Kadın yazar ‘Hırçın Kız’a sahip çıktı

Kadın yazar ‘Hırçın Kız’a sahip çıktı

ABD’li yazar Anne Tyler, Shakespeare‘in ölümünün 400. yılındaki etkinliklerde başlatılan ‘Shakespeare Yeniden’ serisi kapsamında ‘Sirke Kız’ı kaleme aldı. Kitabında Kate’e haksızlık yapmayan, onun yanında bir konum alan Tyler, eserin aslına da riayet ederek orta yolu bulmaya çalışmış.

Hırçın Kız, Shakespeare’in olay örgüsü karmaşık, karakteri bol, oyun içinde oyun olan bu beş perdelik komedyası ve yayımlandığı 1594’ten bu yana hâlâ en çok sahnelenen bir eser. Ölümünün 400. yılındaki etkinliklerde başlatılan  ‘Shakespeare Yeniden’ kapsamında tekrar yazılan ‘Hırçın Kız’, ABD’li yazar Anne Tyler’ın kaleminden ‘Sirke Kız’ olarak çıktı.  Asi bir kadının uysal bir eşe dönüşmesini anlatan bu komedya, o dönemde bir erkek gözüyle kadına nasıl bakıldığını sergiliyordu. Anne Tyler ise ‘Sirke Kız’da kitabın kahramanı Kate’e haksızlık etmemiş. Günümüzdeki Kate sadece biraz asosyal, herkese güvenmeyen biri. Öyle adıyla müsemma asidik değil, bilakis yardımsever, fedakar, cefakar. Şöyle ki, hikâye bu kez ABD Baltimore’da geçiyor. Çünkü yazar Anne Tyler orada yaşıyor. Kate, 29 yaşında babası Dr. Battista ve kız kardeşi Bunny ile yaşıyor. Bir anaokulunda ikinci öğretmen. Aklına geleni hemen söyleyen bir karakter, genelde yalnız, pek arkadaşı yok, fakat bu onun arkadaş canlısı olmadığından değil kendi başına kalmayı sevmesinden kaynaklanıyor. Anne Tyler, Kate’e sahip çıkmış onu aksi bir kadın olarak resmetmemiş. Çünkü zaten öyle de değil. Kate’e bilim insanı olan babasının yanında asistan olarak çalışan Pyotr’un ülkede kalabilmesi için onunla evlenmesi öneriliyor. Onun hayali ise kendi sevdiği ve evlenmeyi istediği biriyle hayatını birleştirmek. Bu evlilik fikri babası Dr. Batista’dan çıkıyor. Yıllarını verdiği bilimsel çalışmasını çok yetenekli asistanını ülkeden gitmesiyle bitirememe gibi bir durumu söz konusu. Tabii ki günümüzde çok meşhur hale gelen ‘yeşil kart evliliği’nden medet umuluyor. Kate’in babasının türlü küçük ayarlamalarıyla Pyotr, Kate’in karşısına çıkıyor sık sık. Kate, onu sevmiyor, evlilik fikrine karşı çıkıyor dolayısıyla. Ama tabii ki yazar Shakespeare’in hikayesinin sonuna sadık kalarak kalemini oynatmış, Kate bir şekilde ikna oluyor, hatta babasının iç güveysi almak istediği Pytor’un evine yerleşmeyi bile kabul ediyor. Yazar, dünyanın neresinde olursa olsun pek çok kadının mustarip olduğu bir yaraya parmak basmayı ihmal etmemiş. Evlilik haberinin kadının, imajını çevresindekilerin gözünde bir anda değiştirmesi... Kate, açık sözlü, istediğini yapan genç bir kadın ya çevresi onun bu karakteri yüzünden evlenecek birini bulamadığını düşünüyor. Olay günümüzde ve ‘rüyalar ülkesi’ ABD’de geçse de bu, insanların böylesine ‘klasik’ bakış açısına sahip olmasına engel değil. Hatta Kate’in pırlanta olduğu söylenen yüzüğüne hayran olunuyor. Oysa bu yüzük ucuz eşyalar satan bir dükkanda tezgâhtarlık yapan halasından kalma... Yani kesme cam olma ihtimali çok yüksek! Yüzük de tıpkı bu evlilik gibi bir başka şeyin yerine ikame ediyor. Anne Tyler’ın hikâyesindeki asıl hırçın kız, Kate’in 15 yaşındaki kardeşi Bunny. Genç kız başına buyruk yaşıyor, ne isterse onu yapmasına izin veriliyor. Ve ablası Kate’in Pyotr ile sırf onun ABD’de kalabilmesi için evleneceğini öğrenince verdiği tepki, yaşından ne kadar fazla olgun olduğunun kanıtı adeta. Pyotr’un Kate’in evlendikten sonra hangi soyadını kullanacağından çalışmaya devam edip etmeyeceğine, nerede yaşayacağını söylemesine pek çok ültimatoma takılıyor. Neden kitabın adı ‘Sirke Kız’ diye soracak olursanız... Kitapta Pyotr ile Kate arasında geçen şu diyalog açıklıyor. Pyotr, Kate’e “Benim ülkemde bir atasözü vardır: Tatlı insanlara karşı dikkatli ol çünkü şekerin hiçbir besleyici değeri yoktur” diyor. Kate ise “Öyle mi, benim ülkemde de balla sirkeyle yakalayacağından daha çok sinek yakalarsın derler” karşılığını veriyor... İki söz de doğru... Shakespeare’in eserinden uyarlanan ‘Kiss Me Kate’ adını veren repliğe atıfla, o meşhur ‘Kate öp beni’nin kitapta olup olmadığını merak ediyorsanız... Var, sadece biraz sabırlı olun. Anne Tyler, öykünün bu yeni versiyonunda aslında bir kişinin kendisini sevmesinin ne kadar önemli olduğunu da anlatmaya çalışmış. Sait Faik “Bir insanı sevmekle başlayacak her şey...” demişti ya önemli olan belki de insanının kendisini sevmesiyle başlaması. Sevgi dolu insanlar böyle yetişecek. 1988 yılında yayımlanan ‘Soluk Alma Dersleri’yle Pulitzer Ödülü’nü kazanan Anne Tyler, esprili üslubunu bu romanda da sürdürüyor. Kitapta yazarın diğer romanlarındaki gibi aile hayatının gülünç detayları da yer alıyor. Kısaca Tyler’ın bu matrak hikâyesini okurken büyük keyif alacaksınız. 

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN