İlk albümü ‘Silik Düşler’ ile adını duyuran Can Güngör, bu kez Tanju Okan’a selam verdiğini söylediği şarkısı ‘Yalnız Ölmek’in yer aldığı ‘single’ıyla müzikseverlerle buluştu. Güngör, Tanju Okan’ı her dinlediğinde çok etkilendiğini ama onun izinden gitmediğini söylüyor.
IŞIL ÇALIŞKAN
İstanbul Bilgi Üniversitesi Müzik Bölümü’nü bitiren Can Güngör Teoman; Göksel, Ceylan Ertem, Pinhani gibi isimlerin konserlerinde ve albüm kayıtlarında davul çaldı. Aynı zamanda aranjör/ prodüktör olarak da görev aldı. Güngör, 2015 yılında yayınladığı ilk solo albümü ‘Silik Düşler’le müzik piyasasına kendi şarkılarıyla giriş yaptı. Bu kez müzikseverlere Tanju Okan’a ve düşkünlere selam veren şarkısı ‘Yalnız Ölmek’ ile seslenen Güngör, bu şarkısında bir korkunun kabullenişini anlatıyor.
BU ŞARKI RETRO POP
Can Güngör’e ‘Yalnız Ölmek’ şarkısının tarzını sorduğumuzda tarz belirlemenin zor bir şey olduğunu belirterek “Bu şarkı için retro pop diyebilirim. Eski şansonlara öykünen ama 2016 model bir Can Güngör şarkısı” yanıtını veriyor. Güngör, bu parçayı yazarken kendisine nelerin ilham verdiğini şöyle anlatıyor: “Şarkının eskizini kaydettiğim sırada yazdığım dönemki ben’in yoğun ve ağır hali. Tanju Okan’ın ‘Kadınım’ şarkısını söylerkenki bitkin hali gözümün önüne geldi. Onun ilhamı var diyebilirim.” Güngör, Bu şarkının Tanju Okan’ı hangi yönüyle yansıttığını ise “Tanju Okan’a atfedilen bir yalnızlık hali var. Selami Şahin de ‘Dostlarım’ şarkısını Tanju Okan’a yazarken o halden yola çıkmış” diye anlatıyor. Güngör ‘Tanju Okan’ın izinden mi gidiyorsunuz?’ sorusunu ise “Onun müzik zevkimde çok büyük bir paydası olduğunu söyleyemem ama çok güçlü bir yorumcu ve özel bir karakter olduğunu düşünüyorum. Her dinlediğimde kuvvetle beni kendi dünyasına alıp çekiyor. ‘Yalnız Ölmek’ özelinde ona selamımı ettim, saygımı gösterdim ama onun izinden gitmiyorum. O ruh ve tavırda başka şarkılar da bestelemedim henüz ve kendimi bir türle kısıtlamak pek istediğim bir şey değil” diye yanıtlıyor.
SABIRLI VE SAHİCİ OLMAK ÖNEMLİ
Yıllardır davul çalan Can Güngör, davul çalan müzisyenlerin sahnede olup biten her şeyi en net ve kapsamlı görme ayrıcalığına sahip olduğunu söylüyor. Güngör , şöyle devam ediyor: “Ben belki 500-600 konser izledim davul başındayken. 2000’lerde prova stüdyolarından sabaha kadar cover çalınan kulüplere, memleketin önemli sanatçılarıyla yataklı otobüslerle turnelere çıkmaya kadar birçok aşamada bulundum. Buralardaki deneyimlerim hayatımın ve müziğimin kaçınılmaz parçası. Birçok sanatçı ve grubun yükselişine ve doğuşuna eşlik ettim. Kimi hayallerin suya yatmasını da gördüm çokça. Bütün bu süreçler bana sabırlı ve sahici olmamı öğütledi. Hırsın değil, hikayenin önemli olduğunu öğrendim.”
