Çanakkale cephesinde bir romancı

Çanakkale cephesinde bir romancı

Hatıra edebiyatımızın seçkin örnekleri arasındaki ‘Bâbıâli’den Son Selâm: Mahmut Yesari’den Hatıralar’da, oyun yazarı ve romancı Yesari’nin süreli yayınlarda kalan anıları yer alıyor. Beş bölümden oluşan kitap, okuru bir çırpıda kendisine çeken sıcak ve samimi bir üslupla kaleme alınmış yazılardan oluşuyor.

NECATİ TONGA

İnsanların başlarından geçen yahut şahit oldukları olayları, ben merkezli bir şekilde anlattıkları eserlere ‘hatıra’ (anı) adı verilir ki hatıralar bir yandan metni yazanın şahsi tarihi ve çevresi hakkında bilgi verirken, diğer yandan da dönemin panoramasını gözler önüne seren önemli eserler olarak karşımıza çıkar. Ne var ki edebiyatımızda Batı edebiyatları ile kıyaslandığında yaygın hatıra yazma geleneğinin oluşmadığı görülüyor. Bunda “Türkler yazmaz, yaşar” düşüncesinin yanı sıra özel hayata ait bilgi ve belgelerin paylaşılmama isteği de etkili olmuş. Bu tespit, bilhassa yenileşme yolunda ilerleyen edebiyatımızın ilk devreleri için geçerli, özellikle Cumhuriyet döneminden itibaren bu neviden eserlerde sayı ve nitelik bakımından dikkat çekici bir artışın olduğu da gözlerden kaçmaz.

Geçtiğimiz günlerde DBY Yayınları’nda neşredilen ‘Bâbıâli’den Son Selâm: Mahmut Yesari’den Hatıralar’ adlı eser, hatıra edebiyatımızın seçkin örnekleri arasında yerini aldı. İbrahim Özen tarafından hazırlanan kitap, Yesari’nin Akbaba, Aydabir, Yedigün, Yarım Ay, Modern Türkiye Mecmuası, Tan, Yeni Mecmua, Perde-Sahne gibi süreli yayınlarda kalan hatıralarını bir araya getiriyor.

Mahmut Yesari, bugün genç neslin çok aşina olmadığı bir isim olmakla birlikte, ömrünü Bâbıâli Yokuşu’nda geçirmiş, yalnızca yazarlığıyla geçinmek zorunda kalmış, yaşadığı dönemin popüler bir yazarı. ‘Çobanyıldız’ı, ‘Çulluk’, ‘Su Sinekleri’, ‘Yakacık Mektupları’ ve ‘Bağrıyanık Ömer’ Yesari’nin akla ilk gelen eserleri. Yıllarca boğuştuğu verem hastalığından kurtulamayarak 1945 yılında vefat eden Mahmut Yesari’nin fırtınalarla dolu bir hayatı vardır ve bu hatıralarına da ayrıntılarıyla yansımış.

Beş bölümden oluşan Bâbıâli’den Son Selâm’ın birinci bölümü, Yesari’nin tiyatro ile ilgili hatıralarına ayrılmış. Yirmi dokuz yazıdan oluşan bu bölümde yazar, tiyatro hayatına ilk adımıyla birlikte telif, tercüme ve adapte tiyatro eserlerinin yazılış ve sahneleniş maceralarına, dönemin aktör-aktristlerinin sahne gerisinde yaşadıklarına ve Hüseyin Suad Yalçın, İbnürrefik Ahmet Nuri [Sekizinci], Reşat Nuri Güntekin, Mehmet Rauf, Hâzım Körmükçü, Raşit Rıza [Samako], Andre Antoine gibi tiyatro çevresinden tanıdığı isimlere dair gözlemlerini aktarmış.

  Kitabın ikinci bölümü olan Matbuat Hatıraları’nda, yazar bölüm isminden de anlaşılacağı üzere, ilk köşe yazısı ve ilk romanıyla birlikte Bâbıâli dünyasında başından geçenleri anlatır. Bu bölüm, Mahmut Yesari’nin Reşat Nuri’yle birlikte çıkardığı Kelebek mecmuasından hareketle dönemin mizah mecmuaları hakkında fikir edinmek açısından dikkat çekici ayrıntılar içeriyor. Mahmut Yesari, kitabın üçüncü bölümü Memurluk Hatıraları’nda, 111 gün süren memuriyet hayatında devlet dairelerinde gözlemlediği aksaklıkları mizahi ve eleştirel bir üslupla dile getirir.

‘Bâbıâli’den Son Selam’ın dördüncü bölümü, yazarın askerlik hatıralarına ayrılmış.  Çanakkale Savaşı’nda ihtiyat zabiti olarak görev yapan Mahmut Yesari, bu bölümdeki sekiz yazıda cephe hayatında yaşadıklarına yoğunlaşır. Yazar kitabın beşinci bölümünde, çeşitli çevrelerden tanıdığı isimlerle ilgili hatıralarını aktarıyor. Bu bölümdeki yazılarda dönemin edebiyat mahfilleri ile eğlence kültürü de Ahmet Rasim, İbrahim Çallı, Osman Cemal Kaygılı, Emin Bülend Serdaroğlu, Kemal Ahmet ve Necip Celal gibi dönemin kalem erbabına dair hatıralarla birlikte sunuluyor.

Kitabın bölümlendirilmesinde ve hatıra yazılarının sıralanışında İbrahim Özen’in dikkat ve tasarrufu ön plana çıkıyor. Zira Mahmut Yesari, tarihsel bir sıralamayı ve konu bütünlüğünü göz ardı ederek hatıralarını kaleme almış. Bunu kitabın sonunda kronolojik bir sırayla verilen bibliyografyadan anlamak mümkün. Kitapta ise olayların yaşanma zamanı ve konu bütünlüğü göz önünde bulundurulmuş, yazılar tematik tasnifle bir araya getirilmiş. Arapça, Farsça ve Fransızca kökenli kelimeler için köşeli parantez içinde verilen kelime anlamları da okuyucunun işini kolaylaştıran bir diğer ayrıntı.

Mehmet Kaplan, bir yazısında iyi bir hatıra kitabının “samimiyet”i ile ön plana çıktığını belirtir ki bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde Mahmut Yesari’nin hatıraları, okuru bir çırpıda kendisine çeken sıcak ve samimi bir üslupla kaleme alınmış yazılardan oluşuyor. Kitabın sonunda derlenen yazılarla kitapta kullanılan fotoğrafların künyeleri bir bütün hâlinde sunulmuş, hazırlanan dizinle çalışma zenginleştirilmiş.

‘Bâbıâli’den Son Selâm’, ele alınan konuya dair fotoğraflarla bezenmiş özenli baskısı ile hatıra türünü sevenlerin ve edebiyat araştırmacılarının istifade edip çok seveceği bir kitap… Edebiyat tarihimizden kopup gelen bu hoş selâma bir an evvel cevap vermeliyiz.

18-04/07/ekran-resmi-2018-04-07-000537.png

Babıali’den Son Selam
Mahmut Yesari
DBY Yayınları
344 sayfa / 34 TL

 

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN