Saçmalığı ve efektleriyle çığır açan görsel şov

Saçmalığı ve efektleriyle çığır açan görsel şov

Yeteneksiz oyuncuları karmakarışık bir senaryoda toplayan ‘Transformers 5: Son Şövalye’, film değil adeta görsel bir şov. Sinema sanatına sanki tepki olarak çekilen yapım “260 milyon dolarlık bütçeyi nereye harcadınız?”ın cevabını sonuna kadar veriyor. Efektleriyle çığır açıyor, beyazperde dışında her şey gerçekçi bir şekilde havaya uçuyor.

ERKUT TZERDİ

İlk kez 1980’lerin ortalarında çizgi film serisi olarak sunulan Transformers, zaman içinde o kadar popüler oldu ki, oyuncaklarından video oyunlarına tüm ürünleri satış rekorları kırdı. Bu popüler kültür ürününün 2007’de Michael Bay tarafından sinemaya taşınması ise kimine göre bir facianın da başlangıcıydı. Neticede böyle de oldu. “Facia” ifadesini kullananlar yalancı çıkarılmadı. Yapımcılar üstüne bir de gördü ve yükseltti; 2009, 2011 ve 2014’teki filmlerin her biri akıllara zarardı, “Kötü film nasıl olmalı?” sorusunu nitelikli bir şekilde cevaplıyordu. Bizde cinli, şeytanlı korku yapımlar neyse Amerika’da Transformers serisi işte odur. Fakat bizdekinin aksine Transformers filmleri her defasında en azından görsel efekt çıtasını yükselterek yoluna devam ediyor. ‘Transformers 5: Son Şövalye de böyle bir yapım. Oyunculukları ve senaryosu tam anlamıyla fiyasko ama görsel efektleri için şahaser demek mümkün.

Aklı karışık ‘Transformers 5: Son Şövalye’nin en başında, M.Ö. dördüncü yüzyılda Kral Arthur ve yuvarlak masa şövalyeleri istilacılarla savaşırken büyücü Merlin’den yardım bekleniyor. Merlin dünyaya düştüğünü kimsenin bilmediği uzay gemisine giderek koruyucu Transformer’lardan yardım istiyor. Ama ne hikmetse oradan galaksinin en büyük gücünü taşıyan bir asayla ayrılıyor. Günümüze geliniyor. Bir önceki filmde insanlardan uzaklaşarak evrende yaratıcısını aramaya çıkan Optimus Prime, gezegenine varıyor. Cybertron adındaki bu gezegen yok olmak üzere. Bir güç kaynağına ihtiyaç var. Robotların yaratıcısı Quintessa, Optimus’tan asayı bulmasını istiyor. Evrenin öteki ucunda bunlar yaşanırken dünyada da Autobot’lar Decepticon’lar ve insanlar savaş halinde!

Filmin ilk yarım saati yeteri kadar karışıkken ilerleyen süreçte konu arap saçına dönüyor! Autobot fetişti bir işsiz kanun kaçağı, romantik komedi tadında kızlarına uygun bir koca bulmak isteyen teyzeler, gökdelen kadar robotlara kafa tutan 9 yaşında sulu gözlü bir kız, intikam peşindeki askerler, Suicide Squad misali kötülerin tasvir edilmesi, zengin ama vasıfsız bir Oxford profesörüyle oyunculuğundan çok güzelliğini izlediğimiz bir hanım kızımız...Yok artık! Kırmızı başlıklı kız, Superman, King Kong ve Gandalf neden yok? Bunları da ekleseydiniz, hiç ayıp olmazdı. ‘Transformers 5: Son Şövalye’, her şey olmaya çalışan fakat sadece inanılmaz görsel efektleriyle akılda kalan bir film.

EFEKT DALINDA OSCAR’A ADAY OLMALI

Serinin ilk dört filminde olduğu gibi yönetmen yine Michael Bay. Yönetmenin kötü bir iş çıkardığını söylemek zor çünkü buradaki en temel sorun, Art Marcum, Matt Holloway ve Ken Nolan üçlüsü tarafından yazılan senaryo! Sırf köken hikayesi anlatacağım diye Britanya mitolojisindeki Kral Arthur’dan yola çıkarak her şeyin fazlaca karıştırıldığı bir bilimkurgu senaryosu yazmak nedir? Yani özetle, burada meşhur kamu spotundan bahsetmek gerekiyor: “Uyuşturucu pişmanlıktır.” Ancak her şeye rağmen filmin Oscar’a görsel efekt dalında aday olması gerekiyor. Efektleri zamanın ötesinde.

ANTHONY HOPKİNS HARCANIYOR

1992’de ‘En İyi Erkek Oyuncu’ kategorisinde Oscar ödülü kazanan Anthony Hopkins harcanmış. Sessiz kuzular babasız kaldı iyi mi? ‘Transformers 5: Son Şövalye’ ayrıca, 2018’de Altın Ahududu Ödülleri’ne (En kötü yapımlar) birçok dalda aday olup, birçok filme de fark atarsa şaşırmamak gerekiyor. KARAR'IN PUANI 10/6

BAŞKA NELER İZLEYECEĞİZ?

17-06/23/23kr02-mutlulugun.jpg

Mutluluğun başlangıcında sevgi var

İspanya’da 1993 yazı. Altı yaşındaki Frida, ailesinin ölümünün ardından yasal vasileri olan dayısı ve yengesinin yanına taşınır. Ailesiyle beraber Barselona’daki yaşamını ve düzenini de kaybeden Frida’yı zorlu bir yaz bekler. Bu yaşına kadar bildiği her şeyi geride bırakan Frida yeni ailesine, abla olmaya, kıskançlık ve özlem gibi yepyeni duygulara, şehirden uzak doğanın içinde yaşamaya alışmak zorundadır. Ancak bu tahmin edilenden de zordur. Frida çözüm olarak zaman zaman kaçmayı düşünse de dayısı ve yengesi, onun hayatını normale döndürmek adına yeni olan aile bağlarını sağlam bir temele dayandırmak ister ve bunun için de ellerinden geleni yaparlar. Bölgedeki festivallere, yüzme havuzuna, eğlence merkezlerine, yemek yapmaya ya da caz dinlemeye gittikleri küçük geziler sayesinde yeni ve mutlu anılar yaratırlar. Bu, mutluluğun da başlangıcıdır. Berlin Film Festivali’nden En İyi İlk Film, 36. İstanbul Film Festivali’nde ‘Altın Lale Yarışması Jüri Özel Ödülü’nü kazanan yapımı Carla Simón yazıp yönetti. Filmin oyuncu kadrosunda Laia Artigas, Paula Blanco, Etna Campillo ve Bruna Cusi var.

17-06/23/23kr02-tavsan-okulu.jpg

Tavşan Okulu

Yaramaz bir şehir tavşanı olan Max, tatilini etrafı zeki tilkilerle çevirili bir okulda geçirmek zorunda kalır. Bu okulun öğrencileri sihirli tavşanlardır. Max sihirli yumurtaları çalmaya çalışan tilkilere karşı, güzel tavşan Emmy’nin ve gizemli öğretmen Madam Hermione’nin yardımıyla hem yumurtaların büyüsünü hem de gerçekten nereye ait olduğunu öğrenecek.

17-06/23/23kr02-berlin-sendromu.jpg

Berlin Sendromu

Avustralyalı fotoğrafçı Clare, Almanya’daki Sovyet mimarisini fotoğraflayıp bir kitap yayınlamak için Berlin’e gider. İngilizce öğretmeni Andi ile tanışır. Aralarındaki çekim onları hızlıca tutku dolu bir geceye ve Clare için endişe dolu bir güne götürür. Andi, Clare’i daha önceki kurbanlarını da götürdüğü eve hapseder ve onu, iki sevgili gibi yaşamaya zorlar.

17-06/23/23kr02-daglarin-ardinda.jpg

Dağların Ardında

Rabih, Lübnan’nın küçük bir köyünde yaşayan genç bir müzisyendir. Müzik grubuyla beraber Avrupa turnesine çıkmak için pasaport başvurusu yapan Rabih, kimliğinin sahte olduğunu öğrenmesiyle yıkılır. 24 yaşındaki Rabih, gerçeğin peşine düşünce annesi, kimliği, ailesi ve hatta ülkesi ile ilgili bildiği her şeyin kocaman bir yalan olduğunu öğrenir.

17-06/23/23kr02-kara-gun.jpg

Kara Gün

Korkunç terör eyleminden hemen sonra komiser Tommy, hayatta kalanlarla beraber bir sonraki olası patlamayı önlemek için zamanla yarışa girer. Dakikalar sayılıdır. Özel Ajan Richard, Emniyet Müdürü Ed, Çavuş Jeffrey ve hemşire Carol ile birlikte Tommy, emniyet teşkilatının tarihindeki gördüğü en karmaşık insan avı için kararlı bir operasyon başlatır.

SİNEMADA BU HAFTA

Eleştirmenler haftanın filmlerini değerlendirdi

Ali Ulvi Uyanık: Görsel şölen zirvesi

Transformers 5: Sinema filmi olmanın ötesinde, yüksek teknoloji ürünü olarak da değerlendirilebilir. Görsel etkiler ve ses tasarımında bir sonraki filme kadar yeni bir zirve. 10/6

Gökşen Aydemir: Çarpıcı bir hikâye

93 Yazı: Biyografik öğeler içeren film. 1993 yazında anne ve babasız kalan Frida’nın yaşadıklarına odaklanan yapım çarpıcı bir büyüme ve aileye ait olma hikayesi.10/8

Sadi Çilingir: Bir çocuğun dünyası

93 Yazı: Annesiyle babasının ölümü nedeniyle dayısı ve yengesi tarafından büyütülen küçük bir çocuğun haleti ruhiyesi. Film, izleyiciye çok iyi bir anlatımla sunuluyor. 10/8

EN ÇOK İZLENENLER

17-06/23/23kr02-arabalar-3.jpg

Arabalar 3

Mumya

K.K. Salazar’ın İntikamı

Wonder Woman

Deccal 2

Sinyalciler

Kaptan Düşükdon

Salur Kazan

Sniper: Duvar

Kolonya Cumhuriyeti

17-06/23/23kr02-kedi.jpg

Kedi

Sahil Güvenlik

11

Deha

Kral Arthur: Kılıç Efsanesi

Prenses ve Kurbağa

Dokuzuncu Hayat

Genç Karl Marx

Gençlik Başımda Duman

4N1K

Haftanın en çok izlenen filmleri Box Office Türkiye listesinden alınmıştır ve 16-18 Haziran günlerini kapsar.

 

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN