Cuma namazı nasıl kılınır? Cuma namazı kaç rekattır? Tüm detayları ile anlatımlı...

Cuma namazı nasıl kılınır? Cuma namazı kaç rekattır? Tüm detayları ile anlatımlı...

Cuma namazı kaç rekattır herkes her Cuma namaza gitmeden önce bunu merak ediyor Cuma namazı nasıl kılınır bilmeyenler ve öğrenmek isteyenler için haberimizde detaylı olarak anlattık. Cuma namazı nasıl kılınır tüm detaylarıyla ve Cuma namazı kaç rekattır bilgileri haberimizde...

Cuma namazı kaç rekattır ve Cuma namazı nasıl kılınır sorularını herkes çok soruyor. Haberimizde Cuma namazı nasıl kılınır sizler için detaylı olarak anlayacağınız şekilde yazdık. Cuma namazı kaç rekattır yine Cuma namazına gidecek herkes için merak edilen konular arasında yer alıyor. Cuma namazı kılmanın fazileti düşünülünce Cuma namazını kılmayı öğrenmek de önemli hale geliyor. Bu yüzden Cuma namazı nasıl kılınır iyice öğrenmenizde fayda var. Her Cuma her müminin gitmesi gereken Cuma namazı kaç rekattır yine haberimizde yer alan diğer bilgiler arasında. 

CUMA NAMAZI KAÇ REKATTIR?

Cuma namazı dört rekât ilk sünnet, iki rekât farz ve dört rekât son sünnet olmak üzere on rekâttır.

CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?

Cuma namazı, Cuma günü camide öğle namazı vaktinde cemaatle kılınır. Önce ilk sünnet tıpkı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. Sünnetin ardından imam-hatip minbere çıkarak oturur. Müezzin, iç ezanı okur. Ezandan sonra imam-hatip kalkarak iki kısımdan oluşan hutbeyi okur. Hutbede cemaati dinî konularda bilgilendirici ve yönlendirici konuşma yapar. Hutbe okunduktan sonra imam-hatip minberden inerek cemaatin önüne geçer ve cemaate iki rekât Cuma namazı kıldırır.

İmam-hatip, Cuma namazının farzına ve cemaate imam olmaya, cemaat de Cuma namazına niyet eder. Tıpkı cemaatle kılınan sabah namazı gibi iki rekât Cumanın farzı kılınır.

Cuma namazında imam-hatip, Fatiha ve zamm-ı sûreyi sesli olarak okur.

Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, cumanın son sünneti kılınır. Bu sünnet, öğlenin ilk sünneti gibi kılınır. Böylece Cuma namazı tamamlanmış olur.

ABDEST NASIL ALINIR?

Elleri yıkama

“Eûzübillahimine şşeytanirracim-Bismillahirrahmanirrahim” Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da ovuşturularak üç defa yıkanır.

Ağza su verme

Sağ elimize üç defa su alarak ağzımıza veririz. Her su alışta ağzımızı çalkalayarak ağızdaki suyu dökeriz. 

Buruna su verme

Tekrar avucumuza su alarak üç defa burnumuza veririz. Sol el ile de sümkürür temizleriz.

Yüzü yıkama

Sonra iki avucumuza su alarak saç bitiminden çene altına kadar yüzümüzü üç defa yıkarız.

Sağ kolu yıkama

Önce sağ kolu dirsekle beraber üçer defa yıkarız.

Sol kolu yıkama

Sonra sol kolu dirsekle beraber üçer defa yıkarız.

Başı mesh etmek

Sağ elimizle başımızın dörtte birini mesh ederiz. Yani sağ elimizi ıslatıp başın dörtte birini sıvazlayarak ıslatırız.

Kulakları mesh etmek

Her iki eli de ıslatıp serçe parmaklarımızla kulaklarımızın içini mesh ederiz. Kulakların arka kısmını ise baş parmaklarımızla mesh ederiz.

Boynu mesh etmek

Sonra baş ve serçe parmaklarımızı kullanmadan işaret, orta ve yüzük parmaklarımızın dışı ile boynumuzu da mesh ederiz.

Ayakları yıkama

Ayaklara gelince, parmaklardan başlayarak önce sağ sonra sol ayağımızı topuk kemiği ile beraber üçer kez yıkarız.

Ayaklarımızı yıkarken parmak aralarımızın iyice yıkanmasına dikkat etmemiz gerekir.

2 ŞUBAT 2018 CUMA HUTBESİ 

18-02/02/fatsada-isaret-dili-ile-hutbe.jpg

İSLAM'IN İKİ ANA KAYNAĞI: KUR'AN VE SÜNNET

CUMANIZ MÜBAREK OLSUN AZİZ MÜMİNLER!

Yüce Rabbimiz, okuduğum âyet-i kerimede şöyle buyuruyor: "Ey iman edenler! Allah ve Resûlü, hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, mutlaka bu çağrıya icabet edin! Bilesiniz ki, Allah kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilesiniz ki, hepiniz Allah’ın huzurunda toplanacaksınız."[1]

Peygamberimiz (s.a.s) de okuduğum hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: "Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız: Bunlar, Allah'ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir."[2]

DEĞERLİ KARDEŞLERİM!

Bugünümüzün ve yarınımızın, dünyamızın ve âhiretimizin inşa edici gücü, rehberi Kur’ân-ı Kerim’dir. Kur’ân’ın hayatla buluştuğu, anlaşılır ve yaşanılır hale geldiği yer Peygamberimizin sünnetidir. Bu yüzden biz, on dört asırdır Din-i Mübin-i İslam’ı bu iki ana kaynaktan öğreniriz.

Kur’ân-ı Kerim, bize Allah’a imanla birlikte Peygamberimize imanı da emreder. Allah’a itaatin hemen ardından Peygamberimize itaati de ister. Zira Yüce Kitabımızı bize tebliğ edip öğreten Peygamberimizdir. Kur’ân, onun örnekliğinde yaşanan bir hayat modeline dönüştürülmüştür. Kur’ân’ın aydınlığında, Efendimizin eşsiz önderliğinde hayatlarını tanzim edenler, istikametlerini asla kaybetmeyeceklerdir.

AZİZ MÜMİNLER!

Varlık gayemizin kitabı Kur’ân-ı Kerim, Allah’a imanı ve sadece O’na kul olmayı emretmiştir. Hayatı boyunca Allah’tan başka hiçbir kudretin önünde eğilmeyen, her şart ve durumda izzetli ve onurlu bir duruş sergileyen Peygamberimiz de gerçek imanı bize göstermiştir.

Kur’ân-ı Kerim, imanımızı diri tutan ve bizi Allah’a yaklaştıran ibadetleri emretmiştir. Namazı nasıl kılacağımızı, orucu nasıl tutacağımızı, zekâtı nasıl vereceğimizi, haccı nasıl yerine getireceğimizi, Rabbimize nasıl ibadet edeceğimizi ise bize Peygamberimiz yaşayarak öğretmiştir.

Kur’ân, iyiliği emredip kötülüğe karşı çıkmayı, hak ve hakikati savunmayı, güvenilir olmayı, şefkat ve merhameti, hâsılı ahlak ile yücelmeyi emretmiştir. Bu erdemleri yaşayarak nasıl iyi bir mümin olunabileceği konusunda ise Peygamberimiz hepimize örnek olmuştur.

AZİZ KARDEŞLERİM!

Tarih şahittir ki; bizler, daima Yüce Kitabımıza gönülden bağlandık. Resûlullah Efendimize derin bir muhabbet duyduk. Kur’ân-ı Kerim’in huzur veren mesajlarını, Peygamberimizin sünnetini doğru anlayıp yaşadığımız müddetçe insanlığa örnek, aziz bir ümmet olduk. Ancak ne zaman ki bu bağlılık ve muhabbetimizi davranışlarımıza yansıtamaz hale geldik, Kur’ân’ın ve Peygamberimizin bizden istediği ilim, irfan, azim ve gayretten uzaklaştık, işte o zaman gücümüzü kaybettik, zayıfladık. Ne zaman ki Kur’ân ve sünnetin bize kazandırmak istediği yüce ruh ve ideali ihmal etmeye başladık, işte o zaman cehalet bataklığına saplandık. 

MUHTEREM MÜSLÜMANLAR!

Bugün yaşadığımız acı ve sıkıntılardan kurtulup yeniden insanlığa huzur, barış ve medeniyet takdim eden bir ümmet olabilmemizin tek bir yolu vardır. Bu yol, Yüce Kitabımızın müminleri ve Sevgili Peygamberimizin ümmeti olarak Kur’ân’a ve sünnete sımsıkı sarılmaktır. Dinimizi doğru öğrenme ve yaşama konusunda bu iki kaynaktan taviz vermemektir. Kur’ân ve sünnetin arasına mesafe koymaya, bu en mukaddes değerlerimizi istismar ederek güç ve çıkar devşirmeye çalışanlara karşı uyanık olmaktır. Allah’ın son Kitabıyla, Resûlün nezih sünnetiyle hayata bakan, dinine ve milletine vefa ile bağlanan nesiller yetiştirmek için emek vermektir. 

KIYMETLİ KARDEŞLERİM!

Yavrularımızı Kur’ân ve sünnetten beslenen iman şuuruyla, ibadet sevgisiyle ve ahlak bilinciyle yetiştirmek, hepimizin vazifesidir. Onların iyi birer insan, örnek birer mümin olması hepimizin gayesidir. Bu gayeye hizmet edecek önemli bir hususu siz değerli cemaatime hatırlatmak istiyorum: Bildiğiniz üzere Kur’ân-ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler dersleri okullarımızda seçmeli okutulmaktadır. Yavrularımızın, bu dersleri seçmeleri için gerekli hassasiyeti gösterelim. Rabbimizin emaneti olan ciğerparelerimizin, Allah’ın rızası doğrultusunda yaşayan nesiller olarak yetişmelerinin bizim sorumluluğumuzda olduğunu unutmayalım. Yüce Rabbimiz, çocuklarımızı anne babasına karşı hayırlı; dinine, milletine ve insanlığa faydalı nesiller eylesin.

[1] Enfâl, 8/24.

[2] Muvatta’, Kader, 3.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN