Romain Puertolas, son romanını Karar’a anlattı

Romain Puertolas, son romanını Karar’a anlattı

Dünyanın çok satan yazarlarından Romain Puertolas, son romanı ‘Eyfel Kulesi Kadar Kocaman Bir Bulutu Yutan Küçük Kız’ kitabını Karar’a anlattı. Kitapta Faslı Zehra ile Fransız Tebligat’ın öyküsünü kaleme alan Fransız yazar, bu kitabı iki buçuk haftada tamamladığını ve okuyucuyu maceradan maceraya sürükleyen bir peri masalı anlattığını söylüyor.

KARAR RÖPORTAJ / İNCİ DÖNDAŞ

Romain Puertolas’ı bundan iki yıl önce Türkçe’de yayımlanan ‘Bir Ikea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri’nin Olağanüstü Yolculuğu’ adlı romanla tanıdık. Farklı etnik yapıları, kültürleri, sınırlarda yaşanan dramatik olayları, küçük mutlulukları anlatan bu kitap pek çok ülkede en çok satanlar listesinin en tepesine yerleşmişti. Birçok karakterin olduğu, olayların hızla değiştiği, belki sadece kitapta okuyabileceğiniz absürt olayların yaşandığı bir başka romanı daha çıktı Fransız yazarın: ‘Eyfel Kulesi Kadar Kocaman Bir Bulutu Yutan Küçük Kız’. Yazar bu kez Faslı küçük kız Zehra ile Fransız kadın postacı Tebligat’ı bir hastanede tanıştırıyor. Mekan önemli çünkü yazar, “Bunu söylemek üzücü ama hastanesinde yatmadığınız müddetçe bir hastaneyi tanıyamazsınız. Buradaki koşulların gerçekliğini maskelemek mümkün değildir” diyerek nedenini açıklıyor. Kızın hastalığı genetik, annesini doğarken kaybetmiş, kan kusunca bunun çilekli reçel olduğunu söyleyip bir şekilde kendini rahatlatıyor. Tebligat’ın hiçbir araca binmeden uçmasıyla başlayan bu masal, öyle çıkmazlara giriyor ki ama umudunuzu hep koruyorsunuz. Kitabı pek çok ülkede bestseller olan Romain Puertolas, Karar’ın sorularını yanıtladı.

Sizinle ‘Bir Ikea Dolabında Mahsur Kalan Hint Fakiri’nin Olağanüstü Yolculuğu’ adlı romanınızla tanıştık. Çok satan bu romanınızdan sonra hayatınız nasıl değişti?

Radikal değişiklikler oldu. Polis müfettişliği görevimden ayrıldım, eşimin ülkesi olan İspanya’ya taşındım. Şimdi bütün gün kitap yazıyorum. Tutkunuz için yaşamak harika. Kitaplarımın tanıtımları için dünyayı geziyorum. Pek çok kişiyle tanışıyorum, okumak, hayat ve her şey hakkında bir değiş tokuş yaşıyorum.

Yeni kitabınız hem hüzünlü hem de umutlu bir hikayeyi anlatıyor.

Hayatın bir yansıması. Hayat da hem hüzün hem mutluluk doludur. Mutlusundur çünkü güzel şeyler yapıyor, görüyor ve yaşıyorsundur. Hastalık, ölüm ve kötü şartlar nedeniyle de mutsuzsundur. Ben modern bir peri masalı yazmak istedim. Bir kadın postacının hayatından aniden olağanüstü şekilde değişen bir porsiyon sundum.

Bu kadın postacı altı parmaklı, Zehra adlı Faslı bir kızı evlat edinmek istiyor, onun yanına gidecekken kimsenin adını doğru düzgün telaffuz edemediği bir yanardağın lavları yüzünden Fransa’dan Fas’a uçamıyor ve daha pek çok ilginç olay ve kişiyle karşılaşıyor. Böyle kişilerle gerçek hayatta tanışıyor musunuz, yoksa sadece kitaplarınızda mı yaşıyor?

Benim karakterlerim gerçekle hayal ürünlerinin karışımı. Altı parmaklı bir kadınla otobüste karşılaştım, yanardağ külleri yüzünden uçuşum iptal edildi. Ben gerçek olayları alıp onları romanlaştırıp olağanüstü bir hale getirmeye çalışıyorum. Okuyucuların güzel hikayelere ihtiyacı var. Televizyondaki haberler acıklı. İnsanlar televizyonda gördükleri bir şeyi anlatan kitapları satın almıyor. 

Her iki romanınızdaki karakterler de farklı ülkeler ve kültürlerden. Onları insanlık zemininde birleştiriyorsunuz. neyi amaçlıyorsunuz?

Yeryüzündeki insan çeşitliliğini seviyorum. Renk, etnik köken, kalıplaşmış imajlar... Onların hepsiyle oynuyorum. Bu bana küçükken okuduğum Tenten’i hatırlatıyor. Her kültürü seviyorum, bence zenginlik. Hepimiz aynıyız. Hepimiz et, kan, kalp ve duygulara sahibiz.

KADINLARI YAZMAK YENİ BİR DENEYİMDİ

Bu kez bir kadının hikayesini yazmışsınız. Zor muydu?

Romanlarımda farklı cinsiyetleri yazmayı tercih ediyorum. Bunların hepsi bir deneyim oluyor. Duygusallığımı, feminen tarafımı öne çıkararak yazdım, çok da sevdim. Üçüncü romanım 2017’de yayımlanacak, orada Napolyon’um mesela. Bir romana başladım, orada köpeğim. Henüz tamamlamadım.

Eski bir polis olmanız yazarlığınızı nasıl etkiliyor?

Bir önceki romanımda işime yaradı. Ayrıca yeni romanlarımdan biri eğlenceli polisiye olacak. Bu ne yazdığınıza göre değişiyor. benim için her şey bir ilham kaynağı.

16-08/20/2.jpg

ROMANLARIMI İKİ-ÜÇ HAFTADA YAZIYORUM

‘Eyfel Kulesi Kadar Kocaman Bir Bulutu Yutan Küçük Kız’ı iki buçuk haftada yazdığınızı okudum. Nasıl başardınız?

Evet iki buçuk haftada yazdım. Bir romanı yazdığımda yüzde 1000 içindeyim. Çok eğleniyorum, beynim ve ilhamım bir musluk gibi açık ve saatlerce akıyor. Süpermarkette, sinemada, otomobilde her yerde yazıyorum. Eğer bir romanı bir aydan fazla sürede yazıyorsam bu kötüye işarettir. Mesela bir romanı dört yılda yazmıştım, yayınevim okudu ve beğenmedi. Ama bir sonrakini bir ayda yazdım, okuyunca çok beğendi. Mottom ‘Çabuk ve güzel yap.’

Kitaplarınıza neden bu kadar uzun isimler veriyorsunuz?

Çünkü onlar peri masallarına benziyor. Öykülerin böyle açıklayıcı isimleri vardır. Jules Verne’in romanlarının adlarına bakın. Bana onları hatırlatıyor. 

BİR NEFES OKSİJEN VE ÇILGINLIK SUNUYORUM

Eski polis müfettişi Romain Puertolas’ın yazdığı iki roman dünyada pek çok dile çevrildi ve pek çok ülkede yayımlandı. Neden çok sattığına ilişkin “Yazdıklarımla okuyucalara harika bir serüvene çıkmalarını öneriyorum. Bir nefes oksijen, çılgınlık ve hayal sunuyorum” diyor. 

RAFLARDAKİ EN YENİLER

16-08/20/3.jpg

Yaşımızın kültürel tarihi

Gençleşme, Robert Pogue Harrison 

Koç Üniversitesi Yayınları

282 sayfa / 32 TL

Geç modernliğin, 21’inci yüzyıl insanlarına, pek çok açıdan tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar yaşlı olduklarını söylediğini belirten Robert Pogue Harrison’a göre, evet yaşlıyız ama bir taraftan da dış görünümümüzle, zihniyetimizle, davranışlarımızla şaşırtıcı bir şekilde gençleşiyoruz. Bu önlenemez bir durum.

Anadolu’dan Kafkasya’ya

16-08/20/1-1471658033.jpg

Doğudan Batıdan Hikayeler 

Özer Ravanoğlu, Ötüken Neşriyat

239 sayfa / 16 TL

Hayatını Türk Dünyası ülkelerinin birbirlerini daha yakından tanımalarına adayan Özer Ravanoğlu, 23 hikâyesini ‘Doğudan-Batıdan Hikâyeler’ adındaki kitapta topladı. Anadolu’dan Kafkasya’ya, oradan Türkistan’ın dört bir yanına dağılan kahramanların ve olayların anlatıldığı bu hikayeler, gündelik hayatı sorguluyor.

Orwell’dan işçi sınıfının kaderi

16-08/20/6.jpg

Wigan İskelesi Yolu 

George Orwell, Can Yayınları

240 sayfa / 21 TL

1984’ün de yazarı George Orwell bu kitabında, İngiltere’nin sanayi bölgelerinde bugün de fazla değişmeyen ve zaman içinde siyasal etkisinden hiçbir şey yitirmemiş işçi sınıfının yaşamıyla ilgili deneyimlerini ve gözlemlerini aktarıyor. Edebiyat eleştirmenleri bunun gerçekçi bir inceleme olduğunu söylüyor.

Bir çayevinin müdavimleri

16-08/20/9.jpg

Dut Ağacı Sokağı’ndaki Çayevi

Sharon Owens, Pegasus Yayınları

424 sayfa / 28.50 TL

Penny ve Daniel çiftinin, Dut Ağacı Sokağı’nda eski püskü bir çayevi vardır. Mekanın kırık kalpli müdavimleri arasında kimler yoktur ki? Nicolas Cage delisi bir ressam, sürekli diyet yapan umutsuz bir ev hanımı ve bir gecede âşık olup kaybettiği sevgilisini bulmak için 20 yıl sonra bile o sokağa gelen güzeller güzeli bir kadın…

HAFTANIN KİTABI

16-08/20/5.jpg

Dümenci

Michael Pocalyko

Paspartu Yayınları

464 sayfa / 25 TL

Wall Street’in kapıları aralandı

Kendisi bir Wall Street çalışanı olan Michael Pocalyko’nun kaleme aldığı gerilim romanı ‘Dümenci’, II. Dünya Savaşı’nda Almanca bilgisiyle seyrüseferci olan bir babanın tanık olduğu bir sahneyle başlıyor. Seyrüseferci’nin iki oğlu var, biri ABD’de Wall Street’te çalışıyor, diğeri Wall Street’in kurallarını değiştirecek bir dümen çeviriyor. Kitapta baba ve evlatların tecrübeleri kesişiyor; finans dünyasının kapalı kapılarının ardında geçen olaylar da birbiri ardına sıralanıyor. Dümenci, mevcut internet altyapısının ticari olarak işlevsizliğinden hareket ederek ‘Geleceğin İnterneti’ projesini hayata geçirmek üzere Wall Street’in en büyük finans firmasıyla anlaşıyor. Projenin büyüklüğü işin içine senatoyu, istihbaratı, teknoloji endüstrisini, Ortadoğu kökenli gizemli para hareketlerini de kaçınılmaz olarak dahil ediyor. Baba evlat ilişkilerinin derinliklerindeki gezintiler sadece sürprizlerin değil, dramatik temaların da altyapısını oluşturuyor.

YAYINEVİ MUTFAĞINDAN

16-08/20/4.jpg

Hayatın her alanında ‘algı’

Haftanın yayınevi Akçağ Yayınları’nda üç yeni kitap var. Mustafa Bozkurt’un kaleme aldığı ‘Fahreddin Razi’de Bilgi Teorisi’, ünlü İslam düşünürü Fahreddin Razi’nin kelam, mantık ve felsefeyle ilgili düşüncelerini aktarıyor. Nazmi Şimşek’in yazdığı ‘Hayatı Anlamlandırmak’, anlamlı bir hayat arayışının insanı diğer canlılardan ayırt eden bir nitelik olduğunu söylüyor. Bunu örneklerle açıklıyor. Gıyasettin Aytaş’ın editörlüğünü yaptığı ‘Türkçe Eğitiminde Algı’da ise son yıllarda algının her alanda etkin kullanımı ve yönlendirmelerin ne denli başarılı sonuçlar verdiği anlatılıyor.

ÇOK SATANLAR TÜRKİYE

16-08/20/7.jpg

Hayvanlardan

Tanrılara - Sapiens

Yuval Noah Harari

Oz

Adam Fawer

Havva’nın Üç Kızı

Elif Şafak

Şeytanın Gülen Yüzü

Latif Erdoğan

Senden Sonra Ben

Jojo Moyes

Sputnik Sevgilim

Haruki Murakami

Kürk Mantolu

Madonna

Sabahattin Ali

* Türkiye’de en çok satılan kitaplar ‘idefix’, ‘D&R’ ve ‘Kitapyurdu’ listelerinden derlenmiştir.

BELÇİKA

16-08/20/8.jpg

Harry Potter En
Het Vervloekte Kind

J.K. Rowling

Beste Vriendenboek

Elise De Rijck

Voor jou

Jojo Moyes

After 3

Anna Tood

Bijbel

Philippe
Lechermeier

Huidpijn

Saskia Noort

Verborgen

Karin Slaughter

* Belçika’da çok satan kitaplar ‘debestseller60’, ‘fnac.be’ ve ‘booksinbelgium’ listelerinden derlenmiştir.

 

 

 

 

 

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN