Ömer Halisdemir'i şehit eden alçak binbaşı Şahin savunma yaptı: Kanunsuz emir vermedim ve almadım

Ömer Halisdemir'i şehit eden alçak binbaşı Şahin savunma yaptı: Kanunsuz emir vermedim ve almadım

FETÖ'nün darbe girişiminin seyrini değiştiren Halisdemir'in şehit edilmesiyle ilgili davada, Terzi'nin yanında ÖKK'ya giderek, Halisdemir'i vuranlardan Binbaşı Fatih Şahin savunma yaptı. Şahin'in, "Bana hain diyenler benim gelip yüzüme söylesinler" sözleri üzerine sanıklar arasındaki Halisdemir'e son kurşunu sıktığı öne sürülen Mihrali Atmaca, "Ben diyorum" dedi. Halisdemir ile 248 kişinin katili cuntacıların kanunsuz emir vermediklerini söylemeleri ise pişkinliklerini gözler önüne serdi.

Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir'in şehit edilmesiyle ilgili davada, cuntacı general Semih Terzi'nin yanında Özel Kuvvetler Komutanlığına (ÖKK) giderek, Halisdemir'i vuranlardan Binbaşı Fatih Şahin savunma yaptı.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanıkların ifadelerinin alınmasına devam edildi.

Fatih Şahin, ifadesinde, 15 Temmuz gecesi saat 21.30 civarında alarm emri geldiğini, bununla ilgili sicil amirlerini bilgilendirdiğini söyledi.

EL BAB'IN SEVK VE İDARESİ

ÖKK'nın Genelkurmay Başkanlığının en stratejik birimi olduğunu ifade eden Şahin, alarm emrinde görevin mahiyetinin hiçbir zaman sorgulanmadığını, o gün gelen emrin mahiyetini de bilmediğini savundu.

Emir geldiğinde görev yerine en kısa zamanda ulaşılmaya çalışıldığını ve teçhizatın her zaman göreve çıkacakmış gibi hazır beklediğini dile getiren Şahin, o gece emir geldiğinde de sorgulamadığını kaydetti.

Bu olaylardan önce 7 ay süreyle ÖKK harekat üssünde DEAŞ ve PYD'ye karşı görev icra ettiklerini belirten Şahin, Suriye'de El Bab operasyonunun sevk ve idare edildiği taburun kendi taburu olduğunu, orada da Semih Terzi ile olduklarını bildirdi.

"AKSAKALLI'NIN CEVAZ VERMEDİĞİ GÖREV YAPAMAZ"

Semih Terzi tarafından seçildiği iddiasını reddeden Şahin, ÖKK'ya Tümgeneral Zekai Aksakallı'nın seçimiyle atandığını, komutanın cevaz vermediği kimsenin bu birimde görev yapamayacağını anlattı.

Emir geldiğinde Semih Terzi'nin verdiği emirle grup komutanlarının bilgisi dahilinde, emir komuta hiyerarşisi içinde hareket ettiğini öne süren Şahin, emri altındaki personele yazılı, sözlü ya da telefonla Ankara ÖKK'ya gidileceği yönünde talimat vermediğini kaydetti.

Şahin, "Alarm emri verildiğinde görevimizin Suriye'ye yönelik olacağını düşündüm. Buna yönelik hazırlık yaptım. Arkadaşlarıma bilmediğimi ama Suriye'ye yönelik olabileceğini değerlendirdiğimi söyledim." dedi.

"KANUN DIŞI EMİR ALMADIM VE VERMEDİM"

Asla kanun dışı emir almadığını ve personeline de kanunsuz emir vermediğini öne süren Şahin, "Alarm emri aldığımızda ve intikal süresi içinde bizi uğurlayan Albay Altan Bora dahil, Zekai Aksakallı ve sıralı amirlerim tarafından bilgilendirilmeyerek suçlamalara maruz kaldık. Saat 21.00'den 24.00'e kadar geçen sürede sıralı amirlerim tarafından uyarılmadım. Ben ve personelim İç Hizmet Kanun'unun mutlak itaat kuralı gereğince sorgulamadan emirleri uyguladık. Yeterli zaman olmasına rağmen neden gerekli uyarıların yapılmadığının sorgulanması gerekir." görüşünü savundu.

SURİYE'YE YÖNELİK OLMADIĞINI ANLADIM

Hareket ettikleri uçağın gürültülü olduğunu, emir alıp vermek için uygun olmadığını belirten Şahin, "Semih Terzi ile çapraz oturuyorduk. Birbirimizin yüzünü görüyorduk. Terzi'nin 'TSK yönetime el koymuş' şeklinde söylemi oldu. Bilgilendirme mahiyetindeydi. Hazır olmamızı, inişte bu eylemi gerçekleştirenler tarafından bize müdahale olabileceğini, tedbir almamızı söyledi. Ahmet Kemal yüzbaşıya 'inişte müdahale olabilir tedbirli ineceğiz' diye ilettim. Yönetime el koyanlara karşı hareket ediyormuşuz gibi düşündüm. Suriye'ye yönelik olmadığını anladım." diye konuştu.

Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu'nun "Uçağa bindiniz Ankara'ya gidiyorsunuz, Suriye işi bitmemiş miydi zaten?" sorusu üzerine Şahin, Ankara'ya gittiklerini o ana kadar anlamadığını ileri sürdü. Başkan Ademoğlu'nun diğer sanıkların hepsinin ifadelerinde Ankara'ya gidileceğinin konuşulduğunu söylediğini belirtmesine karşılık Şahin, hiçbir yerde personeline Ankara'ya gidileceğini söylemediğini savundu.

MİHRALI ATMACA MAHKEMEDE SÖZ ALDI

Bunun üzerine söz isteyen sanık Mihrali Atmaca, saat 21.30'da tabur komutanı tarafından operasyon hazırlığı yapılmasının, önce Ankara'ya uğrayıp ardından bölgeye intikal edileceğinin söylendiğini duyduğunu söyledi.

Daha sonra ifadesine devam eden Şahin, Terzi'nin uçaktan indikten sonra bir helikopterin hazır olacağını 14 personelin çantasız şekilde kendisiyle geleceğini söylediğini, kendisinin de yüzbaşı Ahmet Kemal'den sırt çantaları ve malzemelerle arkalarından gelmesini istediğini anlattı.

Şahin'in, bindikleri helikopter havalandığında ikinci helikopterden haberi olmadığını söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı Ademoğlu, "İkinci helikopterden haberinin olmadığını söylüyorsun ama Ahmet Kemal'e 'gel' diyorsun." dedi. Şahin ise helikopterle geleceklerini tahmin ettiğini belirtti.

TERZİ İÇİN TEDBİR ALINMADIĞINI ÖNE SÜRDÜ

Diğer helikopterin kendilerinden önce ÖKK'ya ulaştığını ve kışlaya indiğini aktaran Şahin, helikopterden önce Terzi ve emir astsubayının indiğini, onu korumak için tedbir alınmadığını ileri sürdü.

Şahin, sonrasında yaşanan olayları şöyle anlattı:

"Semih Terzi bizden önce indiği için aramızda mesafe oldu. Karargah binasına ilerlerken silah sesi duydum. Grubun sol arkasından ilerlediğim için bizimle hareket eden birinin bağırarak düştüğünü duydum. Semih Terzi olduğunu sonra öğrendik. Kendi personelimden bir grubun sağ tarafa ateş ettiğini gördüm. O yöne doğru ben de ateş ettim. Ateş gelmeyince ben de ateş kestim. Karşıdan sağ taraftan bize ateş geliyordu. Beklenmedik bir anda ve ansızın doğrudan benim bulunduğum grubun üzerine baskın şeklinde ateş edilince savunma içgüdüsüyle ateş ettim. Benim hiçbir personelime ateş baskısıyla ilgili emrim olmadı. ÖKK personeli olarak savunma içgüdüsüyle hareket ettim. Üzerimize açılan ateşin tabur personelinin hayatını tehdit eder şeklinde olması nedeniyle kanunlar çerçevesinde hareket ettim."

TERZİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİ HUKUKİ Mİ?

Kamera kayıtlarının mahkemeye kanıt olarak sunulmasını isteyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Rahmetli Ömer'in (Halisdemir) bize ateş ettiğini görmedim. Ağaçlık bölgeden ateş edildiğini gördüm ve oraya doğru ateş ettim. Olay yerinde dahi bulunmayan bir komutan tarafından telefonla öldürme emri verilmesi ne kadar hukukidir mahkemenin takdirine sunarım. Doğrudan 'öldür' şeklinde emir verilemez. Askerin silah kullanma yetkisi bellidir. Uyarı vardır. 'Dur' denilmeden, ansızın, baskın tarzında beklenmedik şekilde üzerimize ateş edildi. Bu da bizim ne olduğunu anlayabilmemiz için bize fırsat tanınmadı. Bir anda ateş edilince refleks olarak ateş ettik. Keşke bize bir 'dur' ihtarı yapılsaydı, biz de içinde bulunduğumuz durumun farkına varsaydık. Keşke baskın tarzında ateş edilmeseydi ve biz de keşke bilmeden silah arkadaşımızı vurmasaydık. Keşke bunlar yaşanmasaydı. Terzi'nin de Halisdemir'in vurulmasını istemezdim. Kusurum ve suçum olduğunu kabul etmiyorum. Söz konusu kişiyi vurup vurmadığımı bilmiyorum ama ifadelerden benim ateşimle kendisinin ölmediğini öğrendim."

ÖLDÜR EMRİ VERMEDİM

Olayda Halisdemir'in yaralıyken Mihrali Atmaca tarafından vurulduğunu sonradan öğrendiğini ileri süren Şahin, PKK'lılara dahi şefkat gösterdiklerini, o gün de "Ne yapıyorsunuz, etkisiz hale getirin, öldürün" şeklinde emir vermediğini savundu.

Semih Terzi'yi GATA'ya götürdüklerini anlatan Şahin, helikopterde biri sivil 5 kişi bulunduğunu belirterek, sivil kişiyi tanımadığını iddia etti. Şahin, helikoptere binerken Mihrali Atmaca'ya "emir komuta sende" dediğini ve oradan ayrıldığını anlattı.

Hastanede 11. Tabur Komutanı Erkan Tokgöz'ün yanlarına geldiğini ve Mihrali Atmaca ve beraberindeki personelin ÖKK nizamiyesine girmeye çalışanlara ateş ettiğini söylediğini belirten Şahin, Atmaca'yı aradığını ancak ulaşamayınca ekipteki Mehmet Bilge ile görüştüğünü, durumu ona bildirdiğini, Atmaca'nın kendisini aramasını istediğini kaydetti.

AKSAKALLI İLE GÖRÜŞTÜM

Daha sonra Aksakallı’nın kendisiyle görüştüğünü aktaran Şahin, Atmaca ve beraberindekilerin nizamiyeden girmek isteyenlere ateş ettiğini söyleyerek ateşin kesilmesini istediğini bildirdi. Şahin, kendisinin de Atmaca’yı tekrar aradığını ancak ulaşamadığını söyledi.

Askerlik hayatı boyunca üzerine aldığı tüm görevleri en iyi şekilde icra etmeye çalıştığını ifade eden Şahin, "Zekai Aksakallı'nın bizzat kendisi tarafından, üstün başarılarım ve örnek görev anlayışım nedeniyle Hulusi Akar'a emir subayı olarak gönderildim, 2015'te de yine onun tarafından ÖKK'ya seçildim. Beni suçlayanların iddialarını ispat etmelerini istiyorum. Bana neden hain dediklerini yüzüme bakarak söylemelerini istiyorum." dedi.

Şahin, alarm emri aldığı 21.30'dan itibaren uçağın kalktığı saat 24.00'e kadar Zekai Aksakallı'nın neden kendilerini arayıp Semih Terzi'nin durdurulmasını istemediğinin sorgulanması gerektiğini ileri sürdü.

"GENELKURMAY BİLİYORDU TEDBİR ALDI"

Şahin, Ömer Halisdemir ve Semih Terzi vurulduktan sonra bir şeylerin açığa çıktığını savunarak, "Genelkurmay Başkanlığı tarafından bu olayın bilindiği, tedbirler aldığı ortada. Ben ve personelim hiçbir şey bilmeden amirlerimizin emriyle Ankara'ya kadar ulaştık." dedi.

Hakkındaki iftiralar sonucu karalama kampanyasıyla yargısız infaza maruz kaldığını iddia eden Şahin, dini ya da siyasi hiçbir örgüte üye olmadığını savundu.

Şahin, bir soru üzerine de Diyarbakır'da havaalanına giderken otobüste Başbakan Binali Yıldırım'ın darbeye ilişkin açıklamalarını duymadığını söyledi.

PERSONEL ZARAR GÖRMESİN DİYE SÖYLEDİM

Uçakta Semih Terzi'nin, "TSK Yönetime el koymuş" şeklindeki açıklamasını personeliyle neden paylaşmadığının sorulmasına karşılık da Şahin, personelinin zarar göreceği düşüncesiyle söylemediğini ileri sürdü.

Şahin, Başkan İsmail Ademoğlu'nun "GATA'da yanınızdaki askerlerinize 'tarafınızı seçin' dediniz mi?' sorusu üzerine, böyle bir beyanı olmadığını iddia etti.

Sorular üzerine Şahin, "Sıralı amirlerimizin emir komutası ile buraya geldik. Başta bir şüphe duymadım. Yanlış bir şeyler olduğunu anladığım için destek grubuna geçmek üzere oradan ayrıldım. GATA'da Kurmay Başkanı ben sürekli sıkıştırdığı için durumu aydınlatana kadar bir yere geçtim, orada görüşmelerimi yaptım. Ardından Zekai Paşa ile konuşunca destek grubuna geçtim." şeklinde konuştu.

ATMACA'DAN ŞAHİNE; HAİN

Şahin'in, "Bana hain diyenler benim gelip yüzüme söylesinler" sözleri üzerine sanıklar arasındaki Mihrali Atmaca, "Ben diyorum." dedi.

Fatih Şahin'in avukatı Çiğdem Koç da müvekkiline hain diyenlerin mahkemeye çağrılarak dinlenmesini istedi. Koç, adil bir yargılanma yapılacağına inanmak istediklerini belirterek, tanıklarla ilgili veya diğer taleplerinin karşılanacağına inandığını söyledi. Başkan Ademoğlu da "Adil bir yargılanma olacağından şüpheniz olmasın." ifadesini kullandı.

ZEKAİ PAŞA'NIN HABERİ YOKTU

Söz isteyen Mihrali Atmaca ise bir şeyi bilmeden karalamaya girişmenin, bu yapılanmanın hareket tarzı olduğunu belirterek, "Zekai Paşa'nın bizim geldiğimizden haberi yoktu, 'ondan habersiz kuş uçmaz' deniyor. Haberi olsa darbe olmazdı. Ben yalan söylüyorum, Ahmet Kemal Yılmaz yüzbaşı yalan söylüyor, herkes yalan söylüyor. Bu insanları karalamak bu kadar kolay. 'Ömer Halisdemir'i vurdu' diye en çok adı çıkan benim, adalete güveniyorum. Bir emri alıp icra etmek, ölüm emrini vermek çok daha zor bir olay. Bu emri vereni karalamak da benim kalbimi kırdı." diye konuştu.

GÜRELİ SAVUNMA YAPTI

FETÖ'nün darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir'in şehit edilmesiyle ilgili davada, cuntacı general Semih Terzi'nin yanında Özel Kuvvetler Komutanlığına (ÖKK) giden Astsubay Ali Güreli savunma yaptı. Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, sanıkların ifadelerinin alınmasına devam ediliyor. Ali Güreli, ifadesinde, 13 Temmuz'u 14 Temmuz'a bağlayan gece İskenderun'da görevli olduklarını belirterek, sonrasında Diyarbakır'a gittiklerini kaydetti.

Diyarbakır'da odada dinlenirken, akşam saatlerinde "malzemelerinizi alın, Ankara'ya gidilecek" denildiğini anlatan Güreli, Binbaşı Fatih Şahin'in kendisinden, uçakları yönlendirmede kullanılan cihazların da alınmasını istediğini aktardı.

Haberlerde, "Ankara'da uçakların alçak uçuş yaptığını, İstanbul'da köprülerin kapatıldığını" duyduğunu belirten Güreli, Ankara'ya TBMM'yi korumaya gittiklerini düşündüğünü söyledi.

Güreli, Ankara'ya gitmek için bindiği Casa uçağında Semih Terzi'yi gördüğünü kaydederek, uçağın Etimesgut'ta Özel Hava Alay Komutanlığı'na iniş yaptığını, sonrasında hazır bulunan iki helikopterle Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığına geçtiklerini anlattı.

Özel Kuvvetler Komutanlığına geldikleri sırada bir çatışmanın çıktığını belirten Güreli, "Ben, Terzi'nin 15-20 metre gerisinden yürüyordum. Çatışma çıktı, kendimi yere attım. Kim, kime ateş etti görmedim." dedi.

"GÜNDEMİ TAKİP ETMİYORUM"

Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu'nun "Casa tipi uçağa bindiğinizde Semih Terzi'nin, uçak teknisyeninden kulaklık isteyerek, birileriyle görüştüğü belirtiliyor. Kimle görüşmüş olabilir?" sorusuna, Güreli, "Bunu bilmemiz mümkün değil." yanıtını verdi.

FETÖ/PDY ile bir ilişkisinin olup olmadığının sorulduğu Güreli, "FETÖ/ PDY üyeliği gibi bir şeyim yok. Bunlarla en ufaktan, yakından alakam yok. Ben böyle bir şey olduğunu bile bilmiyorum, böyle bir yapıdan haberim yoktu. Ben gündemi takip etmiyordum." karşılığını verdi.

Güreli, "FETÖ tarafından sana yaklaşan hiç mi kimse olmadı?" sorusu üzerine, "Jandarma astsubaylığına başvurdum, üniversite sınavına girdim, sınavla kazandım. Bunlarla alakam olmadı. Cemaat okulları falan derlerdi alakadar olmazdım." dedi.

"15 Temmuz'u kim yapmış olabilir? sorusuna, Güreli, "İçimizde oluşan hainler" yanıtını verdi.

"EMİR KOMUTA İÇİNDE HAREKET ETTİ"

Mahkeme Başkanı Ademoğlu'nun, "Milletin namusunu korumak için verilen silahlar millete döndü, sen bunun farkında değil misin?" sorusuna, Güreli, "Öyle oldu." yanıtını verdi. Güreli'nin avukatı Ercan Soylu da Terzi'nin emir astsubayının bilmediği bir şeyi, müvekkilinin bilmesinin mümkün olmadığını iddia etti.

Yargılanan şüphelilerin, toplumda terörist gibi görülmesinin doğru olmadığını savunan Soylu, "Ömer Halisdemir gerçek bir kahraman, emir komutanın gereğini yapmıştır. Belki de Zekai Aksakallı Paşa darbeci. Ömer Halisdemir bunu idrak edebilir mi? Edemez. Emir komuta işte bu. O yüzden hepimiz Ömer Halisdemir'i alkışlıyoruz. Kalkıp da 'Niye emir komutaya uydunuz.' demek benim açımdan samimi gelmiyor." ifadesini kullandı.

Semih Terzi öldükten sonra Özel Kuvvetler Komutanlığı'na giden ekibin Albay Ümit Bak'ın emrine girmediğini savunan Soylu, müvekkilinin darbeyle cemaatle ilişkisinin olmadığını ileri sürdü. Soylu, "Müvekkilim sadece Ömer Halisdemir gibi görevini yerine getirmiştir. Emir komuta içerisinde görevini ifa etmiştir. İhraç edildikten sonra bile 'Görevime dönmem, Suriye'de arkadaşlarımın yanında olmam gerekiyor.' demiştir. Darbeyle alakası yoktur." diye konuştu.

"TELSİZLER ÇOK BÜYÜK VE AĞIRDI"

Sanık avukatlarından Basri Aydın'ın, "Zekai Aksakallı Paşanın, darbe gecesi Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda birini öpüp tebrik ettiği söyleniyor. Bu kişi kim?" sorusuna, Güreli, "Zekai Aksakallı, 'darbeci haini vuran kahraman aslanım' diyerek, yerde vurulmuş halde yatan Ömer Halisdemir'i öptü." yanıtını verdi.

"Binbaşı Fatih Şahin'le daha önce operasyona çıktınız mı? Size almanızı söylediği şeyler nelerdi?" sorusu üzerine Güreli, "Bir defa çıktık. O gün almamı istediği telsizler çok büyük ve ağırdı. O telsizi alıp almayacağımız operasyonun yerine göre değişir. Uçaklara işaretleme yapacaksanız alırsınız." dedi.

"Fatih Şahin'in hain olduğunu düşündünüz mü?" sorusuna, Güreli, kendilerini bırakıp gittiğinde böyle düşündüklerini söyledi.

Hukukçu Kadınlar Platformu Başkanı Avukat Figen Şaştım da mahkemeye müdahillik talebinde bulunduklarını belirterek, Mahkeme Başkanı Ademoğlu'ndan, sanıklara, yalan beyanda bulunmalarının suç olduğunu hatırlatmasını istedi.

Sanık avukatları, müdahilliğine karar verilmemiş bir kişinin mahkemeden bu şekilde talepte bulunmasının yanlış olduğunu söyledi.

Duruşmaya, bir süreliğine ara verildi. 

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENİYOR

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde saat 10.00'da görülmeye başlanacak duruşma için geniş güvenlik önlemleri alındı. Sincan Cezaevinden Ankara Adliyesine getirilen sanıklar, jandarma koridorunda arka kapıdan adliyeye sokuldu.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki davada, 18 sanıktan 17'si hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" ve "nitelikli kasten öldürme" suçlarından dörder kez, sanık Mihrali Atmaca hakkında da 5 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

Ayrıca, bütün sanıklar hakkında "silahlı terör örgütü üyeliğinden" yedi buçuk yıldan on beşer yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

17-02/21/g.jpgDuruşma öncesi geniş güvenlik önlemleri alındı

İDDİANAME: FATİH ŞAHİN İLE MİHRALİ ATMACA VURDU

Bu arada, Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek davanın duruşma savcılığını ise ilk kez Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman yapacak. Şehit Ömer Halisdemir, Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığını ele geçirmek için gelen darbeci General Semih Terzi'yi vurarak, darbe teşebbüsünün başarısız olmasında önemli rol oynamıştı. İddianamede, Halisdemir'in sanıklar Fatih Şahin ile Mihrali Atmaca tarafından vurularak şehit edildiği belirtilmişti. Şehit Halisdemir'in eşi Hatice Halisdemir ile İsmail Oğuz ve Ayşe Şahin'in "müşteki" olarak yer aldığı davanın sanıkları şunlar:

"Ahmet Kara, Ahmet Muhammed Demirci, Ali Güreli, Ali Solmaz, Cemal Güleç, Cihat İbrahim Yörük, Erhan Almaz, Erkan Kütükcü, Fatih Şahin, Furkan Aslanbay, Gökay Engin, Halit Çelik, Harun Topbaş, Hasan Aksoy, Hüseyin Oğuz, İsmail Çınar, Mehmet Bilge ve Mihrali Atmaca."

17-02/21/hal.jpgŞehit edilen astsubay Ömer Halisdemir

TERÖR ÖRGÜTÜ SORUMLU

İddianamede, Astsubay Ömer Halisdemir "şehit", darbe girişiminde bulunan Albay Ümit Bak'ın emir Astsubayı Nedim Şahin de "maktul" olarak yer aldı.
Darbecilerin atama listesine göre, Tuğgeneral Semih Terzi'nin 1. Özel Kuvvet Tugay Komutanlığından Özel Kuvvetler Komutanlığına atandığı belirtilen iddianamede, bu yazıların darbeye teşebbüs faaliyetinde yer alan ve Özel Kuvvetler Komutanlığındaki darbe faaliyetini yöneten Albay Ümit Bak'ın aralarında bulunduğu isimlerce değerlendirilerek darbe teşebbüsü eyleminde yer almayanları da ikna etmeye çalıştıkları bildirildi.

'BU İŞİN SONUNDA ŞEHADET VAR'

Karargaha telefonla ulaşan Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'nın, Albay Ümit Bak'ı ikna etmeye çalıştığı, ancak Bak'ın bunu kabul etmeyerek yeni komutanın Semih Terzi olduğunu söylediği ifade edilen iddianamede, bunun üzerine Korgeneral Aksakallı'nın o sırada karargahta bulunan emir subayı Astsubay Ömer Halisdemir'i cep telefonundan aradığı ve Terzi'nin, darbeye teşebbüs eyleminin içinde yer alan vatan haini olduğunu, kesinlikle karargahın komutasını ona bırakmamasını ve bu işin sonunda şehadet olduğunu söyleyerek emir verdiği belirtildi.

EMREDERSİNİZ KOMUTANIM

İddianamede, Astsubay Ömer Halisdemir'in de vatansever bir asker refleksiyle kendisine verilen emre "Emredersiniz komutanım" diyerek karşılık verdiği yer aldı. Semih Terzi ve beraberindeki Ahmet Kara, Fatih Şahin, Furkan Aslanbay, Mihrali Atmaca, İsmail Çınar, Halit Çelik, Gökay Engin, Mehmet Bilge, Harun Topbaş, Ahmet Muhammed Demirci, Cemal Güleç, Ali Güreli, Ali Solmaz, Erkan Kütükçü, Erhan Almaz, Cihat İbrahim Yörük, Hasan Aksoy, Hüseyin Oğuz'un iki helikopterle Özel Kuvvetler Komutanlığının VIP alanına indikleri belirtilen iddianamede, Terzi'nin, güvenlik sağlandıktan sonra helikopterden çıktığı ifade edildi.

SEMİH TERZİ'Yİ VURDU

İddianamede, Terzi'nin, Albay Ümit Bak, Astsubay Turgay Usanmaz ve sivil kıyafetli Ali Kapucu tarafından karşılandığı aktarılarak, yaşananlar şöyle anlatıldı: "Korgeneral Zekai Aksakallı'dan, Semih Terzi'nin darbeye teşebbüs eden hain olması nedeniyle kışlanın yönetiminin kendisine verilmemesi talimatını alan Astsubay Ömer Halisdemir dikkat çekmeden Terzi'yi karşılayanların arasına karışmış, bu şekilde karargah binasına doğru yürümeye başlamışlardır. Karargah binasına çok kısa bir mesafe kala Semih Terzi'nin sağ tarafından yaklaşan Halisdemir, vatansever bir asker davranışı ile beylik tabancasını çıkartarak Özel Kuvvetler Komutanlığının yönetimini darbecilere teslim etmemek adına Tuğgeneral Semih Terzi'ye yaklaşık 3-4 defa sağ tarafından ateş etmiş ve saat 02.16 sıralarında vurmuştur."

AMBULANSI GERİ GÖNDERDİ

Halisdemir'in karargahın girişine göre sağ tarafında bulunan ağaçlık alana doğru kaçmaya başladığı anlatılan iddianamede, şu tespitlere yer verildi:
"Bu durumu beklemeyen darbeye teşebbüs eylemi içinde yer alan Terzi'nin yanındaki bütün şüphelilerin mevzi pozisyonu aldıkları, tim personeli Hasan Aksoy'un havaya bir el ateş açtığı, Halit Çelik'in de çalılıklara ve havaya ateş açtığı, bu sırada mevzi pozisyonu almayan Binbaşı Fatih Şahin'in kaçmaya çalışan Astsubay Ömer Halisdemir'in arkasından kısa mesafeden uzun namlulu silahı ile 11-12 el ateş ederek Halisdemir'i vurduğu anlaşılmıştır. Vurulan Halisdemir'in ağaçların arasına düştüğü, bu sırada diğer bir kısım askerler ile sıhhiyeci Hüseyin Oğuz'un Terzi'ye müdahale etmeye çalıştıkları, diğer bir kısım tim personelinin ise vurulan Halisdemir'i sürükleyerek karargah binasının giriş kapısının sağ tarafındaki alana yatırdıkları, bu sırada olay yerine ambulans çağrıldığı tespit edilmiştir."

Ambulansın olay yerine geldiği, sağlık görevlilerinin Halisdemir'in nabzının çok hafif attığını, durumunun ağır olduğunu belirlediği aktarılan iddianamede, bu sağlık görevlilerinin ve ambulansın Mihrali Atmaca tarafından olay yerinden gönderildiği kaydedildi. Darbeciler içerisinde yer almayan ve o sırada karargahta bulunan Yüzbaşı Vural Volkan Bal'ın, Halisdemir'in nabzını kontrol ettiği belirtilen iddianamede, Mihrali Atmaca'nın Bal'ı oradan uzaklaştırdığı ve beylik tabancasıyla Halisdemir'e iki el daha ateş ettiği bildirildi.

TARAF DEĞİŞTİRDİLER

Semih Terzi'nin ise kaldırıldığı GATA'da hayatını kaybetmesinin ardından sanıkların bir bölümünün taraf değiştirdiğine yer verilen iddianamede, bu kişilerden Mihrali Atmaca, Ahmet Muhammed Demirci ve İsmail Çınar'ın, Albay Ümit Bak'ı teslim almaya çalıştığı, bu sırada çıkan silahlı çatışmada Bak'ın teslim alınmasına engel olmak isteyen emir subayı Nedim Şahin'in vurularak etkisiz hale getirildiği ifade edildi.

Öte yandan sanıkların, darbeci unsurlara karşı koymak için nizamiye bölgesine gelen Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli İsmail Oğuz'u da başından yaraladığı aktarıldı.

ANKARA/AA

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN