Taşnaklar ve İttihatçılar

Taşnaklar ve İttihatçılar

Ermeni meselesi ile ilgili yerli-yabancı Ermeni yazar ve yayıncılar görüşlerini mutlak doğru olarak sunuyor, objektiflikten ve ilmîlikten uzaklaşıyorlar. Ancak Dikran Mesrob Kaligian’ın ‘Taşnaklar ve İttihatçılar’ isimli kitabı meseleye nispeten de olsa tarafsız yaklaşmış nadir eserlerden.

İSMAİL KÜÇÜKKILINÇ / [email protected]

Ermeni meselesi hakkında yerli-yabancı Ermeni yazar ve yayıncıların hemen hepsi kendi kanaatlerini mutlak doğru telakki ettiği için objektiflikten ve ilmîlikten uzak eserlerle tekrara düşmekle ve kin ve husumeti körüklemekle temayüz ediyorlar. Bu sebeple gittikçe inandırıcılıktan uzaklaşıyorlar.

Dikran Mesrob Kaligian’ın ‘Taşnaklar ve İttihatçılar’ unvanlı çalışması en azından zevahiri kurtarmak adına meseleye nispeten de olsa tarafsız yaklaşmış nadir eserlerden birisidir. Bu çalışmanın nispeten tarafsız olabilmesinin en mühim amili ve sebebi konunun doğrudan Taşnaklarla alakalı olmasıdır, denilse sezadır. Çünkü Taşnaklar uzun müddet İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin ittifak ve iş birliği yaptığı insanlardı. Bilhassa 1912-13 senelerine kadar her şeye rağmen müttefiklik ilişkisini devam ettiren iki cemiyetin birbirlerine yaklaşımı da belli bir anlayış ve yakınlık çerçevesinde cereyan edecekti.

Taşnaklar Ermeni özerkliğinin ve silahlı ‘özsavunma’ telakki ve hareketinin mihmandarı, rehberi ve öncüsü olduğu için haliyle tenkidlerde daha bir müsamahaya mazhar olmaktadır. Ancak Taşnakların fedaî birliklerinin Kürtlere yaptığı ve yazarın ‘misilleme’ olarak telakki ettiği saldırıları aslında ‘özsavunma’ ve ‘misilleme’ ile izah edilemeyecek vasıf ve mahiyetteydi. Balkan Harbi’ndeki meşhur Taşnakların Bulgar saflarında Osmanlı ordusu ve sivil Müslümanlara yönelik hunharlığının Taşnaksutyun Cemiyeti’nden bağımsız ele alınması gerektiği hususu ikna edicilikten hayli uzaktır.

Taşnakların mücadelesi sadece bazı Ermeni mallarına ve topraklarına el koymuş Kürtlerden bunları geri alma mücadelesi değildi. Bu bakımdan Taşnakları sert şekilde tenkid etmek, her Ermeni için kolay bir şey değildir.

Yazar, Taşnakların kurucularının ve liderlerinin yanı sıra her biri Taşnaksutyun’un saha çalışanı olan Ermeni okullarındaki öğretmenlerin de Rusya menşeili olduğunu söylerken Ermeni şiddetinin kaynağına da işaret etmiş olmaktadır. Ermeni şiddeti Anadolu’ya Rusya Ermenileri tarafından taşınmıştır. Yazarın “özsavunma çalışması yürüten özel bir komite mühimmat satın alıyordu ve bunları iç kesimlere ulaştırıyordu” derken ‘özsavunma’ mefhumunu öne çıkarması, silahlanma vakıasını masumlaştırmayı istihdaf etse de Erzurum’daki İngiltere Konsolusunun bu şehirde Kürt şiddeti ve tehlikesinin olmamasına rağmen Ermenilerin silahlandığını ifade ettiği raporuna da işaret etmesi ilmi dürüstlüğüne bir emaredir.

Yazar Taşnaksutyun-İTC ittifak ve iş birliğinin Abdülhamid devrine nazaran Ermeni toplumunun menfaatine olduğunu kabul etmektedir. Yazarın İTC’nin bazı Taşnak taleplerini yerine getirmede iyiniyetli olduğunu, ancak şartlar gereği başarısız olduğunu söylemesi elbette ki insaflı bir yaklaşımdır. Kimi zaman devlet, Ermenilere kötü davranan Kürt aşiretlere silahla cevap vermiştir.

Yazar, EDF (Taşnaksutyun/Ermeni Devrimci Federasyonu) ile İTC arasındaki mutabakatta merkezî yeri güvenlik meselesinin işgal ettiğini ve İTC’nin bu konuda elinden geleni yapmaya çalıştığını, hatta nüfuzlu bey ve ağaları tevkif ve mahkûm ettirdiğini bile ifade etmektedir. 1911 senesinde Selanik’te 5 gün süren EDF-İTC görüşmesinde Ermenilerin güvenliğini ihlal eden Kürt beylerinin sürgün edilmesinde ve göçebelerin serbestçe dolaşımının engellemesinde mutabakata varılmıştır.

Ancak kimi zaman Van İngiltere konsolos yardımcısının rapor ettiği gibi iyi silahlanmış ve EDF’yi destekleyen Ermeniler de silahlı saldırıda bulunabilmektedir. Yine 1914 tarihli bir İngiltere konsolosluk raporuna göre Van’da EDF bir yıldan uzun süredir gizlice silah ithal edip dağıtmaktadır (s.295).

17-12/13/tasnaklar-copy.jpg

Taşnaklar ve İttihatçılar
Dikran Mesrop Kaligian
Aras Yayıncılık
352 sayfa / 134 TL

Yazar 1913’ten sonra vilayetlerde giderek artan tehlikeli durum ve siyasi geleceğin belirsizliği ışığında EDF’nin vakit kaybetmeden köylere silah dağıtmak için satın alma programı izlediğini yazmaktadır. Oysa gerçek başkadır: Balkan Harbi, artık Ermenilerin bağımsızlık sırasının kendilerine geldiğine inanmalarına yol açmıştır. Çünkü yazarın da atıfta bulunduğu İngiltere Büyükelçisi Lowther’ın dediği gibi Ermenilerde “özerklik ve bu vilayetlerde doğrudan Türk idari yönetiminin sona ermesi dışında hiçbir şeyin bugünün ihtiyaçlarını karşılamayacağı yönünde büyüyen bir kanı var”dır (s.224).

Netice olarak Ermenilerin silahlanması her ne kadar yazar salt misilleme ve meşru müdafaa içindi dese de, gerçekte, özerklik ve bağımsızlık içindi.

Yazar eserinin sonuç kısmını çok iyi izah ve ihtisar etmiştir. EDF’nin İTC’ye niçin mecbur olduğu gibi aslında her iki tarafın da bu ittifaktan ziyadesiyle fayda gördüğü, her iki tarafın her zaman birbirini aldatmak kastıyla hareket etmediği bizzat EDF yazışmalarıyla ortaya konulmaktadır.

Son olarak, şayet yazar EDF’yi temize çıkarmak ya da İTC ile ilişkisini mazur göstermeyi merkeze almasaydı yine de İTC’ye diğer Ermeni yazarlara nazaran nispeten insaflı yaklaşır mıydı, bilmiyoruz ama şayet Ermeni Meselesi ilmî ve objektif kıstaslara göre ele alınırsa her şeyden önce aradaki kin ve husumet azalacaktır.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN