Ödül beklentisi özgünlüğü yok eder

Ödül beklentisi özgünlüğü yok eder

42’inci İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri’ kapsamında ‘En İyi Erkek Oyuncu’ seçilen Mert Tanık, bir oyuncunun ödül beklentisinin yanıltıcı olabileceğini düşünüyor. Tanık “Yaptıklarınızın başkaları tarafından takdir edilmesi güzel ama arada ince bir çizgi var. Bunu beklemek özgünlüğünüzü kaybettirebilir” diyor.

IŞIL ÇALIŞKAN

Tiyatrocu Mert Tanık ‘42’inci İsmet Küntay Ödülleri’nde ‘Herkesin Bildiği Sırlar’ adlı oyundaki rolüyle ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü aldı. Yavuz Özkan’ın yazdığı Yıldırım Fikret Urağ’ın yönettiği komedi türündeki oyun, bir evliliğin iç hesaplaşmasını anlatıyor. Tanık, bu rolün kendisine iletişimsizliğin nedenlerini çok düşündürdüğünü ve bazı fikirler verdiğini söylüyor. Devlet ve Şehir Tiyatroları’nda her sezon en az iki oyunda rol alan Tanık ile oyunculuk serüvenini konuştuk.

Uzun bir dönem uçak mühendisliği hayali peşinde koşmuşsunuz. Lise sonda anlık bir kararla tiyatro bölümünü tercih etmişsiniz. Oyunculuğun sizi çeken yanları neler?

Tiyatroyla lisede tanıştım. Uçak mühendisliği hayalim üniversite sınavlarına kadar devam etti. Son sınava girmeden, uzun zamandır düşündüğüm, ‘Hayattan ne bekliyorum?’ sorusuna bir cevap bulabilmiş değilken mutluluk olasılığını oyunculukta bulmuştum. Tiyatronun büyüsü, değiştirebilme gücündeydi bence. Tiyatro, daha iyi bir hayat için önermek istediğiniz fikirlerinizi çoğunluğa aktarmanın en güzel yolu. 

Beklentinizi karşıladı mı?

İyi bir eğitimle başlamayı umdum ve bu şansı elde edebildim. Sonrasında, eğitimin asla bitmediğini öğrenmenin bir sınırı olmadığını gördüm.  

İsmet Küntay Tiyatro Ödülleri’nden En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü aldınız. Bu, sizin için ne ifade ediyor?

Bu seneye kadar gerek Devlet Tiyatrosu gerekse Şehir Tiyatrosu gibi hep kurum tiyatrolarında çalıştım. Özel tiyatroların ne büyük zorluklarla ayakta durduğunu birebir tecrübe edebildiğim ilk özel tiyatro tecrübemde böyle bir ödül almak gurur verici. 

Bekliyor muydunuz?

Ödül beklentisi yanıltıcı olabilir bence. Yaptıklarınızın başkaları tarafından takdir edilmesi güzel bir şey tabii. Ancak ince bir çizgi var arada. Başkalarının takdirini beklemek özgün olmanızı engelleyebilir. Bu da bence bir sanatçının başına gelebilecek en kötü durumlardan biri. Ödüllerin gerçekten motive edici bir yönü var. Emeğinizin onurlandırılması elbette hoş bir durum. Size verdiği sorumluluk, daha iyi, daha güzel işler yapmanızı sağlayabilir.

‘Herkesin Bildiği Sırlar’ oyunu ilk özel tiyatro tecrübeniz. Nasıl bir deneyimdi?

Biraz zorluklarla karşılaştım. Kostümden dekora, aksesuara kadar her şey önünüze gelir. Burada her şeyi düşünmemiz gerekiyordu. O bir zorluktu benim için ama onun dışında çalışma koşulları ve oynanış şekli çok benzer.

18-01/18/img_6490.JPG

Bu rol size ne kattı?

Oynadığımız her oyundaki karakterde kendi hayatımızdaki benzerliklerden yola çıkmaya çalışırız. Bu rol, iletişimsizliğin nedenleri konusunda beni çok düşündürdü ve neden olamadığına dair bazı fikirler verdi. Bu karakteri çalışırken bunlar çok önemliydi benim için. Edindiğim artılar olarak gördüğüm bir şeydi. Bir de ben yaklaşık iki üç yıldır gitar çalmayı öğrenmeye çalışıyorum. Sahne üzerinde de gitarla bir şeyler yaşayabildiğim ilk oyundu.

Önümüzdeki günlerde sizi hangi projelerde izleyeceğiz?

24 Ocak’ta Henrik Ibsen’in ‘Nora’ oyununa başlıyorum. Ibsen hep çok iddialı gelmiştir bana. Umarım güzel bir oyun olur ve seyircimiz beğenir.

Yaşım uygun olduğunda Kral Lear’ı oynamak isterim

ehir ve Devlet Tiyatroları’nda her sezon en az iki oyunda oynuyorsunuz. Tempo sizi yoruyor mu?   

Tiyatroya başladığımdan beri her sezon en az iki oyunum vardı evet. Fiziksel olarak artık daha çok yoruluyorum. Ama yaptığım işi o kadar seviyorum ki, kendimi oyunumun olmadığı bir sezonda düşünemiyorum bile. 

Sizi dizilerde tiyatroya göre oldukça az görüyoruz. Bu sizin için bir tercih mi?

Elbette bir tercih. Televizyon dizilerinde çalışmak benim gibi yoğun tempoda çalışan biri için çok zor. Ama yine de arada kıramadığım projeler oluyor. 

Oynamak istediğiniz özel bir karakter var mı?

Bütün klasikleri oynamak isterdim. Ama kimisi için yaşım henüz uygun değil ya da ne yazık ki çok geç. Bunların dışında yeni oyunlar, çağdaş yazarlar da çok heyecanlandırır beni. Özellikle bir karakter söylememi isterseniz eğer, yaşım uygun olduğunda Kral Lear’ı oynamak isterim. Kim istemez ki?

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN