Caz yaparken utanmadan sıkılmadan içimi döküyorum

Caz yaparken utanmadan sıkılmadan içimi döküyorum

Caz, pop ve Türk Sanat Müziği sanatçısı Fatih Erkoç, 24. İstanbul Caz Festivali’nde Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne değer görüldü. KARAR’a konuşan Erkoç, neden hep asıl seçiminin caz olduğuna ilişkin “Çünkü insanı özgür kılıyor. Bu nedenle caz çalarken müzisyen içini döker, özgürce, utanmadan, sıkılmadan” diyor.

ERKUT TEZERDİ

Müzik duayeni Fatih Erkoç, 13 farklı enstrüman çalıyor, sevenleri onu en çok ‘Ellerim Bomboş’ şarkısıyla bilse de Erkoç müzik kariyerinde 16 albüme imza attı. İki yaşındayken, müzisyen babası ellerine bakarak annesine, “Bu çocuk müzisyen olacak, hem de iyi müzisyen olacak hanım” demiş. Üç, dört yaşlarına gelince de, babası eline tutuşturmuş kemanı. “Onun hâlâ bende olan o taş plâklarındaki harika taksimleri ve eserleri dinleye dinleye kendimi geliştirdim. Biraz ilerleyince de babam ud, ben keman meşklere başlayıverdik” diyen Erkoç, yaşamı boyunca yüzlerce konser verdi. Bugüne kadar sayısız ödül alan Erkoç, şimdi de İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın düzenlediği 4-20 Temmuz günleri arasında yapılacak 24. İstanbul Caz Festivali kapsamında Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne layık görüldü. Fatih Erkoç’la konuştuk.

Babanız da müzisyendi, siz de müziğe yöneldiniz. O dönemlerde ‘dur’ diyen veya sizi yönlendiren oldu mu?

Tabii ki, ‘Dur’ diyen olmadı. Ama babam beni Türk Sanat Müziği’ne yönlendirdi. İlkokul sonrasında İstanbul Belediye Konservatuvarı’na girdim, Batı müziği eğitimi aldım. Sanırım o tarihlerde Türk Müziği Konservatuvarı yoktu. Yıllarca evde keman çaldım ama okulda bana trombon, kontrbas ve yardımcı enstrüman olan piyano verdiler. İyi ki kemana devam etmemişim. Piyasada kemancı olarak yükselmem zor olacaktı. Oysa ki tromboncu olarak sükse yaptım çünkü az sayıda tromboncu vardı piyasada. Ayrıca kemanla caz çalmak trombon kadar kolay olmayacaktı.

2005’te konservatuvarı bitirdiniz. Bunun radikal kararın nedeni neydi? Neden mezun olmak istediniz?

İçimde hem bir ukde, hem de beni sınıfta bırakan hocalarıma karşı bir kızgınlık vardı. Hırs yaptım. Etrafımdaki insanların tamamına yakını üniversite mezunuydu. Bu benim canımı sıkıyordu. Kapak olsun istedim.

Sizin bir de yurtdışı maceranız var. Uzun yıllar Norveç’te kaldınız. Yurtdışında olmanın sanatınıza etkisi ne yönde gerçekleşti?

Sahnedeki duruşuma olumlu etkileri oldu. İşimi daha ciddi yapmam, işime daha saygılı yaklaşmam ve daha çok çalışmam gerektiği gerçeğini öğrendim. Dinleyiciyi ne kadar çok dikkate almam gerektiğini öğrendim. Bu, benim başarılı olmamda çok önemli bir katkıdır.

Eski şarkılarınız da hala dillerde dolanıyor. Bu güncelliğin sırrı nedir?

Son üç yılda bir pop, bir de caz albümü yaptım. Ancak toplum nezdinde ‘Ellerim Bomboş’ gibi bir hit şarkı olmadığından, belki albüm yapmamışım gibi bir algı olabilir. Eski parçalarımın halkımız ve sevenlerim açısından, çok önemli anıları, hatıraları var. Bu nedenle hâlâ eski şarkılarım dillerde. Ancak bunun sadece şarkılarımdan dolayı olmadığını, benim insani yönümün de bu başarıda katkısı olduğunu düşünüyorum. Ben dinleyicilerime âşığım… Onlar da bunu hissediyor ve beni ailelerinden biriymişim gibi görüyorlar.

Türk Sanat Müziği, türkü, pop, caz… Müziğin her alanında eserler icra ediyorsunuz. Ancak sizin asıl seçiminiz aslında hep cazdı. Cazı nasıl tanımlar ve neye benzetirsiniz?

Caz, dünyadaki var olan müzikler içinde ‘doğaçlamaya’ en çok yer veren müzik türüdür. Doğaçlama demek, insanın özgürce içini dökmesi demektir. Özgürlük de insanın en çok istediği şeydir. Demek ki caz insanı en özgür kılan şeylerden biridir. Bu nedenle caz çalarken müzisyen içini döker, özgürce, utanmadan, sıkılmadan… Sanırım bu sebepten caz müziği benim için bir adım öne çıkıyor, diğer müzik türlerinden... Caz bence yelken yapmak gibi. Yelkende de özgürlüğün başka bir yanını keşfeder insan. Ama ikisinde de kural ve kâideler vardır. Eğer uyulmazsa, insanı çok zor durumda bırakır.

Müziğin belki de her alanında dünyaca ünlü müzisyenlerimiz var ama sizce neden bizden bir dünya starı ‘pop vokal’ çıkmıyor? Sizce nerede hata yapıyoruz?

Bu konuda bir suçumuz yok. Suç dünyada. Yıllar önce rahmetli Ahmet Ertegün ile sohbet etme şansım oldu. Bana bu konuyla ilgili olarak söylediklerine yüzde 80-90 katılıyorum. Şöyle konuşmuştu: ‘Dünyaya hitap etmek için, İngilizce konuşan bir ülke vatandaşı ve en geç 24 yaşında olmak gerekir…

GÖREVİM KALİTEYİ YUKARI ÇEKMEKTİ

24. İstanbul Caz Festivali’nde Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü alacaksınız. Bu önemli ödül sizin için ne anlam ifade ediyor?
Beni bu ödüle lâyık görenlere müteşekkirim. Tam anlamıyla kendini caza adamış bir müzisyen olmasam da, müzik yoluyla insanların müzik kalitelerini yukarı çekmek baştan beri en önemli görevimdi. Bunu önemli bir oranda başardığımı düşünüyorum. Bu ödülü de salt bu yüzden aldım belki de.

MÜZİSYENLERİMİZ DÜNYANIN HER YERİNDE MÜZİK YAPAR

Cazın Türkiye macerasını değerlendir misiniz? Hedefi, engelleri ve son dönemdeki başarıları hakkında neler söylersiniz?
Bu çok uzun bir konu.Ancak şunu söylemeliyim ki, bugün Türkiye’deki caz müzisyenlerinin birçoğu, dünya çapındadır. Caz müziğimizdeki müzisyenler de, diğer türlerdekiler de kendilerini çok geliştirdi. Yani müzisyenlerimizin çoğu dünyada her yerde müzik yapabilir.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN