İnsanlar ile bir bilim kazası sonucu evrimleşerek bilinçlenen maymunlar arasındaki savaşın nihai sonucu ‘Maymunlar Cehennemi: Savaş’ta belli oluyor. Üçleme serinin önceki yapımlarına göre aksiyondan çok, sanatsal yönü ağır basan filmde “Doğada baskın taraf kazanır” mesajı veriliyor.
ERKUT TEZERDİ
Evrende bizden daha zeki canlılar var mı? Bu henüz kanıtlanmamış olsa da bilimkurgu filmleri her daim kanıtlanmış gibi anlatır. Teknolojiye hükmeden bir tür dünyaya gelir, gezegenemizi istila eder. Sonra amansız savaş başlar. Ancak bilimkurgu klasiği Maymunlar Cehennemi böyle bir yapım değil! Meseleyi çok farklı bir açıdan ele alıyor, uzaylılar değil de evrimleşen maymunlara odaklanıyor. Mekan ise bambaşka bir gezegen değil, dünyanın ta kendisi! 1968’de aynı adlı romanından beyazperdeye uyarlandığında çok ciddi bir hayran kitlesine de sahip olan film zaman içinde öyle sevildi ki arka arkaya dört film daha çekilerek noktalandı. 2011’de yeniden ele alınan seri, iki yapımın ardından ‘Maymunlar Cehennemi: Savaş’la (War for the Planet of the Apes) noktalanıyor. İzleyici filmde bir bilim kazası sonucu zekileşen maymunlar ile insanların akıbetini öğreniyor.
Üçlemenin önceki filmlerine göre aksiyondan uzaklaşan yapımın sanatsal yönü ağır basıyor. ‘Maymunlar Cehennemi: Savaş’ın sanat yönetmenliği diğer yapımlara göre çok daha iyi. Ancak anlatımı, hızı, konuyu işleyiş biçimi diğer filmlere göre bir tık aşağıda. Bunun nedeni aksiyondan uzaklaşılarak lider maymun Sezar ile kabilesinin yaşayışının incelikli anlatılması. Daha derinlikli karakterler ve ustaca yazılmış senaryo, filmi nitelikli bir hale getiriyor lakin yaz aylarında olduğumuzdan 'Hiç bitmeyen popcorn aksiyon' beklentisiyle sinemaya gidenler tatmin olmayabilir.
‘Maymunlar Cehennemi: Savaş’ta, bir önceki film ‘Şafak Vakti’nde insanlara kafa tutan Kobo adındaki maymunu katleden Sezar, kabilesiyle birlikte ormanda yaşar. Ancak insanlar geri kalan maymunları öldürmekte kararlıdır. Bu nedenle askerler her daim baskın düzenler. Sezar ise her defasında sağ kalır. Amacı artık savaştan uzaklaşmak, kabilesiyle özgürce yaşamaktır. Ama insan ordularının başındaki acımasız Albay, tüm maymunları ortadan kaldırmak ister, Sezar’ın ailesini öldürünce film de başlamış olur. İntikam vakti gelir. Sezar askerlerin kampını bulup Albay’ı öldürmek için birkaç arkaşıyla yola düşer. Yolda konuşamayan bir kız çocuğuyla tanışır. Hep beraber savaşa doğru at sırtında adım adım ilerlenir. Kuzeydeki askeri kampa vardıklarında Sezar hayatının şokuyla karşılaşır çünkü tüm kabilesi yakalanmış, araçlarla taşınarak kafeslere tıkılmıştır, duvar inşa etmeleri için de kırbaç zoruyla aç-susuz çalıştırılırlar. Sezar adeta yıkılır ama kendisi de kafese kapatılmaktan kurtulamaz. Ve burada yeni soru işaretleri ortaya çıkar: İnsanların sayısı neden azdır? Hayatta kalan bazı insanlar neden konuşamamaktadır? Büyük duvar kimden ve ne neyden korunmak için inşa edilmektedir? ‘Maymunlar Cehennemi: Savaş’, bireysel bir intikam ve özgürlük mücadelesi üzerinden ilerleyen konusuyla tutarlı bir dramatik film. Sürprizi etkileyici, finali akılda kalıcı.
SAVAŞTAN KAÇMAK İÇİN YİNE SAVAŞMAK GEREK
Filmin yönetmeni ve senaryo yazarı Matt Reeves, çekim teknikleriyle de adından söz ettirecek bir yapıma imza atmış. Sevgi-nefret, savaş-barış, toplum-birey gibi karşıtlıklar filmde yerli yerinde. Özellikle de "Savaştan kaçmak için bile savaşmak gerekiyor" önermesi izleyiciye net bir biçimde geçiyor. Ancak düşük aksiyon sorunu ve estetikten yoksun savaş sahneleri filmin dinamiklerine zarar verebiliyor.
TEMİZ KALPLİ BİR MAYMUN KOLAY YETİŞMİYOR
Lider Sezar, çok temiz kalpli bir maymun. Ayrıca kendisini insanlardan üstün gördüğü de yok. Bunu diyaloglarından anlamak mümkün. Dahası aslında barış yanlısı. Bencil, savaş tutkunu Albay karşısında böyle aklı başında grotesk bir karakter tasarlanması çok etkileyici. Filmin bir de hem siyasi hem de dini göndermeleri var. Siyasi ayağı Naziler döneminde Yahudilerin yaşadıklarını, dini yönü ise Hz. Musa’nın yolculuğunu referans alıyor.
FİLMİN NOTU: 10/7.5
