Erk sahibi olmak

Erk sahibi olmak

Duruşu olan sağlam bir kişilik, düşünce düzleminden sapmalar yaşamaz. Çünkü ülkü her hangi bir amaç değil yüksek bir erktir. Her insan bu yüksek erk için çalışmak, zorluklara katlanmak zorunda değildir.

 MİRZA TAZEGÜL

Ağaç ve onun dalları rüzgâra göre eğilmez, rüzgârın estiği yöne doğru eğilen ağacın yapraklarıdır. Davanın adamı ile bedavanın adamı olmak buna benzer. Dava adamı çınardır, ağacın gövdesidir veya dalıdır ama bedavanın adamı yapraktır. Yaprağın ömrü ise mevsim bitinceye kadar sürer nihayet sonbahar geldiğinde yere dökülür ve çürür.

İnsan neden dava adamı olur ya da olmaz veya dava adamı olan neden bedavanın adamına dönüşür? Bilindiği üzere dava adamı, bir ülküye yani bir amaca bağlanan o ülkü için çalışmaktan yılmayan, zorluklara katlanan kimselere denir. Lakin kimi zaman bir ülkü için yola çıkan adamın, kendi kişisel çıkar ve ilişkilerini kotarması için bu yola çıktığı anlaşılır veya yolda ülküsüne olan inancının zayıflığından dolayı aklını nefsi çeler. Kişi böylece dava adamlığından bedavanın adamlığına dönüşür. Bu kimselere gerek tarihte, gerek bugün çokça rastlarız.

Elbette her dalda oynayanın, her dalda da oynatıcısı olur. Duruşu olan sağlam bir kişilik, düşünce düzleminden sapmalar yaşamaz. Çünkü ülkü her hangi bir amaç değil yüksek bir erktir. Her insan bu yüksek erk için çalışmak, zorluklara katlanmak zorunda değildir. Ancak bu taşın altına elini koyanlar, böyle yüksek bir amaç edinenler samimi olmak zorundadırlar. Bu erki her türlü kişisel çıkarlarının üzerinde tutmak durumundadırlar. İşte bu kişiler çınar, ağaç ve dal olurlar. Bunun tam tersi kimseler yaprak olup yere düşerler.

Sağlam karakterler sağlam anlayışlar taşırlar. Dünya erklerine samimice bağlı saygın kimseler tarafından daha güzel bir hale gelebilir. Lakin bu şahsiyetlerin üzerinde ölüm, mahkûmiyet, bin türlü zorluklar Demoklasin kılıcı gibi hep asıldır. Yolları her türlü tehlike ve belalarla doldur. Yıldırılmayan şahsiyetlerin önüne ise menfaatler sürülür. İşte gerçek test bu yolculukta yapılır. Yani kişi, kolayı tercih etmesi veya etmemesi, bedavanın adamı olması ile davanın adamı olması arasında önüne tercihler geldiğinde belli olur.

Gönül ister ki; bugün de ülkü sahibi olan insanların tarihte ki şahsiyetler gibi ülkülerine her şeye rağmen bağlı kalsınlar, yaprak değil ağaç olsunlar, ama bu gönlün istemesiyle olmaz. İş yine dönüp dolaşıp eğitime geliyor. Gerek aile eğitimine, gerek örgün eğitime yüksek bir ahlak anlayışını yerleştirmemiz gereklidir. Şunu da bilmemiz gerekir ki her vagon için bir lokomotif gerekmez yüzlerce vagonu bir lokomotif çekip götürebilir. İşte toplum olarak o lokomotifleri tespit edip onlar üzerinde daha ciddiyetle durmalıyız. Daha başarılı toplumlara baktığımız zaman görüyoruz ki bu tip lokomotif insanları daha iyi imkânlar sağlayarak yanlarına çekip bir beyin göçü gerçekleştiriyorlar. İşte burada bu beyin göçüne tabi olanlar yukarıda bahsettiğim tercih önlerine geldiğinde kolayı tercih edenlerdir.

Ülke olarak kısıtlı imkânlarla yetiştirdiğimiz beyinlere, aynı zamanda yüksek bir erk, yani ülkü anlayışı kazandırıp onların ülke içinde kalmalarını ve ülkemiz için çalışmalarını sağlaması gerekmektedir. Daha iyi bir gelecek için üreten beyinlerin ülke içinde kalıp kısıtlı imkânlara rağmen, ülkemizin ileri gitmesi gibi bir “erk”e bağlı kalmalarını temenni ediyorum. Temenni etmekten öte, bu konuda kim ne yapacaksa yapmasını diliyorum. İyi yetişmiş, üretken, düşünceli ve aydın kimselerin kendi insanımız için, topraklarında kök salıp ağaç olmasını umut ediyorum. Rahat yolların adamı olmak kolay, zorlu patikaların adamı olmak ise sağlam karakter ve yüksek bir amaç içerir.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN