Kösedağ Muharebesi nedir? Diriliş Ertuğrul, Kösadağ savaşı ile başlıyor

Kösedağ Muharebesi nedir? Diriliş Ertuğrul, Kösadağ savaşı ile başlıyor

Diriliş Ertuğrul yeni sezona Kösedağ Savaşı ile başlıyor. Peki Kösedağ Muharebesi nedir? Sonuçları ne oldu? Diriliş'te Noyan'ın önünde bulunan harita Kösedağ Muharebesi planını gösteriyordu. Sahne dönüm noktası olan savaşı izleyicilerin gündemine taşıdı. İşte merak edenler için Kösedağ Muharebesi hakkındaki tüm detaylar.

Diriliş Ertuğrul dizisinin 5. sezon ilk bölümünde ekranlara Kösedağ Savaşı gelecek. Türk tarihi için çok önemli sonuçları olan Kösedağ Savaşı izleyiciler tarafından merak ediliyor ve araştırılıyor. Dizinin Haziran ayıındaki final bölümünde Ögeday Han'ın ölümünün ardından yerine geçen Han, barışın bittiğini söylemişti. Noyan'ın masasında ise Kösedağ Muharebesi'nin haritası vardı. Peki tarihte Kösedağ Muharebesi nasıl geçti, sonuçları nelerdir?  

Diriliş Ertuğrul dizisi 121. bölümü ile sezon finali yaptı ve yaz tatiline girdi. TRT1 ekranlarında yayınlanan dizinin hayranları büyük bir merakla yeni sezon fragmanı bekliyor.Yeni sezon Kösedağ Savaşı ile başlayacak. Kösedağ, Türk tarihi içerisinde büyük öneme sahiptir. Selçuklu Devleti sınırları içerisinde uzun süre boyunca yer almış olan Kösedağ, Osmanlı Devleti himayesinde de yer almıştır. 

KÖSEDAĞ NEREDE?

Kösedağ, Ağrı'nın Eleşkirt ilçesinin içerisinde bulunan bir dağdır. Kösedağ, Eleşkirt ilçe merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktadır. Kösedağ'ın yüksekliği ise 3 bin 433 metredir.

SELÇUKLULAR DÖNEMİNDE KÖSEDAĞ

750 yılında itibaren de Abbasi nüfuz sahası içerisine girmişlerdir.1054 yılında itibaren Türk akınlarıyla Karşılaşan bölge Tuğrul Bey ve Çağrı Bey'in oğlu Yakuti Bey tarafından Türk idaresi altından alınmıştır.(1064)Anadolu beyliklerinden Saltuklular'ın nüfuz bölgesinde kalan Eleşkirt daha sonraları Sökmenliler(Ahlatşahlar)'in egemenlik sahasında kalmışlardır

OSMANLILAR DÖNEMİNDE KÖSEDAĞ

Osmanlı hakimiyetine Yıldırım Beyazıt zamanında giren Eleşkirt bölgesi daha sonra Celayir'lilerin eline geçmiştir.Bundan sonra İlhanlı ve Timurluların saldırılarına maruz kalan bölge Timurlulardan Şahruh ve Kara Yusuf'un çocukları arasındaki mücadelelere sahne olmuştur.Karakoyunlu hükümdarı İskender Mirza 1421 tarihinde Eleşkirt yakınlarında yapılan savaşta Timurlulardan Şahruh'u yenmesiyle birlikte bölgedeki Karakoyunlu hakimiyeti pekişir.Eleşkirt Karakoyunlu ve Akkoyunlular'ın hakimiyetinden kaldıktan sonra kısa bir sürede Safevi hakimiyetine geçmiştir.İmparatorluk devrinde bazen Van çoğunlukla Erzurum eyaletine bağlanan Bayezid sancağı mülhakatından olarak bir ocaklık olarak yönetilmiştir.

18-08/23/dirilis-ertugrul-dizisinde-kosedag-savasi.jpg

KÖSEDAĞ SAVAŞI'NIN SEBEPLERİ NELERDİR?

Moğollar, Anadolu Selçuklu Devletinin güçlü hükümdarı Alaeddin Keykubat’dan çekiniyorlardı ve bu sebeple Anadolu coğrafyasına giremiyorlardı. Alaeddin Keykubat’dan sonra Anadolu Selçuklu Devletinin hükümdarlığını devralan 2. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Babai ayaklanması meydana gelmişti. Selçuklu ordusu, bu isyan sonucunda oldukça yıpranmış durumdaydı. Moğollar, Anadolu Selçuklularının içine düştüğü bu zor durumdan istifade ederek Anadolu İçlerine doğru sefere çıkmak üzere İran’da bulunan Moğol ordularının komutanı Baycu Noyan’ı başa getirdiler. Baycu Noyan, Kafkasya’daki Gürcü ve Ermeni kuvvetlerinde desteğini kazanarak Anadolu Selçukluların üzerine sefer hazırlıklarına başladı. Babai İsyanından sonra patlak veren Baba İshak isyanını fırsat görerek 1242 senesinde Erzurum’a ilk saldırısını gerçekleştirdi. Büyük zulümler ve katliamlar yaparak savunmasız Müslüman halkın mallarını gaspedip şehirlerini yağmaladılar. Gıyaseddin Keyhüsrev, bunu haber alınca 80 Bin kişilik bir orduyla Sivas’a karargah kurup Baycu Noyan’ın taarruzunu karşılamaya hazırlandı. Baycu Noyan, bunu haber alınca seferini sonuçlandırmak için ordularını Sivas’a doğru yürüttü. Gıyaseddin Keyhüsrev, babası Alaeddin Keykubat kadar tecrübeli ve kudretli bir hükümdar değildi. Yeteri kadar savaş tecrübesi olmaması sebebiyle önemli kararları ordu komutanlarının kararlarıyla verebiliyordu. Moğolların harekete geçtiğini öğrenince komutanlarına danışarak ikmal imkanları hasebiyle Sivas’da yerleşip buradan savunma yapmaları telkinini aldı. Ancak devlet erkanının tavsiyeleri taarruz etmek yönündeydi. Ordu komutanlarının tavsiyelerine değil devlet erkanında görevli siyasilerin tavsiyelerine itibar eden Gıyaseddin Keyhüsrev, ordusunu Siavs’ın 80 Km. doğusuna kadar ilerleterek Kösedağ mevkiinde sulak ve otlak bir alana yerleşti. Bu alan askeri teknikler açısından oldukça dez avantajlıydı. Zira Moğol taarruzlarına karşı savunma hatları nizami değildi ve düzen bozabilecek taarruzlara karşı yeteri kadar güvenli bir bölge niteliği taşımıyordu.

KÖSEDAĞ MUHAREBESİ NASIL GEÇTİ?

Gıyaseddin Han, geçitler ve stratejik noktalardaki hazırlıklarını tamamlayıp savunma yapar halde Moğol ordusunu beklemeye koyuldu. Ancak ordusunun gücüne güvenen ve zafere kesin gözüyle bakan erkanı, kendisine taarruz etmeyi tavsiye ve telkin edince, yeterli savaş tecrübesi bulunmayan Sultan, tedbir ve askeri nizam kurallarını çiğneyerek düşmanı taarruz ederek karşılamaya karar verdi. Moğol ordularının taarruzuna savunarak değil taarruzla karşılık veren Selçuklu ordusu, Moğol ordusunun kadim Türk Savaş Taktiği olan Turan Taktiğini (Kurt Kapanı) kullanarak geri çekilmesiyle sürek halinde Moğol öncü güçlerinin peşinden gitmeye başladılar. Bu stratejik bir hamleydi ve Kösedağ Savaşı'nın sonucunu etkileyecek ilk hata olmuştur.

Daha önce hiç savaş yönetmemiş olan Gıyaseddin Keyhüsrev, öncü kuvvetlerin bozguna uğratılmasını mağlubiyet zannederek otağını ve hazinelerini bile yanına almadan geri çekildi. Oysa ordu yenilmemişti ve halen savaşa devam etmekteydi. Gıyaseddin Keyhüsrev’in kaçmasından Ordusu henüz haberdar olmamıştı. Selçuklu ordusu hava kararana dek Moğol ordusu ile çarpışmaya devam etti. Hava kararınca geri dönen Selçuklu ordusu, Sultan’ın kaçtığını ancak günün sonunda öğrenebildi. Bunun üzerine askerlerde otağlarını bırakarak ani şekilde cepheyi terk edip geri döndüler. Gün aydınlandığında Selçuklu askerlerinin ortada olmadığını ve çadırlarını terk ettiğini gören Moğollar, önce bu durumun bir hile olduğunu sanıp iki gün boyunca taarruz etmediler. Nihayetinde sonuç almak isteyen Moğollar, çadırların bulunduğu alana kadar ilerlediğinde Selçuklu ordusunun tamamen geri çekildiğini şaşkınlıkla görmüş ve Selçuklular için utanç verici, Moğollar içinse kolay kazanılan bu savaş sonrasında Erzincan, Sivas ve Kayseri’ye kadar ilerlediler (3 Temmuz 1243).

18-08/23/kosedag-savasi.jpg

TARİHTE KÖSEDAĞ SAVAŞININ SONUÇLARI NELERDİR?

Kösedağ Muharebesi, Türkiye Selçukluları'nın Moğollara yenilmesiyle sonuçlanan ve 3 Temmuz 1243 tarihinde meydana gelen savaş. Kösedağ Savaşı, gerek cereyan şekli gerekse sonuçları bakımından Türk tarihi içerisinde özel bir yere sahiptir. Baycu Noyan kumandasındaki Moğol ordusuyla karşılaşan Türkiye Selçuklu kuvvetleri, öncü birlikler arasında meydana gelen ilk çarpışmanın ardından korkuya kapılarak kaçmış, baştan beri hatalı kararlar veren Sultan II. Gıyâsü’d-dîn Keyhüsrev de aynı şekilde davranınca, Moğol ordusu kolay bir zafer kazanmıştır. Hiçbir mukavemet görmeden ilerleyen Moğol ordusu kısa sürede Anadolu’ya hâkim olmuş ve el-Ömerî’nin ifadesiyle, Selçuklular idaresinde cennet gibi olan ve halkına saadet günlerini yaşatan Anadolu, yeryüzünü altüst eden Cengizoğulları tarafından istila edilmiştir.

Türk tarihinde benzeri görülmemiş olan Kösedağ Savaşı, genç ve savaş tecrübesi olmayan Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in fevrî hareketleri neticesinde ortaya çıkmıştır. Moğollar, Kösedağ Bozgunundan sonra Anadolu'yu kolayca istila etmişler, şehirleri yağmalayıp, Müslüman halkı sivil-asker, kadın-çocuk demeden katletmişlerdir. Bu mağlûbiyet neticesinde Selçuklular Moğollara vergi vermeyi kabul etmişler, iki yüz yıllık Türkiye Selçuklu Devleti'nin yıkılış süreci başlamıştır.

18-08/23/2-giyaseddin-keyhusrev-kimdir.jpg

2. GIYASEDDİN KEYHÜSREV KİMDİR? 

Anadolu Selçuklu Devleti 12. hükümdarı II. Gıyaseddin Keyhüsrev kimdir? İşte II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in biyografisi; II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in 1221 yılında doğduğu tahmin ediliyor. Babası I. Alaeddin Keykubad, annesi “Mahperi Sultan” olarak da bilinen Hunat Hatun. 1128'de Mengüçoğlu Beyliği'ni ortadan kaldırıp topraklarını ülkesine katan Alaaeddin Keykubat, onu Erzincan iline melik atayarak atabeyi Mübarizeddin Ertokuş'la birlikte Erzincan'a gönderdi. Melikliğinin ilk yıllarında Trabzon'u kuşattı.

Babası, kendisinden küçük olan kardeşi İzzeddin Kılıç Arslan'ı veliahtlığa atamıştı ancak babasının 1237 yılında öllmesi üzerine Sadeddin Köpek önderliğindeki bazı emirlerin desteğiyle Türkiye Selçuklu tahtına Gıyaseddin Keyhüsvrev çıktı. Kardeşinin tarafını tutan Harezm emirlerine karşı mücadeleye girişti; onları kendisine biat etmek zorunda bıraktı. Dımaşk (Şam) ve Halep Eyyubi hükümdarları ile babasının zamanında yapılan tabiiyet anlaşmalarını yeniledi. Halep Eyyubi hükümdarının kızı ile evlenmek, kendi kız kardeşini ise onunla evlendirmek yoluyla akrabalık kurdu. Çok geçmeden diğer Eyyubi hükümdarları ve Artuklular da kendisine bağıölı oldu. Moğolistan'a babasının hazırladığı elçilik heyetini gönderdi.

Keyhüsrev, saltanatının ilk yıllarında güvenmediği devlet adamlarını Sadeddin Köpek'in telkinleri ile birbir etkisiz hale getirdi; hatta eski veliaht İzzeddin Kılıçarslan ile annesi Adile Hatun'u da öldürttü ve Türkiye Selçuklu tahtı üzerinde hak iddia eden Sadeddin Köpek'i de 1239 öldürttü. Daha önce yönetimde etkili olan emirlerin yeniden işbaşına geçmesiyle devlet eski düzenine kavuştu, dış ilişkileri düzeldi. Eyyubi melikleri, İznik'te hüküm süren Bizans imparatorları (İznik İmparatorluğu) ve Kilikya ile Mardin Artukluları II. Keyhüsrev'e bağlılıklarını sürdürdüler. 1240'ta Diyarbakır, Türkiye Selçuklularının eline geçti.

Bu arada Moğolların önünden kaçarak Anadolu'ya sığınan göçebe Türkmenler, Anadolu'daki yerleşik devlet düzeni içinde yeni sorunlar yaratmaya başladı. Bu koşullarda Baba İshak'ın başlattığı Babai ayaklanması çok hızlı ve kanlı bir şekilde gelişti. Beyşehir Gölü üzerindeki Kudababad Sarayı'na sığınan Keyhüsrev, Moğol tehlikesine karşı ülkeyi savunmak üzere 1240 yılında Erzurum sınırında bulunan orduyu çağırarak ayaklanmayı bastırabildi. Bu olay neticesinde devletin gücü önemli ölçüde sarsıldı.

Türkiye Selçuklularının zayıflamasından yararlanan Moğollar 1242'de Erzurum'u ele geçirdiler. 1243 yılında Kösedağ Savaşı'nda da Anadolu Selçuklu ordusunu yenilgiye uğrattılar. II. Keyhüsrev savaştan sonra Batı Anadolu'ya kaçtı. Moğollar Sivas'a girdi ve şehri üç gün süreyle yağma ettirdi. Ardından Kayseri'yi kuşattılar, kahramanca direnmesine rağmen şehri ele geçirip büyük bir katliam yaptılar. Azerbaycan'a dönüşleri sırasında aynı şekilde Erzincan'da katliam yaptılar. Bu olaylar sırasında Keyhüsrev'in annesi ve ailesi Halep'e gitmeye çalışırken yakalanıp Moğollar' a teslim edildi.

Amasya'da bulunan Vezir Mühezzebüddin Ali Moğol komutanı Baycu Noyan'a gidip Selçukluları Moğollara vergi verir bağımlı bir devlet haline getiren ağır bir anlaşma imzaladı. Moğollarla barışın sağlanmasının ardından Konya'ya dönen sultan bundan sonra devlet işlerini bütünüyle veziri Şemseddin İsfahani'ye bıraktı. Vezir, Sultanın ailesini Moğollar'a teslim etmiş olan Ermeni Krallığı üzerine sefere çıkarak Tarsus'u kuşattı. Bu sırada Alâiye'de bulunan sultan, içki içmekte iken veya baktığı vahşi hayvanların ısırması sonucu öldü. Henüz yirmi beş yaşında idi. Cenazesi Kümbethane'ye kondu. Onun ölümü üzerine Selçuklu ordusu Tarsus kuşatmasını bırakıp Konya'ya döndü.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN