Edebiyatımızın siyasetle imtihanı

Edebiyatımızın siyasetle imtihanı

Mehmet Âkif’in Türkiye’ye dönmemesi verilen mücadele, Necip Fazıl’ın ‘Sabır Taşı’ adlı eseriyle kazandığı birincilik ödülünün iptal edilmesi Sait Faik’in ‘Medarı Maişet Motoru’ romanının yasaklanış hikâyesi, Fuat Köprülü’nün Adnan Menderes’le birlikte giriştiği politika macerası, Faruk Nafiz’in Yassıada’da kendini savunuşu ve dahası Selçuk Karakılıç imzalı ‘Sürgün, İntihal ve İntihar: Edebiyatımızın Siyasetle İmtihanı’nda.

NECATİ TONGA

Günümüz şartlarında ‘siyaset’ ve ‘edebiyat’ kelimelerini bir arada anmak ‘zor’ olsa da tarih boyunca edebiyatın politikayla ilişkisi var olagelmiştir. Şair yahut yazar, nihayette içinde yaşadığı toplumun bir parçası olarak karşımıza çıkan ‘sosyal’ bir varlıktır. Eserini yazma sürecinde çoğu zaman toplumsal yapıdan uzaklaşmaya çalışsa da her edebiyatçı, toplum içerisinde varlığını sürdürmek zorundadır ve bu zorunluluk zaman zaman edebiyatla siyasetin aynı karede buluşmasına yol açar. Bu buluşma, çoğu zaman hâmilik/mesenlik kavramı etrafında şekillenir ki -istisnaları olmakla birlikte- çağlar boyunca gerek Doğu’da gerek Batı’da edebiyatçıların ya edebiyatın propaganda gücünden faydalanarak siyasal iktidarı çeşitli şekillerde destekledikleri yahut da tam tersi istikamette siyasal iktidarı eleştirip muhalefet yaptıkları görülmüştür.

Bu bağlamda yakın zamanda Selçuk Karakılıç imzasıyla neşredilen ‘Sürgün, İntihal ve İntihar: Edebiyatımızın Siyasetle İmtihanı’ adlı kitap, Cumhuriyet sonrasında siyaset-edebiyat ilişkisine odaklanması bakımından dikkat çekiyor. Kitap ‘Siyaset ve Edebiyat’ ve ‘Sürgün, İntihal ve İntihar’ adlı iki ana bölümden oluşuyor. İlk bölümünde edebiyat-siyaset ilişkisini ele alan altı yazı, ikinci bölümünde ise bazı ediplerimizin başlarından geçen fakat az bilinen hadiselere odaklanan dokuz yazı yer alıyor.

Kitabın hemen başında edebiyat-siyaset ilişkisini kısaca değerlendiren Selçuk Karakılıç, ilk bölümde yer alan yazılarda Mehmet Âkif, Necip Fazıl, Sait Faik, Fuat Köprülü, Faruk Nafiz ve Yusuf Ziya Ortaç’ın başlarından geçen ilginç hadiseleri edebiyat-siyaset ilişkisi temelinde ele alıp işlemiş. Mehmet Âkif’in Türkiye’ye dönmemesi için devlet içinde klikleşmiş bir kesimin nasıl mücadele verdiğini, Necip Fazıl’ın ‘Sabır Taşı’ adlı eseriyle kazandığı birincilik ödülünün nasıl iptal edildiğini, Sait Faik’in ‘Medarı Maişet Motoru’ romanının yasaklanış hikâyesini, Fuat Köprülü’nün Adnan Menderes’le birlikte giriştiği politika macerasını, 1960 askerî darbesi sonrasında Faruk Nafiz’in Yassıada’da kendini savunuşunu, Akbaba müellifi Yusuf Ziya Ortaç’ın Adnan Menderes ile ilişkisini bu bölümde yer alan yazılarla öğreniyoruz. Kitabın ikinci bölümündeki yazılarda ise edebiyatımızın bazı trajikomik hadiseleri ve ilginç tipleri ele alınmış; Halit Ziya şerefine düzenlenen jübile, Sait Faik ve arkadaşlarının sürgününe yol açan olay, Nurullah Ataç’ın ev hâlleri, Yahya Kemal ve Mehmet Akif’in karşılaşmaları gibi edebiyat tarihimizde cereyan eden ilginç olaylar...

‘Sürgün, İntihal ve İntihar’daki yazıların en belirgin özelliği, ‘tarafsız’ bir bakış açısıyla ve gerçekleri ortaya çıkarmak gayesi ile kaleme alınmış olmaları. Nitekim yazar, kitabının sonuç bölümünde bu eseri yazış amacını ve bakış açısını şu cümlelerle ifade etmiş: “Yazdığım kişileri zaaflarıyla, çelişkileriyle, hırslarıyla ve elbette yazdıklarıyla birlikte değerlendirdim. Ben, tabiatım itibarıyla Nasreddin Hoca gibi daha geniş çerçeveden bakıyor, her insanın iç dünyasında zenginlikler olduğunu düşünüyorum. Bana göre de ‘herkes haklıdır’. Panoramik bir bakış açısının hayata ve insana huzur getireceğine inanıyorum; bu kitabı da bu görüşün ışığında yazdım. Aşırı ve ölçüsüz değerlendirmeler, çekmecelere girip şekillenmiş fikirler zaten çok karmaşık olan hayatın dengesini alt üst ediyor. Panoramik ve kuşatıcı bir görüş, hayatı normalleştirdiği gibi, siyah ve beyazın ötesinde grinin de olduğunu hatırlatmaktadır.”

Karakılıç’ın ele aldığı konuları pek çok süreli yayından ve devlet arşivlerinden derlediği belgelerle desteklediği ve eserini sağlam bir zemin üzerine inşa ettiği görülüyor. Kitapta ele alınan kişi ve olaylar, yakın dönem edebiyat tarihimizi farklı bir pencereden aksettirmekte, okurun ufkunu genişletmekte. Bu bağlamda bu eser için edebiyat tarihimiz için yapılmış ‘kültürel bir kazı’ nitelemesini yapmak yanlış olmayacaktır. Yazar, kütüphane ve arşivlerin tozlu raflarından derlediği malzemeyi titiz bir araştırmacı dikkatiyle işlemiş ve neticede yakın dönem edebiyat tarihimizden kesitleri farklı bir panorama ile gözler önüne sermiş.

Çoğu Türk Edebiyatı dergisinde yayımlanan yazılardan oluşan kitap, aynı zamanda ele alınan konulara dair pek çok fotoğrafla bezenmiş, özenli baskısıyla dikkat çeken bir çalışma. Kitabın sonuna eklenen ‘dizin’, daha sonra araştırma yapacaklar için önemli bir kolaylık sağlayacaktır. Netice itibarıyla eser, politika kazanının kaynadığı şu günlerde edebiyat-siyaset ilişkisine farklı bir nazarla bakmak ve edebiyatımızın meşhur bazı ediplerinin hayatlarına dair ayrıntıları öğrenmek isteyenler için zevkli bir başvuru kaynağı olarak ön plana çıkıyor.

18-07/11/ekran-resmi-2018-07-11-013746.png

Sürgün, İntihal ve
İntihar: Edebiyatımızın Siyasetle İmtihanı
Selçuk Karakılıç
Ötüken Neşriyat

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN