Ülkü Tamer son günlerini gökyüzüne bakarak geçirdi

Ülkü Tamer son günlerini gökyüzüne bakarak geçirdi

Türk edebiyatının bir çınarı daha devrildi. Bir süredir kanser tedavisi gören Ülkü Tamer, önceki gün yaşımını yitirdi. Tamer’in editörü Murat Yalçın, yazarın son isteğiyle ilgili şunları söyledi: “Eşi Neslihan Hanım’a son zamanlarını evinde gökyüzüne bakarak geçirmek istediğini dile getirmişti. İsteği yerine getirildi.”

Onlarca kitap ve şiir, çeviriler, antolojiler, çocuk kitapları, düz yazılarla Türk edebiyatının en önemli isimlerinden olan İkinci Yeni’nin en genç şairi Ülkü Tamer 81 yaşında hayata veda etti. Muğla’nın Bodrum İlçesi’nde yaşayan ve bir süredir akciğer kanseri tedavisi gören Tamer, önceki gün rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Ardından ünlü şairin hayatını kaybettiği haberi geldi. Tamer’in cenazesi dün Turgutreis Merkez Camii’nde ikindiden sonra kılınan cenaze namazının ardından Gümüşlük Mahalle Mezarlığı’na defnedildi.

Ülkü Tamer 20 Şubat 1937 Gaziantep’te dünyaya geldi. Orta öğrenimini İstanbul’da tamamladı. 1958’de Robert Koleji’ni bitirdi. Bir süre İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nde öğrenimine devam etti. 1964-1968 yılları arasında özel tiyatrolarda oyunculuk yaptı. Tiyatroyu bıraktıktan sonra çeviri çalışmalarına ağırlık verdi. Milliyet Yayınları’nda Milliyet Çocuk, Milliyet Sanat Dergisi ve Sanat Olayı dergisini yönetti. Tamer’in ilk şiiri 1954’te yayımlandı. İlk şiir kitabı olan ‘Soğuk Otların Altında’ ise 1959’da çıktı. 2014 yılında ‘Tarihte Yaşanmamış Olaylar’ isimli öyküsünde Tamer, bilge gibi yaşamanın anahtarını şöyle tarif etmişti: “Bilgeliğin tek koşulu var: Dünü yarında yaşayacaksın, ama dünü yarına taşımayacaksın.” 70’in üzerinde kitap çevirisi yapan Ülkü Tamer’in ‘Güneş Topla Benim İçin’, ‘Üşür Ölüm Bile’, ‘Gül Dikeni’ gibi şiirleri bestelenmişti. 

VİRGÜLÜN BOYNU BÜKÜK

Tarık Günersel, PEN Türkiye adına Ülkü Tamer ile ilgili şu açıklamayı yaptı: “Şiire virgülü eklemişti, şimdi bir virgül eksildi. Şiirin de, virgülün de boynu bükük kaldı. Ülkü Tamer. Virgülün şairi. Türkçenin çocuğu. Türkçenin gençlerinden. Çocukluğun Türkçesi. Böyle bir alçakgönüllülük ancak virgülde bulunur. Şiirde, başka uğraşlarında, hayatta kendini şiirin bir parçası kıldı, virgül oldu. Virgül, şakacıdır, şendir, kendini sıradanlaştırmayı bilendir, noktaya, ünleme, noktalı virgüle yol açar, yer verir, bazen ünlem, bazen üç nokta, bazen nokta ama en çok da soru işareti yerine geçer Ülkü Tamer’in şiirinde. Boşluk şiire nasıl dahilse, virgül de şiirin bahçesindeki çocuktur. Cemal Süreya ‘suçsuzluğun şiiri’ demişti Ülkü Tamer şiirine.”

ŞİİRİMİZ BÜYÜK BİR DEĞER KAYBETTİ

Ülkü Tamer’in editörü Yapı Kredi Yayınları’ndan Murat Yalçın, Tamer’in geçen ocak ayından itibaren rahatsız olduğunu, hastanede kaldığını belirterek “Telefonlaşıyorduk ama sık da aramak istemiyordum. ‘Rahatsızlığımdan fazla kimseye bahsetme’ diyordu. Çok fazla kimseyle geçmiş olsun trafiğine girmek istememişti. Geçen hafta eşi Neslihan Tamer’e son zamanlarını evinde gökyüzüne bakarak geçirmek istediğini dile getirmişti. İsteği yerine getirildi” dedi. İkinci Yeni’nin en büyük ismi olduğunu belirten Yalçın, şöyle devam etti: “Şiirimiz büyük bir değerini kaybetti. Kendisi son 20 yıldır şiir yazmaktan imtina ediyordu. Bunun nedeni şiire olan saygısı ve sadece yazmış olmak için yazmamaktı. Anılarını kaleme alıyordu. Aynı zamanda çok iyi bir hikayeciydi. Keşke daha çok kitabı olsaydı.”

O İNCELİKLİ HALİNİ UNUTMAYACAĞIZ

Cafer Turaç “Ustamla bir anı” diyerek Ülkü Tamer ile ilgili bir hatırasını KARAR’a şöyle anlattı: “Bir medya kuruluşunun yönetim kurul üyesiyim o zamanlar. Bütün cesaretimi toplayarak bir ‘Virgül’ kıvrılışıyla süzülüyorum odasına. O benden daha bir ‘Virgül’ telâşıyla kalkıyor yerinden. Oda bir anda ‘Fevzipaşa’ istasyonu oluyor. Dünyanın bütün trenlerinin yol ayrımındayız; o Antep yolcusu ben Malatya. Tabii Adana’dan yolculanmışız. Yanımızda Onat Kutlar, sinema şenliğindeyiz. Yani benim iki ‘dünya gözüm’ ‘Alleben’li ağabeylerim. ‘Soğuk Otların Altı’nda fısıldaşıyoruz, gökyüzünü çekerek içimize. Sıra göllerin içinde yüzüyoruz; yazların kışların yılların avlusundaymış gibi. Ezranın paltosunda üşüyoruz vesselâm. Daha dün konuşmuşuz gibiyim ustayla. O incelikli halini, o virgül duruşunu unutmayacağım. Yarın belki Narlıda, sözleştiğimiz gibi atları görmeye gideceğiz; yağmur tohumu gibi saçılan atları. Onun şiirini bir hatıra rengi gibi taşıyacağım hayatımda.”

BİR DEVİR SAHİDEN KAPANDI

Barış Pirhasan: “Ülkü Tamer’i kaybettik... Şu anda düşünmek, konuşmak, yazmak gelmiyor içimden.” 

Hüsrev Hatemi: “1950’li yılları günümüze bağlayan bize 40’lı 50’li yıllar Antep’ini ve sinemacı Ali Nakıb’ı anlatan Ülkü Tamer de göçtü. Rahmet dilerim.”

Genco Erkal: “Kadim dostumu kaybettim. Lise yıllarında birlikte sahneye çıktık, Ionesco’nun iki oyununu birlikte çevirdik. Eşi Tomris’le en yakınımdı. Profesyonel tiyatroda sahne arkadaşım oldu ama hepsinden önce şairdi, şiirle yaşardı Ülkü Tamer, şiiriyle yaşayacak.”

Yekta Kopan: “Biz Ülkü Tamer’le büyümüş çocuklarız! Teşekkür etmeyi de ondan öğrendik biraz. Bize dokunan her harfin için teşekkür ederiz.”

Murat Meriç: “Yaşayan şairlerin en büyüğüydü Ülkü Tamer. Geçmişten gelen, bizi geleceğe götüren büyük ses! Bir devir şimdi sahiden kapandı.”

Ahmet Ümit: “Kar altında deniz düşü kuranlara selam olsun. Sevgili hemşehrim, Türkiye’nin ve Gaziantep’in büyük ozanı Ülkü Ağabeyi kaybettik. İnsanlığın başı sağ olsun.”

Handan İnci: “Şair ölmez ki dile kazımıştır adını. Bileni, seveni yeniden döner okur, bilmeyeni fark eder, başlar okumaya, zincire katılır. Bize düşen rahmet dilemek, hayatımıza kattığı derinlik için teşekkür etmektir.”

Mahir Ünsal Eriş: Türkçe’nin yaşayan en büyük şairiydi. Onunla aynı dili, aynı devri, aynı coğrafyayı paylaşmak bile bir onur. Yattığı yer nur olsun.”

Semih Gümüş: “Ülkü Tamer çok ama çok iyi bir şair, öykücü ve yayıncıydı. Onu özlemle ve sevgiyle hatırlayacağız...”

ŞİİRSEL BİR ASALETİ TEMSİL EDİYORDU

Osman Konuk: “İkinci Yeni’nin göz kamaştırıcı yıldızları arasında yaşadı ve yazdı. Şiirsel bir asaleti ve tevazuyu temsil ediyordu. Sessizce yazdı ve sessizce öldü. Kimseyi uyandırmadan. Biz ona teşekkür ederiz. Mekanı cennet olsun.”

 

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN