Masalların başlangıcı ‘Big Bang’ kadar eski

Masalların başlangıcı ‘Big Bang’ kadar eski

Edebiyat profesörü Necati Demir, ‘Anadolu Türk Masallarından Derlemeler’de Türkiye’nin Doğu’dan Batı’ya 330 masalını okuyucuyla buluşturuyor. 30 yılda tamamladığı kitabın araştırma aşamasında, aynı masalların dünyanın birçok yerinde anlatıldığını öğrendiğini söyleyen Demir, “Erzincan’daki bir masalın Almanya’da daha önce derlemiş olması çok ilginç. Demek ki bu masallar çok eski ve insanoğlu milletlere ayrılmadan önce varmış” diyor.

ERKUT TEZERDİ

Önemli özelliklerinin başında eğitici olmaları geliyor. Kötülerin tavrı nettir; baskı kurup zulüm ederler, finalinde hep iyiler kazanır. Masallar aktarıldığı dilin inceliklerini bünyesinde bulundurduğu gibi etnik kültürü de yansıtır... Nasıl doğdukları belli değildir ama coğrafyadan coğrafya konuları aynı kalır, yalnızca olay kişileri ve adları değişir. Çocuklar da sever yetişkinler de... Yaşamı boyunca 80’e yakın kitap yazan ve eserlerinin birçoğu Harvard Üniversitesi dahil dünyanın önemli üniversitelerinde yayımlanan, Ankara Gazi Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Necati Demir, 30 senede tamamladığı ‘Anadolu Türk Masallarından Derlemeler’de, işte bu masalların 330’unu edebiyatseverlere aktarıyor. Türkiye’nin dört bir yanında kulaktan kulağa yayınlan masalları bir kitapta toplayan Demir’le konuştuk.

Böyle kapsamlı bir kitabın araştırma süreci için neler söylersiniz?

Ben sözlü kültürün çok zengin olduğu bir yerde doğup büyüdüm. Aslında insan içinde olunca fark etmiyor zenginliği. Üniversiteye gidip halk edebiyatı dersi alınca anladım nasıl bir hazine ile iç içe olduğumu. 1985’te başladım derleme yapmaya. Önce köyümden  annemin ve babamın bildiklerinden başladım. Ama yalnızca masal değil; mani, ninni, efsane, çocuk oyunları, ağıt... Sonra çevre köyler… Daha sonra öğretmen olarak gittiğim Gaziantep… Sonra bütün Türkiye. Galiba şu anda bu alanın dünyadaki en büyük arşivi bende. Masal deyip geçmek masala hakaret olur. Çok önemli bir kültür unsurudur.

17-06/24/25kr02-turk-masallari.jpg

Dünyada var mı başka örnekler?

Alman Grimm kardeşler…  Jacob Ludwig Carl Grimm (1785-1883) ve Wilhelm Carl Grimm (1786-1859). 19. yüzyılın başlarında 200 masal derledi ve Alman toplumu yarattılar. Bunlar düyadaki bütün dillere çevrildi, herkes ezberledi. Bizde binlerce masal var. Nitekim bu çalışmamda 330’u yer alıyor.

Kitapta masalların tanımını yaparken, özellikle ahlak terbiyesi bakımından çok önemli olduklarını belirtiyorsunuz. Masalların didaktik bir anlatım içermeleri şart mı?

Masalın görevlerinden birisi de eğitim. Bununa birlikte çok şeydir masal yalnızca terbiye konusuna indirgenemez. Masal ana dilin öğretiminde çok önemlidir. Türkçenin bütün inceliklerini ve güzelliklerini bünyesinde taşır. Masal ufkun gelişmesine ve eğitime katkı sağlar. Aslında sözlü kültürü tamamı yani ‘halk kültürü’ tam bir okul.

Sonunda neden hep iyiler kazanır?

Masallar örgün eğitimin olmadığı devirlerin en önemli eğitim aracı. Hem dil öğretiliyor hem vakit geçiriliyor hem de toplumun kuralları öğretiliyor masallarda. Gerçekten de masalların çoğu iyi ve kötülerin mücadelesini konu edinir. İyiler; sıkıntılar çeker, işkenceler görürler, haksızlığa uğrarlar... Ama sonunda mutlaka kazanırlar. Böylece toplum eğitilir. Bizden önceki neslin yüzündeki nur bence bu tür eğitimden kaynaklanıyor.

Var mı başka ortak özellikleri?

Masalların ortak özellikleri bellidir. Kurguları basittir. Dili sadedir. Daha önceki Türk dininin yani Gök Tanrı dininin özelliklerini taşır. Çoğunlukla insanlar ve hayvanlar iç içedir. Olağanüstü olaylara sıkça rastlanır. Bunlara pek çok özellik eklemek mümkündür.

Masalların nasıl ortaya çıktıkları belli mi? Gerçek olaylarla ilişkileri nedir?

Masalların nasıl ortaya çıktıkları konusunda çok sayıda görüş var. Belli ki bir ihtiyaçtan doğmuştur. Ama bazı şeyler insanı şaşırtıyor. Hindistan’da derlenen aynı masalın İngiltere’de de anlatılması, Erzincan’da derlediğimiz bir masalın Almanya’da daha önce derlemiş olması gerçekten çok ilginç. Demek ki bu masallar çok eski. İnsanoğlu milletlere ve dillere ayrılmadan masallar varmış.

TÜRKİYE BİLLUR GİBİ BİR MERMER

Masallar Türkiye’de yöreden yöreye anlatım, üslup ve konu seçimleri açısından ne gibi farklılıklar gösteriyor?

Masallar Türkiye içinde anlatım, üslup ve konu seçimleri konusunda çok farklılık göstermiyor. Bu diğer sözlü ürünlerde de mevcut. Hakkari’de derlediğimiz bir çocuk oyununun aynısı Sinop’ta, Edirne’de oynanıyor. Bazı masalları pek çok ilde aynen derledik. Demek ki Türkiye başkalarının söylediği gibi mozaik falan değil, billur gibi bir mermerdir.

Kitaptaki masalların yapı bakımından en farklı olanları hangileri?

Aslında bütün masallar aynı yapıda. Bilirisiniz bir giriş formeli var. ‘Bir varmış bir yokmuş’ diye başlar. Farklılık varsa olaylarda var. Bazıları kısa tutulmuş bazıları uzun. Olaylar uzun uzun anlatılıyor. Bazılarında da olaylar kısa. Yapı farkı burada. Mesela Ahmet ile Mahmut, Beyböğrek, İnci Salkım, Üç Şehzade... Sonra da sonuç.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN