Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Avusturya’nın 7 camiyi kapatması kararına ilişkin, “Avusturya Başbakanı atalarının hoşgörüsünü temsil etmiyor
Aşırı ırkçılara cesaret verecek adımlar atıyor” dedi.Cuma namazını Kırşehir Hoca Ahmet Yesevi Camii’nde kılan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, namaz çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Avusturya’nın 7 camiyi kapatmasıyla ilgili konuşan Bozdağ, “Avusturya eskiden beri Müslümanlara iyi imkanlar sağlayan bir ülkeydi. Ancak gelinen son nokta da öyle görüyoruz ki Avrupa’da yükselen aşırıcılık ayırımcılık, yabancı ve İslam düşmanlığı maalesef orada da etkin olmaya başladı. Din ve vidan hürriyeti Avrupa Birliği’nin üzerinde yükseldiği temel değerlerden bir tanesidir. Aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin üzerinde yükseldiği temel değerdir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin da kararlarıyla koruduğu temel değerdir. Şu an Avusturya’da alınan ve uygulamaya konan karar din ve vicdan hürriyetinin yok edilmesidir. Esasında Avrupa’yı Avrupa yapan değerlerin yok edilmesidir. Yeri geldiği zaman Türkiye’ye büyük eleştiriler yapanlar farklı düşünenlere yaşam hakkı tanımıyorlar. Bu, onu gösteriyor. Avusturya’nın kararını kabul etmemiz mümkün değildir. Avusturya egemen bir ülke olduğu için kendisi içerisinde elbette kendi kararlarını verecektir ama biz insan hakları ihlali olan bu haksız kararı buradan kınıyoruz” dedi.Söz konusu kararın ırkçılığı cesaretlendirecek bir adım olduğunu dile getiren Bozdağ, “Avusturya’nın Sayın Başbakanı kendilerinden önceki atalarının hoşgörüsünü maalesef temsil etmiyor. Onların ortaya koyduğu dirayeti sürdürmüyor. Aşırıcılara ve ırkçılara, ayrımcılara İslam ve yabancı düşmanlarına cesaret verecek adımlar atıyor. Bu tür adımları atanların şunu bilmesi gerekiyor. Eğer Avrupa’da aşırıcılık, ırkçılık, ayrımcılık, yabancı ve İslam düşmanlığı bu şekilde yükselmeye devam ederse ilerde bu kararları alanlar dahi bu ırkçılar ve ayrımcılık yapanlar karşısında konuşamaz hale geleceklerdir. Kendi hukuklarını da koruyamaz hale geleceklerdir. Onların oluşturduğu şiddet onların oluşturduğu baskı, Avrupa’yı yaşanmaz hale getirecektir. Doğru olan bu kesimlere aşırıcılara karşı ortak tavır takınmak, din ve vicdan hürriyetini korumak ve onun teminatlarını güçlendirmek, ona saldıranlara karşı hukuku işletmektir. Din ve vicdan hürriyetini yok etmek değildir. Avusturya hükümeti din ve vicdan hürriyetini yok etmeyi tercih etti. Din ve vicdan hürriyetinin düşmanlarını yaşatmayı tercih etti. Bu, oradaki Müslüman topluluklarına ve Türk toplumuna elbette zarar verecektir. Daha büyük bir zararı Avusturya Devletine verecektir. Orada ki hak ve hürriyetlerine verecektir” ifadelerini kullandı.
KIRŞEHİR/İHA
(FOTOĞRAF)
