Suriyeli mültecilerin hikâyeleri

Suriyeli mültecilerin hikâyeleri

Cihan Aktaş’ın ‘Fotoğrafta Ayrı Duran’ında toplam on dört hikâye var. Bunların en dikkat çekici özelliği, on ikisinde Suriyeli mültecilerin yaşadığı sıkıntıların konu edilmesi.

 18-01/16/kitabin-ortasindan.png

Bir romancı ya da hikâyeci, anlattığı dünya ve canlandırdığı karakterlerle iç içe yaşayabilmeli, o dünyaya girebilmeli, anlattıklarıyla temas edebilmeli. Özdeşleşmek diyebiliriz buna. Yazarın anlattığı karakterlerle özdeşleşmesi, kendini unutup “o” olabilmesi, hem ruhen hem fizik olarak… Biraz daha açmam lâzım belki, şöyle: Bir yazar, usta bir oyuncu olmak; hayalinde yarattığı hikâye ve karakterlere sîret ve suret olarak bürünmek zorunda. Bunu yaparsa, hikâye hayat buluyor; aksi takdirde ölü doğuyor… Sadece gözlemde kalmak, uzaktan bakmak; dolayısıyla anlattıklarına kalben dahil olamamak, anlattığı hikâye ile yazarı arasında bir “mesafe”nin doğmasına sebep oluyor ki, bu “mesafe”, anlatılan hikâye ve karakterlerin sahihliğini, inandırıcılığını olumsuz olarak etkiliyor… Doğrusu bu “mesafe” hissedildiğinde, okurla hikâye arasında kurulması gereken ruhsal bağ da kurulamıyor… O hâlde şöyle söyleyebiliriz: Demek ki, sanat eserinin yaratımı esnasında evvelâ “yazar”la kurguladığı “hikâye” arasında kuvvetli bir ruhsal bağ kurulması lâzım. Aynı “bağ”ın, metin okurun önüne geldiğinde, bu defa metinle okur arasında da kurulması gerekiyor. İşte bu bağa “aynîleşmek/özdeşleşmek” diyoruz; okurun ve yazarın hikâye ve hikâyedeki karakterlerle ruhen bağ kurması!.. Bu ruhî hâl ya da cereyan, yazardan metne geçmeyince, metinden de okura geçemiyor, böylece ortaya bir tür “iletişimsizlik” hâli çıkıyor. Peki ya anlatılanlar, hikâye ve karakterler?.. Onlar da cansız bir karton gibi, yapay bir atmosferde dolaşıp duruyorlar, ne okura dokunuyorlar, ne de okur onlara dokunabiliyor!.. Hasılı önemli bir sorundur hikâyeye can vermek… Bu “can”ın, yazardan hikâyeye, hikâyeden de okura doğru bir cereyan hâlinde akması gerekir…

Bütün bunlar, Cihan Aktaş’ın ‘Fotoğrafta Ayrı Duran’ adlı kitabındaki hikâyelerini okurken aklıma geldi…  Bu mesele şimdilik burada dursun, biz kitaba ve hikâyelere bakalım. ‘Fotoğrafta Ayrı Duran’da toplam on dört hikâye var. Kitaptaki hikâyelerin en dikkati çekici özelliği, “Neolotik Neşe” ve “Aklımda Kalan Başlıklar” dışında, diğer on iki hikâyenin hepsinde, Suriyeli mültecilerin yaşadığı sıkıntıların konu edilmesi… Günümüzün en büyük dramı bu: Suriye’deki iç savaş ve bu savaşın ortaya çıkardığı tahribat; milyonlarca insanın yerinden yurdundan olması, ölümler, sakat kalanlar, kaybolanlar, işkenceler, tecavüz vakaları, göç edilen yerde yaşanan sıkıntılar, yoksulluk, zor şartlar altında, sağlıksız evlerde barınmaya çalışmalar, hastalıklar, ruhsal travmalar, kötü yola düşen/ düşürülen genç kızlar, işsizlik vs… Bütün bunlar, bu sorunlar yansımış hikâyelere.

Suriye’deki iç savaş ve savaşın sebep olduğu dramlar, son çeyrek yüzyılın en büyük sorunu olmasına rağmen, bu insanî problemlerin sanat ve edebiyatta yeterince işlendiği söylenemez. Suriyeli mültecilerin dramlarını edebiyat yoluyla duyurmak, bu olayların unutulmamasını sağlamak açısından önemli bir adım bence Aktaş’ınki… Bu bakımdan duyarlı bir yazardır Cihan Aktaş, örnek bir kalem…

Hikâyelerdeki ortak tema “Suriyeli mültecilerin problemleri”… Buna paralel olarak, şahıs kadrosunu da kabaca ikiye ayırmak mümkün: Bir yanda mültecilere yardım eden aktivistler -ki genelde kadınlardan oluşuyor-, meselâ Dr. Dila, Gülizar, Hatice Abla, Cemil Bey, Nurten Hanım, bunlara Seher ve Necmiye’yi de katabiliriz, diğer yanda da Suriyeli mülteciler… Mültecilerin çoğu kadın, kimi hamile, kimi genç kız, kimi çeşitli işlerde çalışıyor, hikâyelerde mülteci çocuklar da var, savaşın sebep olduğu ruhsal travmaları yaşıyor bir kısmı, uyum sağlayamıyorlar çevreleriyle, meselâ “Evin Kızı Gibi”deki küçük kız çocuğu Suhad, “Hibe’nin Hamağı”ndaki Hibe, bunlardan… Hikâyelerdeki mekânlar da temaya bağlı olarak, mültecilerin yaşadığı kamplar, çadırlar, çocuk yurtları, sağlıksız gecekondular ve bodrum katlar…

Olay hikâyeleri yazmıyor Aktaş, çoğu yardımsever veya bir şekilde mültecilerle karşılaşan anlatıcılar aracılığıyla, onların dramlarını aktarıyor okurlara, sanki birer fırça darbesiyle, savaşın ortaya çıkardığı manzaraları resmediyor bize. Ve onca drama, acıya rağmen hikâyeler daima umut taşıyor, her birinde “dayanışma/ yardımlaşma”ya vurgu yapıyor… Belli ki, iyiliği ve umudu diri tutmak istiyor Aktaş, yaraları deşip, hikâyeleri birer ağıta dönüştürmekten özellikle kaçınıyor…

Aktaş’ın çabasını, bu büyük insanlık dramını, Suriyeli mültecilerin acı ve sorunlarını hikâyelerine taşımasını ve böylece bu olayların unutulmamasını sağlamak isteyişini tebrik etmek lazım. Sadece Aktaş değil, başka kalemlerimiz de bu insanlık dramını yazmalılar. Çünkü sadece sanatla bu hikâyeler diri tutulup hatırlanabilir, yoksa tarihin derinliklerinde unutulup gider…

Yukarıda değindiğim önemli bir sorunu var hikâyelerin; mültecilerin dünyasına yeterince nüfuz edememek, onların hayatlarını sadece bir gözlemci olarak aktarmak; yani hikâye ve karakterlerle ruhî bağ kuramamak. Anlatıcıların çoğunun bir “gözlemci” konumda olması da bunu gösteriyor zaten… Bu durumda mültecilerin iç dünyalarında neler dönüyor, savaşta nelerle yüz yüze gelmişler, sonra tanımadıkları bir yerde nasıl bir hayat yaşıyorlar, korkuları, travmaları, umutları, özlemleri ne?... Hiç biri tam olarak içini açmıyor bize, anlatıcılara da… Aktaş sadece -belki de mecburen- uzaktan hüzünle bakıyor mültecilere, tıpkı yardımsever anlatıcılar gibi, evlerine, yurtlara, kamplara uğruyor ve yaranın derinlerine inmeden, kalplerine de pek dokunmadan, onların hayatından kesitler sunuyor, o kadar!..

18-01/15/fotografta-ayri-duran_alaattink.jpg

Fotoğrafta Ayrı Duran
Cihan Aktaş
İz Yayıncılık
152 sayfa / 12 TL

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN