. Tabi bunun da bir bedeli oldu ve Tiran ile Sanafir adaları Suud’a verildi. Bu ise Sisi’ye karşı çok ciddi bir tepki doğurdu. Dolayısıyla ticari ilişkilerin geliştirilmesi sadece Türkiye için değil, Mısır için de oldukça önemli bir pozisyondadır.

İSTEK VE İYİ NİYET

Ancak bu gelişmeler, uzun vadede bir uzlaşı görmenin mümkün olabileceğine dair işaretler vermektedir. Bu işaretler ise her iki tarafında açıklamalarında görülen isteklilik ve iyi niyet. Hem Türkiye hem de Mısır ilişkilerin geliştirilmesi noktasında isteklidir. bu durum uluslararası ilişkilerde bir gerçeğe işaret etmektedir: “devletler arası ilişkilerde dostluk yoktur, çıkar ilişkileri vardır.” Ak Parti hükümeti Mısır karşısında tutum değiştirmekle eleştirilebilir, ancak devletler, kanlı savaşlardan sonra bile ülkelerinin çıkarları için masaya oturup anlaşır ve “kardeşlik” mesajları verir. Dolayısıyla bu durum çok anormal bir durum değildir. Ayrıca açıklamaların dili ve üslubu da iki tarafında iyi niyetli olduğunu gösteriyor. Fakat daha önce de ifade edildiği gibi kısa vadede ilişkilerin gelişmesini beklemek fazla iyimserlik olacaktır. Şartlar bu durum üzerinde devam ederse orta vadede ilişkiler yeniden kurulup geliştirilmeye çalışılacak, uzun vadede ise bir uzlaşı kurulması mümkün olabilecektir.

İlgili Haberler
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir