Altı sanatçı birbirlerinin eski işlerini merkeze alarak yeni eserler üretti, ortaya ‘İntihal mi? Hal mi?’ sergisi çıktı. Dikkat çeken çalışmalardan biri de Özlem Günyol & Mustafa Kunt’un ‘Triton’ isimli işi. İki sanatçı, Necla Rüzgar’ın bir canlıya ait kalıntıları çağrıştıran ‘Mücevherler’ eserinden yola çıkarak Dikili’deki mülteci gemisine ait bazı parçalarla şiir yazdı.
Yeni açılan ‘İntihal mi? Hal mi?’ adlı serginin içeriği olan intihal kavramını soruya çevirerek tartışmaya açıyor. Beyoğlu’ndaki Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’ta başlayan sergide sanatçılar Çağrı Saray, Erinç Seymen, Ferhat Özgür, Mehtap Baydu, Özlem Günyol & Mustafa Kunt ve Necla Rüzgar’ın birbirlerinin daha önce yaptıkları çalışmalarından yola çıkarak yarattıkları 6 yeni iş ve onların kaynağı olan 6 eski iş yer alıyor.
29 Temmuz’a kadar görülebilecek sergi, bir yandan intihalin, aşırmaya, bir başkasının eserinden parçalar alıp kendininmiş gibi gösterme olan sözlük manasına yakınlaşıyor. Öte yandan da sanat tarihinin seyri içinde ilk başta bir öğrenme metodu olarak kendine yer bulan kopyalama eylemine eğiliyor. Daha önce yapılmış çalışmalardan yola çıkılarak oluşturulan ‘yeniyi’ merkeze alan sergi; altı sanatçının birbirleriyle ve işleriyle girdikleri diyalog sonucu ortaya çıkan 6 yeni iş ve onların kaynağı 6 eski işi izleyiciye sunuyor.
Sanatçılar küratör Nazlı Pektaş’ın davetiyle birbirleriyle eşleştirilerek sergideki diyaloğa dahil oldu. Sanatçılardan serginin başlığına taşınan soruyu yeni üretimlerinde gösterebilmeleri istendi. Birbiriyle eşleştirilen sanatçıların birbirlerinin üretimlerine odaklanarak yeni ve kendilerine ait bir okuma yapması ve sonucunda bu okumayı yeni bir yapıta çevirmesi önerildi. Bir yıl boyunca birbirleriyle iletişim içinde olan sanatçılar; nesne, konu, üslup, form kullanımını biriciklik iddiasını çoğul/etkileşimli bir anlatımın içinden süzerek kendilerine ait bir yapıt meydan getirdi.
Sergide yer alan çalışmalar şöyle: Erinç Seymen’in ‘Sürpriz Tanık 1’ (2011) isimli resmindeki bir imgeye dayanan Ferhat Özgür’ün ‘Sürpriz Tanık’tan Sonra’ (2018) başlıklı yapıtı. Ferhat Özgür’ün ‘İyileştir Beni!’ (2007) adlı işiyle diyalog içinde üretilen Mehtap Baydu’nun ‘Güne Hazırlık’ (2018) isimli işi. Mehtap Baydu’nun ‘Kıyafet’ (2015) isimli işindeki retrospektif bakışla buluşan Erinç Seymen’in ‘Dikefalos’ (2018) adlı resmi. Özlem Günyol ve Mustafa Kunt’un Haziran 2013 (2015) isimli yapıtından hareketle kurgulanan Çağrı Saray’ın sekiz gravürden oluşan ‘Bellek Mekânları: AKM’ (2018) isimli çalışması. Necla Rüzgar’ın Çağrı Saray’ın ‘Bellek Mekânları’ ve ‘Unutmanın Eşiği’ (2016) isimli serilerinden esinle oluşturduğu ‘Fibrilasyon’ (2018) isimli videosu. Sergide günümüzün en büyük sorunlarından biri olan mülteci problemi de gündeme getirildi. Özlem Günyol&Mustafa Kunt’un ‘Triton’ (2018) isimli işi, Necla Rüzgar’ın özelde parçalanmış bir canlıya ait kalıntıları çağrıştıran ‘Mücevherler’ (2013) isimli heykeliyle iç içe bir okuma sunuyor. Günyol ve Kunt, 2015’te Dikili kıyılarında karşılaştıkları bir mülteci gemisine ait bazı parçaları Almanya’daki stüdyolarına taşıdı. Sanatçılar, bu kalıntıların belleğindeki göç izlerinin yara ve yarıklarla dolu anlatısını Ovid’in ‘Metamorfozlar’ kitabından alınan bir şiire bağladı. Günyol ve Kunt, şiirin bir dizesini çıkararak şiire müdahale etti. Böylece şiir, sanatçılar tarafından manipüle edilerek yeniden yazıldı ve mülteci teknesinin kalıntıları, sanatseverlerin karşısına harf olarak çıktı. Şiirdeki mitolojik figür Triton, aynı zamanda Frontex’in Avrupa Birliği’nin sınırlarını korumaya yönelik olarak başlattığı operasyonun da adı. Rüzgar’ın ‘Mücevherler’ işindeki tanımsız bir varlığın taşlaşmış halini anımsatan ama öte yandan et parçalarıymış gibi duran nesneleri, Günyol ve Kunt’un ‘Triton’undaki kalıntıların temsil ettiği binlerce trajediyle birleşiyor.
