“Kış geldi ama hâlâ yazı yaşıyoruz” dedirten havaları İTÜ Meteoroloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen KARAR’a yorumladı: Bahar ayları bir aya indi. Mart kışa kaydı, Eylül de yaza dahil oldu. Yani iklim dalgalanmaları yaşıyoruz.
KENAN BUTAKIN / İSTANBUL
Yeni yılın ilk günlerinde havanın tıpkı sonbahardaymış gibi hissedilmesi kuraklık endişesine yol açtı. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun, geçen ay 2017’nin son 44 yılın en kurak yılı olduğunu söylemesi ve İstanbul’daki barajların doluluk oranının yüzde 65 seviyelerinde gözlenmesi, gözleri yağış miktarlarına çevirdi. Yağış miktarlarında yüzde 3 oranında bir düşüş yaşandığına dikkat çeken ancak kuraklığın tek nedeninin bu olmadığına vurgu yapan İTÜ Meteoroloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen mevsim kaymalarını KARAR’a anlattı. Betonlaşmanın olumsuz etkisini dile getiren Şen şunları kaydetti: “Bulunduğumuz bölgelerde ara mevsimler kısalıyor. Bahar ayları bir aya inmeye başladı. Sonbahar da ilkbahar da öyle. Mart kışa doğru kaydı, Eylül de yaz mevsimine dahil oldu. ABD ve bazı Avrupa ülkelerinde çetin kış şartları yaşanırken, Türkiye’de bugünlerde ılıman bir hava olmasının nedeni küresel ısınmadan kaynaklanan iklim dalgalanması. Bunun dışında Türkiye’de periyodik olarak yaşanan kuraklıklar dışında, küresel ısınmanın getirdiği kuraklık tabii ki var. Ama sadece bu bir faktör değil şehirleşme de kuraklığı tetikliyor. İstanbul’daki yağışlarda yüzde 3 azalma var hatta barajlardaki düşüş çok daha fazla. Bunun nedeni yağan yağmuru tutamamamız. Her yer betonlaştı. Su toplama havzaları imara açılıyor. Bu böyle olmamalı. Diğer bölgelere bakınca ciddi bir kuraklık yok. Yani yağan yağmur şehirleşme yüzünden tutmuyor.”
