9 ülkede 'plastik su' skandalı: Saç telinden kalın parçalar bulundu

9 ülkede 'plastik su' skandalı: Saç telinden kalın parçalar bulundu

İçme suyu markalarının şişelerinde yapılan testler, hemen hemen hepsinde plastik parçacıklar bulunduğunu ortaya koydu. Her biri saç telinden daha kalın olan bu plastik parçacıkların şişe açılırken kapaktan düştüğü tahmin ediliyor. Firmalar ise güvenlik ve kalite standartlarına uyduklarını açıkladı.

Dokuz farklı ülkeden 250 plastik su şişesinin incelendiği araştırmayı gazetecilik kuruluşu Orb Media yaptı. Araştırma sonucunda her bir litre suda ortalama 10 plastik parçacığının bulunduğu, her birinin de insan saçından daha kalın olduğu anlaşıldı. Fredonia’daki New York Devlet Üniversitesi’nde incelenen su şişelerinin kirlenme ihtimaline karşı mağazalardan satın alınma süreci ve kurye şirketlerine nakil süreçlerinin görüntüleri kaydedildi. Plastik maddelerin tespiti için, İngiliz bilim insanlarının ürettikleri Nile Red (Nil Kırmızısı) adı verilen daha önce deniz suyundaki plastikleri tespit etmek için kullanılan boya tercih edildi. Boya, şişedeki sulara damlatıldı, suda yapıştıkları plastik parçacıklarını florasan ışığına dönüştürdü. Bazıları tek tek ele alınabilen bu parçacıklar daha sonra kızılötesi spektroskopisi ile incelendi, plastik oldukları teyit edildi ve hangi polimerler olduklarının tespiti yapıldı. Aralarında 6.5 mikron boyutundakilerin de bulunduğu 100 mikrondan daha küçük olan parçacıkların sayısının diğerlerinden daha fazla olduğu anlaşıldı. Astronomide gece yıldızların sayısının hesaplanmasında kullanılan bir teknikle sayılan bu parçacıklar, her bir litrede ortalama 314 adet bulunuyor.

Araştırmaya katılan üniversitenin kimya profesörü Sherri Mason ‘plastik olduklarını’ düşünmenin akla yatkın olduğunu söyledi. Bunun nedeni de Nil Kırmızı boyasının plastik dışı maddelere de yapışabilmesi. Bir deniz kabuğu parçasına, lipid (yağ) içeren yosunlarda boyaya takılabiliyor ama bu maddelerin şişe sularda bulunması düşük bir ihtimal. Mason, “Peş peşe her şişede, her markada plastik bulduk. Plastik toplumumuzun her yerine yayılan bir madde ve sularımızı da istila ediyor. Bunlar her gün tükettiğimiz en temel ürünler” dedi.  Mikroplastik olarak bilinen küçük plastik parçalarını yutmanın sağlığa zarar verdiğine dair bir kanıt yok ama bilimsel çalışmalar yürütülüyor. Mason “Felaket değil ama sayı olarak bakarsak kaygı verici” diye konuştu.

Peki bu plastik parçaları nereden geliyor? Plastik şişe kapaklarındaki polipropilen maddesinin miktarı göz önünde bulundurulduğunda, yanıtlardan biri, şişenin kapağı açılırken suyun içine düşen parçacıklar olabilir. İngiliz yayın kuruluşu BBC’ye konuşan uzmanlar göre, musluk suyunun kirli olabileceği bazı gelişmekte olan ülkelerde, plastik su şişesi tüketimine devam edilmeli. Uzmanlar ayrıca, 100 mikrondan küçük parçacıkların plastik olarak tanımlanamayacağını ama alternatiflerinin de plastik su şişelerinde bulunma ihtimali düşük olduğundan en doğru ifadenin ‘büyük ihtimalle plastik’ olduğunu söyledi.

‘Güvenlik ve kalite standartlarına uyuyor’

Bu testler, şişe sularda şimdiye kadar yapılan en büyük araştırma olarak kabul ediliyor. Araştırmada 11 farklı küresel ve ulusal şişe su markası test edildi. Şişeler, nüfus olarak yüksek ve şişe su tüketiminin de nispeten fazla olduğu ülkelerden alındı. Aquafina, Dasani, Evian, Nestle Pure Life, San Pellegrino gibi uluslararası markaların yanı sıra; Aqua (Endonezya), Bisleri (Hindistan), Epura (Meksika), Gerolsteiner (Almanya), Minalba (Brezilya) ve Wahaha (Çin) gibi ulusal markaların su şişeleri de incelendi. BBC’nin görüştüğü markalardan Nestle, mikroplastik testlerine iki yıl önce başladıklarını ve ‘izleme düzeyinin üzerinde maddeler tespit edilmediğini’ söyledi. Coca-Cola, yüksek standartlara sahip olduklarını belirtip ‘çok adımlı filtreleme süreci’ kullandıklarını açıkladı. Ama mikroplastiklerin ‘her yere yayıldığını bu nedenle en yüksek standartlara sahip ürünlerinde bile çok az miktarda bulunabileceğini’ söyledi. Danone, ‘araştırma metodu yeterince açık olmadığı için’ yorum yapmayacaklarını, şişe sularında da ‘gıda seviyesinde ambalajlama’ yapıldığını vurguladı. Garolsteiner de ürünlerindeki mikroplastiklerin şirketlerin belirlediği seviyelerin çok daha altında kaldığını söyledi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN