Resim dekorasyon öğesi değildir

Resim dekorasyon öğesi değildir

Fatma Tülin’in farklı dönemlerde ürettiği 130 resmi, ‘Evrenin Teni’ adıyla sergilenmeye başlandı. Sanatçı, ‘Soğan-Ekmek’ tablosuyla başlayan sanat yolculuğunda resimlerinin boyutlarının büyüdüğünü söylüyor. Tülin “Resmi bir dekorasyon ögesi olarak görmüyorum; resim mekana karışmalı, mekanı belirlemeli, oluşturmalı” diyor.

İNCİ DÖNDAŞ / İSTANBUL

Çağdaş Türk ressamlarından Fatma Tülin’in değişik dönemlerde ürettiği farklı çalışmalarından oluşan eserlerini bir araya getirdiği ‘Evrenin Teni’ isimli seçki Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi Beş Kubbe’de sergilenmeye başlandı.  Sanatçının birçok farklı yoruma yol açan ünlü resmi ‘Soğan-Ekmek’le başlayan bu seçki, sanatçının yaratıcı gelişmesinin adımlarını yapıtlar aracılığıyla izlenebilmesine olanak sağlıyor. 15 Aralık’a kadar görülebilecek sergiyle ilgili olarak Tülin sorularımızı yanıtladı...

‘Evrenin Teni’, 38’inci kişisel serginiz. Sergideki çalışmalarınızı derlerken hangi özelliklerine göre seçtiniz?

Sergide 130 resim yer alıyor. Bu sayının 30 adedi yerli ve yabancı koleksiyonlar, kişi ve kurum koleksiyonlarından toplandı. Seçimimi sanat serüvenimdeki değişik dönemleri temsil eden işlerden oluşturmaya gayret ettim. Bir tür kilometre taşı oluşturan eserleri seçmeye özen gösterdim. Bu arada her içinden geçtiğim dönemi ekleyemedim. Yapıtlarımdaki önemli gelişmeleri ve değişimi göstermeye çalıştım.

Hangi eserleriniz yer alıyor?

Örneğin 26 metre uzunluğunda tek bir tuval olan ‘Önce’ adlı yapıtı ilk kez kesintisiz biçimde tek bir yüzeyde sergiliyorum. Bu yapıtı görsel, soyut bir anlatı olarak görüyorum; belki müzikle ortak bir yanı var. Oluşumun paradoksu, sonluluğun içindeki devamlılıkta yatıyor. Bir yandan tuvale giren devinim, kargaşa, yapıtın diğer tarafında bitiyor, sönüyor öykü, yaşam. Diğer önemli bir iş, bu kez 20 metre uzunluğunda yine tek bir yüzey, orada da soyut bir dış mekan imgesi yer alıyor. Çoğul tuvallerden oluşan 16 ve 12 metreye 2 metre yüksekliğinde büyük eserler var. Genel olarak baktığımızda ilk işlerden bu yana boyutların büyüdüğünü görüyoruz. Resmi bir dekorasyon öğesi olarak görmüyorum; resim mekana karışmalı, mekanı belirlemeli, oluşturmalı. Gövdemin tüm hareketini kullanarak, resmi benden büyük bir alanla mücadele olarak görmekten hoşlanıyorum.

‘Soğan-Ekmek’ ile başlayan bu seçkide sanatsal yolculuğunuz sizce nereye kadar ulaştı?

Sanatta bir kaygınız olmalı. Bir teknik yenilik arayışı ya da kavramsal bir unsur olabilir bu. Neden bu tür bir resmi yapmaya, nasıl karar veriyoruz? Bu seçim rastgele değildir sanatta. Söylemek istediğiniz bir sözü görsel olarak dile getirme kaygısıdır. Söz derken çok karmaşık bir süreçten bahsediyorum. Benim için nesneler, doğa, insanın formu ve yüzeyi plastik bir kaygıdır. Üç boyutluluğu iki boyutta yakalamak, yüzeyi tene dönüştürmek… İnsanda ve doğal nesnelerdeki bütünlüğü, devamlılığı durallaştırmak…Yıllar içinde yaptığım işle ilişkim yoğunlaştı, gelişti. Çalışma tempom hızlandı, enerji ve verimliliğim arttı. Ham bir enerji değil söz ettiğim, çalışılmış bir enerji… Bu ifadenin gücünü oluşturur sanatta. Çalışılan alana hakimiyetin artması, kendine güvenin gelişmesiyle daha atak, daha cesaretli girişimlere girişir sanatçı. Aklınıza gelen her tür fiziksel ve plastik kompozisyonu kotarır duruma gelirsiniz. Örneğin sergide en arkadaki duvarda yer alan bir iş, iki kat tuvalin birbiri üstünden yere uzanması. Gözümde belireni gerçekleştirmekten çekinmemek. Bir tür gözüpeklik sanatta.

Çalışmalarınız Paris ve İstanbul’da sürdürüyorsunuz. Bu iki şehrin sanatınıza etkisi nasıl yansıyor?

Yurtdışında olduğum sürelerde yaratıcı coşkumun arttığını gözlemliyorum. Belki kişi kendi ülkesindeyken gündelik hayatın gereklilikleri aşağı çeken, ayağı yere bastıran, sıradanlaştıran, her şeyi somutlaştıran bir etki yaratıyor. ‘Hayal’i engelliyor. Bu da yaratıcı güç için son derece elverişsiz bir durum. Tabii Fransa gibi bir ülkede sanatın hayatın içinde somut bir yeri var. Bu da sanatçıyı besleyen bir unsur. Gereksiz bir işle uğraşmadığınız duygusunu yaratıyor. Ayrıca müzelerin, sergilerin, sinemanın üst bir hiza yaratması da çok önemli.Yaptığınız işteki konumunuzu sürekli sınama olasılığı sağlıyor.

Dış mekan yorumlarından portrelere kadar pek çok farklı çalışmaya imza atıyorsunuz. Neden geniş bir yelpazeyi tuvalinize yansıtıyorsunuz?

Nesne, gövde, formlar ve yüzey doğrultusunda gelişen bir ana çizgi var resmimde. Bu soyut bir çizgidir aslında… Bu hat gelişerek ve değişerek sürüyor. Kendimi tekrar etmek kadar sıkıcı bir şey düşünemiyorum. Bu nedenle devamlı yeni arayışlar, yeni malzeme, yeni ifade biçimleri deniyorum. Ama ana kaygı sürüyor. Bazen haylazlık yapıp yan yollara saptığım oluyor; portreler ve bir kıyı kentiyle kurduğum yoğun plastik ilişki bu sapmaların örnekleridir.

Sanat kültürü bir dünyaya bakış ve bilgi dalıdır

Bugün Türk resminin geldiği noktadan memnun musunuz? Eksiklikler hangi yönde?

Sanat sözkonusu olduğunda yerel ve bölgesel ayırımlar yapmaktan yana değilim; sanatı sınırsız bir coğrafya içinde değerlendirmek bana daha doğru geliyor. Demek istediğim şu: Yapılan işin sanat olduğunu ve önemli bir eser ve sanatçıyla karşı karşıya geldiğimizi söyleyebilmek için evrensel kriterler vardır. Dünyada hayranlıkla izlediğim çağdaş sanat yapıtları görüyorum; beni heyecanlandıran, kışkırtan, bazen kıskandıran, ve daha çok da coşkuyla çalışmaya yönlendiren… Türk sanatı yeni müzeler kazanıyor, bienaller birbirini kovalıyor, değerli sanatçılar var ama sanat hayatın içine ne ölçüde geçiyor? Ekonomi-sanat ilişkisi ne kadar sağlıklı? Doğru işler mi öne çıkıyor? Sanat kültürü çocuklukta başlar, bir dünyaya bakış ve bilgi dalıdır aynı zamanda… Türkiye’de sanatın durumunu tüm bu sorular çerçevesinde değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN