Ressam Kadir Akyol’un 13’üncü sergisi ‘İmgenin Refleksi’, sinemanın ve dizilerin unutulmaz kahramanlarıyla popüler kültürü eleştiriyor. Sergide sanatseverlere Anadolu motifleri kullanılarak yapılan portre çalışmaları sunuluyor. Onlar arasında Joker, Hannibal, Khal Drogo, Gandalf gibi isimler var.
ERKUT TEZERDİ
Sinemanın ve dizilerin tarihe geçen kahramanları ‘İmgenin Refleksi’nde portrelere taşındı. Kadir Akyol’un 13’üncü sergisinde Joker de var, Yüzüklerin Efendisi veya Game of Thrones karakterleri de... Marilyn Monroe, Gandalf, Hannibal gibi daha birçok karakterin tuvallere taşınmasının nedeni ise popüler kültürü eleştirmek ve sanatı bilmeyenlere güzel ve ilgi çekici bir üslupla yaklaşmak. İyilik İçin Sanat Derneği’nin katkılarıyla açılan sergi İstanbul Nişantaşı’nda The Sofa Oteli’nin çatı katında bulunan Frankie İstanbul’da 4 Eylül’e kadar görülebilecek. Akyol’la sergiyi konuştuk.
Sinema ve dizilerin ünlü kahramanlarını neden sanatınıza taşıdınız?
Ben eserlerime Anadolu pop art diyorum. Daha önceki çalışmalarımda danteller kullanıyor ve Anadolu kadınlarını resmediyordum. Bu sergide Hollywood’un ünlü isimlerini tuvalere taşıdım. Bunun nedeni popüler kültüre bir gönderme yapmak isteyişim.
Neden popüler kültürü seçtiniz?
Çünkü bir sergiye gittiğinizde hayali bir modelle karşılaştığınızda pek dikkat çekmiyor. Ama Charlize Theron, Ian McKellen veya Jared Leto gibi isimler alımlayıcıya daha yakın geliyor. Popüler kültürü seçmemin nedeni tüketim çağında yaşıyor olmamız. Her ne kadar ‘içinde yer almıyorum deseniz’ de o sizi içine çekiyor. Ayrıca sanatı hiç bilmeyen kişilere sevdirmek için popüler kültürden beslenmelisiniz.
Başka bir yol veya akım olamaz mıydı?
Daha önceki çalışmalarımda ailemi ve Doğu insanlarını kullanmıştım. Ancak tablolardaki kişiler pek tanınmış olmadıklarından insanlar da anlamakta yabancılık çekiyordu. Çünkü biz Rönesans’ı yaşamamış bir toplumuz. Resmi nasıl okuyacağımızı tam olarak bilmiyoruz. Renkleri bile tanımayanlar var. Bu nedenle insanlara Joker, Marilyn Monroe ve Gandalf gibi yani bildiği şeylerle yaklaşmak gerekiyor. Tablolardaki kahramanların tamamı sinema ve televizyonlardan aşina olunan karakterler. İsimlerini, görüntülerini bilmeyen yok.
Peki bu fikir zaman içinde mi oluştu yoksa hep aklınızda mıydı?
Zaman içinde oluştu. Bu benim 13’üncü sergim. Yıllar içinde nabız yokladım. Sanat bence toplum içindir. Alımlayıcı göz ardı edilemez.
Kendinizi bir akıma dahil ediyor musunuz?
Kendimi bir akıma dahil etmiyorum çünkü günümüzde akım kavramı kalmadı. Önceden resim sanatında 10 veya 100 yılda bir akım çıkardı. Günümüzde her gün çıkıyor, her şey değişiyor. Teknoloji sanata yansıyor.
Başka ülkelerde de sergiler açtınız, Türkiye’de de. Eserler arasında ne gibi farklılıklar söz konusu?
Bizim toplam 90 yıllık bir sanat birikimimiz var. Usta dediğimiz kişiler 60’larda Fransa’ya gitti, orada eğitim alıp Türkiye’ye geldi ve ders vermeye başladılar. Öncelikle Fransız sanatını öğrettiler; hemen ardından başka hocalar da başka ülkelerde ders gördü: Biz İspanyol, Fransız ve İtalyan sanatını yani Avrupa sanatını biliyoruz. Kısaca çalışmalar arasında uçurum olduğunu söyleyemeyiz.
İLETİŞİM KURAMAYANIN ÖNEMİ DE YOKTUR
Sanatseverlerin aslında tamamen popüler kültürü baz aldıklarını söyleyebilir miyiz?
Evet, popüler kültür dikkate alınıyor. Çünkü popüler kültürün içine sinema, medya ve iletişim giriyor. Artık çok iyi, çok zeki veya çok yaratıcı bir ressam/sanatçı olmanızın hiçbir önemi yok. Eğer iletişim kurmayı bilmiyorsanız, yaptıklarınızın da bir önemi yok.
İLK ETAPTA GÖZLER KONUŞUR
Eserlerinizin tamamında gözler ön plana çıkıyor. Portre sanatını tanımlarken gözlerin önemi nedir?
Ben portre çalışıyorum. Kişiler diyaloğa girdiğinde birbirinin gözünü, burnunu, ağzını görür. Aslında ilk etapta birbirimizin vesikalık kısmıyla ilgileniyoruz. Ben de bunu en güçlü nasıl anlatılabilirse öyle yansıtıyorum. Gözler önemlidir. İletişim sözden önce yüzde başlar.
