Adeta Japon usulü Hayırsız Ada katliamı

Adeta Japon usulü Hayırsız Ada katliamı

‘Köpek Adası’ tarihimizde Hayırsız Ada katliamı olarak bilinen trajediden adeta esinlenilerek çekilmiş. Hem tarihi olayda hem de filmde aynı konu işleniyor; köpeklerden kurtulmak isteyen Japonlar onları bir adaya hapsediyor. Gerisi yamyamlık, ötekileştirme, sürü psikolojisi ve kurtuluş mücadelesi.

ERKUT TEZERDİ/İSTANBUL

Geçmişten günümüze insanın en iyi dostlarından köpekler, ABD’li sinemacı Wes Anderson tarafından yazılıp yönetilen ‘Köpek Adası’ (Isle of Dogs) filminde başrolde yer alıyor. Stop motion tekniğiyle çekilen yapımda; Japonya’daki kurgusal şehir Megasaki’de hastalık bulaştırabilir diye tüm köpekler toplanıyor, kentin yakınlarındaki çöplük dolu bir adaya kapatılıyor. Ardından yamyamlık, hayatta kalma öyküsü başlıyor. Köpeklerin bu acıklı durumu da kimilerini çok rahatsız edince harekete geçiliyor... Hikâye çok tanıdık... 1910 yılında İstanbul’da yaşanan Hayırsız Ada katliamıyla büyük benzerlikleri bulunuyor. Peki  Anderson ile filmin diğer senaristleri Roman Coppola, Jason Schwartzman ve Kunichi Nomura bu trajik olayı biliyorlar mı? Resmi ağızdan bir açıklama yapılmasa da evet biliyorlar. Neden? Çünkü 2010’da Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü’nü kazanan, Hayırsız Ada katliamı konusunu işleyen Fransız yapım meşhur ‘Chienne d’histoire’ filmini bilmemelerine imkân yok! ‘Chienne d’histoire’ birebir olarak 1910’daki köpek itlafını konu edinmişti. ‘Köpek Adası’ ise günümüzden birkaç yıl sonra Japonya’da yaşananları anlatıyor.

Filmde, köpeklerin sayısı yıllar içinde artıyor ve birçoğu hastalığa yakalanıyor. Hâl böyle olunca yetkililer -ki özellikle şehrin şeytani valisi- tedavi geliştirmek isteyenler dahil herkese karşı çıkıyor, hastalığın insanlara geçebileceği korkusuyla köpeklerin tamamının toplatılıp çöplük dolu bir adaya hapsedilmesini istiyor. İmzalar atılıyor, köpekler adaya götürülünce çöplerin arasından açlıktan birbirlerini yiyorlar. İnlemeleri, ulumaları dalga sesleriyle bütünleşiyor. Yani 20’nci yüzyılın başlarında İstanbul’da yaşananların bir kopyasının idealize edilerek beyazperdeye yansıtıldığını söylemek mümkün.

‘Köpek Adası’ etkileyici çekimleri, komedinin yerli yerinde kullanılması ve fazlalıktan yoksun diyaloglarıyla sinema tarihine geçiyor. Çocuklar gibi masumiyetini yitirmeyenlerin gözünden yapılanların yanlış olduğunu vurgulan film, öğreticilik ve eğlenceyi iç içe geçiriyor. Uzun yıllar kendisinden söz ettirecektir.

HEYECANLI KURTARMA OPERASYONU

Ayrımcılık, baskı-korku, ötekileştirme ve sürü psikolojisini alt metnine oturtan trajikomik ‘Köpek Adası’ 12 yaşında Atari isimli cesur bir çocuğun, adaya giderek köpeğini bulmaya çalışmasıyla heyecanlı bir kurtarma operasyonuna dönüşüyor. Bu mücadelede Atari’yi şehirde destekleyenler olurken adada imdadına köpekler yetişiyor. Büyük-küçük herkese seslenen filmin mesajı ise şöyle: “Her zaman daha akılcı bir yol vardır!”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN