İçinde bulunan 1 buçuk milyon eserle sadece Türkiye’nin değil dünyanın da en önemli arşivlerinden biri olan Milli Kütüphane’de bilgisayarlar kaldırılarak yerine kullanmayı kimsenin bilmediği monitörler konuldu. Kitaba erişimi zorlaştıran değişikliği KARAR’a değerlendiren yazar ve eleştirmen Necip Tosun “Görevli personele dahi kullanım eğitimi verilmemiş. Sadece dekor olarak duruyorlar. Kütüphaneye olan ilginin azaldığı bu dönemde kitaba erişimin bu denli zorlaştırılması şaşkınlık verici” dedi.
SALİHA SULTAN
Neredeyse bir asır önce hizmete açılan ve 70 yıldır Türkiye’nin ‘kültür hafızası’ konumun yer alan Milli Kütüphane’de skandal bir değişikliğe imza atıldı. Türkiye’nin yanı sıra dünyanın da en önemli arşivlerinden biri olan kütüphanede, kitap aramaları için kullanılan modern bilgisayarlar yerine görevli memurların dahi kullanamayacağı bilgisayarların konulduğu ortaya çıktı. Değişikliğe ilişkin görüntüleri sosyal medya hesabından paylaşan yazar ve eleştirmen Necip Tosun “Milli Kütüphanede kitap aramak için normal bilgisayarları kaldırmışlar. Çünkü çabuk kırılıyormuş. Şimdi kırılmayan, görevli memurlar dahil hiç kimsenin kullanmasını bilmediği, tümü kapalı farklı bilgisayarlar almışlar. Güzel dekor oluşturmuşlar. Mesele çözülmüş” ifadelerini kullandı. Paylaşımının ardından telefonla arayarak ulaştığımız Necip Tosun, skandal değişikliği KARAR’a değerlendirdi.
Kütüphanede daha önceki bilgisayarlar aracılığıyla aranan eserlerin kolaylıkla bulunduğunu söyleyen Tosun “Burası sadece Türkiye’nin değil dünyanın da en önemli kütüphanelerinden biri. Kütüphaneye gittiğimde bu yeni bilgisayarlarla ilk defa karşılaştım. Kullanmak istedim ancak hepsi kapalıydı. Bilgisayarlardan birini açarak kullanmaya çalıştım ancak kullanımı çok zor olduğu için görevli memurlardan yardım istedim. Onlar da kullanmayı bilmedikleri için yardımcı olamadı. Birkaç kişiye daha sordum ama kimse kullanımı beceremedi” dedi. Yeni bilgisayarların bilinenin aksine daha çok bankamatik gibi olduğunu kaydeden Tosun “Görevli memurlar da yetkililere kullanamadıklarını söylemiş. Fakat bu talepleri karşılıksız bırakılmış, bilgisayarlar olduğu yerde duruyor, kimse de sorgulamıyor. Ne bir kullanım kılavuzu var ne de tarif yöntemi.
Görevlilere bilgi verilmemesi çok büyük bir yanlış” diye konuştu. Kütüphanelere olan ilginin eskiye oranla giderek düştüğünü de belirten Tosun “Zaten kütüphaneler boş kalıyor. Araştırma yapanlar dışında pek kimse gitmiyor. Gidenler de ders çalışmak için kullanıyor, kimse kitap okumuyor. Böyle bir dönemde bir de kitaba erişim zorlaştırıldığını görmek insanda şaşkınlık yaratıyor” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’NİN KÜLTÜR HAFIZASI
Türkiye’nin en büyük arşiv kütüphanesi olan ve 1946’da kurulan Milli Kütüphane, sadece Türkiye’nin değil aynı zamanda dünyanın da en önemli kütüphanelerinden biri konumunda. Türkiye’nin ‘kültürel hafızası’ konumunda bulunan Milli Kütüphane’den yılda yaklaşık 700 bin kişi hizmet alırken, internet ortamında sunulan kütüphanecilik hizmetlerinden de yılda ortalama 800 bin kişi faydalanıyor. Her yıl güncellenen ve toplam kayıtlı üye sayısı 110 bin olan, 9 okuma salonunda toplam bin 357 kişilik kullanıcı kapasitesine sahip kütüphane, sadece kütüphanecilik değil; yayıncılık, restorasyon ve koruma, dijitalleştirme, kültürel ve uluslararası etkinlikler ile sosyal sorumluluk kapsamındaki çalışmalarıyla da ön plana çıkıyor. Milli Kütüphane koleksiyonlarında 1 milyon 410 bin basma kitap, 27 bin 796 el yazması eser, sayıları tahmini 10 milyona ulaşan 255 bin cilt süreli yayın, 32 ayrı türde 134 bin 611 kitap dışı materyal, 26 bin 362 makaralık mikrofilm koleksiyonu bulunuyor. El yazması koleksiyonlarında Osmanlı Devleti’ne ait ilk ansiklopedik eser olan ve 1428 yılında yazılan “Muradname”, Ebu’l-Hayr Rumi’nin yazdığı “Saltuk-name”, Udi tarafından yazılan “Macera-yı Mah” gibi çok önemli eserler de yer alıyor.
