HORIZON: Zero Dawn inceleme ve değerlendirme

HORIZON: Zero Dawn inceleme ve değerlendirme

PlayStation platformuna özel olarak piyasaya sunulan HORIZON: Zero Dawn bir oyunun sınırlarını aşarak son yılların en iyi bilim kurgu senaryolarından birisiyle karşımıza çıkıyor.

PlayStation platformunu konsol dünyasında farklı ve başarılı kılan unsurların başında Sony’e ait veya Sony için çalışan farklı oyun stüdyolarının mükemmel diyebileceğimiz hikaye anlatım yaklaşımı ve bunu oyunsallaştırma yeteneği geliyor. Bu başarıyı bu güne kadar God of War, Uncharted, The Last fo Us, Puppeteer gibi seri ve oyunlarda gördük. Farklı türlere karşılık gelen tüm bu oyunların içinde eksik olan bir tür vardı: Açık Dünya.

Sony ilk olarak 2015 yılında gerçekleştirilen E3 fuarında Horizon: Zero Dawn’ın tanıtımını yaptı. Aşağıda tekrardan izleyebileceğiniz bu videonun açılışında şu bilgi veriliyordu: “İzleyecekleriniz bir PlayStation 4 sistemi üzerinde gerçek zamanlı olarak kaydedilmiştir.”

Bu tanıtım filmi izleyenlerin aklını başından almış, detaylar ve bilinmezliğin içinde oyun severler için hazırlanan maceranın hayali bir anda beklentileri doruk noktasına çıkarmıştı.

Her ne kadar tanıtımı 2015 yılında gerçekleşse bile aslında Horizon: Zero Dawn üzerindeki çalışmalar 2011 yılında başlamıştı ve dört yıldır geliştirme süreci devam etmekteydi. Bizleri Killzone serisi ile buluşturan Guerilla Games tarafından üzerinde çalışılan oyun PlayStation platformundaki ilk Açık Dünya türündeki oyunu olacaktı.

Çıkış tarihi olarak 2017 yılı verilen Horizon: Zero Dawn için aradan geçen süre zarfında Sony yeni videolar ve haberler yayınlamaya devam etti ve nihayet oyun Kuzey Amerika’da 28 Şubatta, Avrupa’da ise 1 Mart tarihinde yayınlandı.

Oyunun basına dağıtılan Promo sürümü oyunun çıkması ile birlikte elime geçmiş olmasına rağmen kişisel yoğunluğum ve oyuna hak ettiği süreyi vermek adına bu değerlendirme yazısını ancak paylaşabildiğim yaklaşık iki aylık bir süre geçirdim. Bu süre zarfında Horizon benim için ilk kez Platinum Kupa aldığım bir oyun oldu. Bu denli detaylı şekilde boşta kalan tüm zamanlarımda beni kendisine esir etmeyi başardı. Şimdi oyunun bu hüneri arkasındaki detaylarına göz atalım.

17-05/01/horizon-zero-dawn-image-04.jpeg

Hikaye

Eğer yukarıdaki tanıtım videosunu da izlediyseniz anladığınız gibi Horizon: Zero Dawn’ın hikayesi dünyada yaşanan kıyameti andıran bir takım olaylardan çok sonraki tarihlerde gerçekleşiyor. Oyun başladığı andan itibaren bu gizemli yıkımın çeşitli kalıntılarını görmeye başlıyorsunuz. Yıkılmış, devrilmiş gökdelenler, uçak enkazları, artık orman ve doğa ile iç içe geçmiş yapılar ve bölgeler.

İnsanlık ise artık kabilelere bölünmüş durumda ve teknoloji insanlık için ortadan kalkmış bulunuyor. Ok ve mızraklar ile avlanıyoruz, ahşap kulübelerde yaşıyor ve hayvan postlarından kıyafetler giyiyoruz.

Ancak oyunun ana hikayesi için baş kahramanımız Aloy’un da hikayesi bizlere aktarılıyor. Ufak bir bebek kişisel hikayemizi anlatarak başlayan oyunda sebebini bilmediğimiz bir neden ötürü kabilelerden dışlandığımız gerçeği ile karşı karşıyayız.

Öte yandan yaşımız ilerledikçe avlanmayı, savaşmayı ve hayatta kalmayı öğreniyoruz. İnsanlık için teknoloji bitmiş olabilir ama tüm dünya üzerinde çeşitli büyüklük ve geyiklerden, dinozorlara varana kadar çeşitli türlerde ama bütünüyle robotik bir yaşama şahit oluyoruz. Üstelik bu robotların pek insan dostu olduğunu söylemek mümkün değil. Eğer görüş alanlarına girerseniz tırsak birkaç tür dışında genelde sizi öldürmek için fikir birliği yapmış gibi görünüyorlar.

17-05/01/horizon_12.jpg

Çeşitli kuşlar, balıklar, domuz, tilki, tavşan ve rakun dışında hiçbir biyolojik canlı ile karşılaşmıyor olmamız ise oyun boyunca bir süre gizemini korumaya devam edecek.

Genel olarak oyun keyfinin kaçmaması için hiçbir ipucu daha vermeyeceğim ancak oyun boyunca gördüğünüz, şaşırdığınız ve anlam veremediğiniz her şeyin bir açıklaması var. Tüm bu açıklamaların hepsi de mantıksal bir sebebe dayanıyor ve gerçekten anlamsız kalan hiçbir unsur yok. Oyunun bütünündeki hikayeyi o kadar çok beğendim ki 1996 yılında yayınlanan The Matrix’ten bu yana yazılmış en iyi bilim kurgu hikayelerinde kesinlikle ilk 10 içine girebilir.

Hikaye boyunca sizi zorlayabilecek tek şey eğer yeterli İngilizce bilmiyorsanız hikayeyi ve diyalogları anlamakta çekeceğiniz güçlük olabilir.

Maalesef Sony bu sefer bizi üzdü

Uzun süredir neredeyse tüm PS platformuna özel oyunları için Türkçe dublaj, en azından altyazı sunan Sony bu sefer Horizon: Zero Dawn için bu güzel tutumunu sergilememiş. Buna sebep olarak oyunun aşırı derecede diyalog içermesini bir bahane olarak ortaya koysalar da Sony Türkiye PlayStation ekibinin en azından Türkçe altyazı için bu noktada ısrarcı olmasına rağmen Avrupa’nın engel olduğunu biliyoruz. Türkçe altyazı olsa iyi olurmuş ama anladığımız kadarıyla bu süreçte tek sorun yüksek maliyetler değil aynı zamanda oyunun üretim ve piyasaya sürülüş tarihleri olmuş. Aslında bu konuya olan talebi Google'da bir arama yaparken oluşturulan otomatik tamamlama önerilerinden görebiliriz.

17-05/01/screenshot-2017-05-01-125333.png

Yapacak bir şey yok, değerlendirmeye devam edelim.

Grafikler

PS4 Pro ile uyumlu oyun 4K çözünürlükte su gibi akıyor. Önce bu gerçeği bir ortaya koyalım. Buna rağmen görsellik ve performans arasında seçim yapabileceğiniz bir ayar da oyunun menüsünde sizi bekliyor. Açıkçası ben 4K oyun süresi boyunca oyunun en ufak bir takılmasını görmedim. Belki de hikayeye fazlasıyla kendimi kaptırmış olmamdan kaynaklanmıştır.

Oyunun motoru bu oyuna özel olarak Guerilla Games tarafından geliştirilmiş bir motor. Motor öylesine başarılı ki toz, duman, ateş, yağmur, kar gibi işlemcilerin en büyük düşmanı olan parçacık hesaplamalarını sakız gibi çiğnerken ışık, yansıma ve gölgelendirmeler için müthiş bir iş çıkartıyor. Oyunun açık dünyası devasa bir harita üzerinde eğer hızlı yolculuk seçeneğini kullanmıyorsanız asla yüklemeler için sizi bekletmiyor. Devasa bir krallık başkentinden yeşil bozkırlara geçiş sürecinde detaylardan hiç taviz verilmiyor.

17-05/01/horizon-zero-dawn-screenshots3.png

Oyunu tasarımcıları her bir binayı, karakteri, kıyafeti, eşyayı, nesneyi kısacası oyunda gördüklerinizi özenerek tasarlamışlar. Hayran olmamak elde değil ve bu tasarımın ötesinde oyuna eklenen fotoğraf modu ile bir noktada oyun oynamayı unutup “nerede nasıl fotoğraf çeksem” diye sormaya başlayabilirsiniz.

Oyunun içindeki çevresel yapıların, taşlar binalar vb. parçalanması için de özel bir kodlama yapılmış. Devasa bir dinozor robot kayaları parçalayarak size fırlatmak için kullanabiliyor. Ancak siz havada uçarak size gelen kayalardan çok robotların tasarımına gömülüyorsunuz.

17-05/01/zero_robot.jpg

Her bir robot çok detaylı bileşenlerden oluşuyor. Siz robotları keşfettikçe detaylarını gösteren bir ansiklopedide bu detayları görebiliyorsunuz. Güç kaynağı, radar ünitesi, phaser silahı, koruma kalkanı gibi katmanlı ve farklı bileşenlerden oluşan robotların bu yapısı grafik motorunun gücü ile birlikte sizin farklı stratejiler geliştirerek mücadele etmenizi mümkün kılıyor.

Oynanış

Oyunun başında henüz küçük bir çocukken içine düştüğümüz geçmişten kalan bir yapıda ufak bir cihaz buluyoruz. Bu cihaz kulağımıza takılıyor ve bizim dünyayı genişletilmiş gerçeklik ile görmemizi mümkün kılıyor. Bu cihazın yardımı ile robotların bileşenlerine ait detayları görebiliyor, bilgi kütüphanemizi oluşturuyor ve ilerliyoruz. Bu cihaz oyun boyunca altıncı duyumuz haline geliyor. Bu sebeple çok önemli.

17-05/01/focus.jpg

Oyun temel olarak PS4’ün kontrolcüsü DS4 tuşlarını ve kontrollerini en iyi kullanacak şekilde ayarlanmış. Karakterimizin komutlara verdiği tepkiler ve kısa sürede kontrollere alışmakla birlikte bir süre sonra düşünce hızında oyunu kontrol etmek mümkün hale geliyor.

Oyunda temel olarak silahlarımız, kıyafetlerimiz, tuzaklarımız ve iksirlerimiz ile bunları üretmek için kullandığımız malzemeleri barındıran bir çantaya sahibiz. Silahlar ve kıyafetler modifiye edilerek daha güçlü hale getirilebiliyor. Modifikasyonlar ise öldürdüğümüz robotlardan veya yerine getirdiğimiz görevlerin ödül kutularından çıkıyor.

17-05/01/zero_weapons.jpg

Her bir silah ve kıyafetin öne çıkan bir özelliği var. Örneğin Hunter Bow daha kısa mesafede daha seri atışlar yapmamızı sağlarken, Sharshot Bow daha uzun mesafeden daha güçlü zarar vermemizi sağlıyor, ancak yeni bir oku yaya takmak uzun sürüyor. Robotları bağlayabileceğimiz ip atan tatar yayımız, bomba atan sapanlarımız ve farklı silahlarımız mevcut.

Kıyafetlerimiz ise bizim daha sessiz ve gizli olmamızı ya da ateşe veya soğuğa karşı daha dayanıklı olmamızı sağlayacak şekilde çeşitlere ayrılmış. Tasarımlarının güzelliği ise kişiden kişiye değişebilir.

Ayrıca tek düşmanınız robotlar değil, pek çok insan ile de savaşacaksınız.

Horizon kesinlikle bir yardırarak ilerleme oyunu değil, düşünmeli plan yapmalı ve strateji geliştirmelisiniz. Doğru silah ve kıyafetleri, tuzak ve iksirleri kullanmalısınız. Keşfedecek çok şey var.

Arayüz

Oyunun kontrol menüsünü açtığınızda yetenek ağacınıza, çantanıza, üretim paneline, haritaya, görevlere ve ansiklopedinize ulaşıyorsunuz.

17-05/01/notebook.jpg

En fazla 50 olabilen seviyeniz ilerledikçe ve yetenek puanı veren görevleri yaptıkça aldığınız puanlar yeni yetenekler açmanızı sağlarken, üretim paneli topladığınız nesneler ile silahlarınıza cephane, tuzak ve iksir üretmenizi sağlıyor.

17-05/01/skills_kupa_horizon-zero-dawn-tm-_20170415163414.jpg

Kullandığınız silahlara ait cephaneleri üretim panelini açmadan üretebiliyorsunuz aynı zamanda dairesel bir panelden silah ve kullanacağı cephane tipini de seçebiliyorsunuz.

17-05/01/0072_hzd.jpg

Oyunun kontrol menüsü belki de oyunun tek eleştirebileceğim yönünü oluşturan bir saçmalığa sahip. Çat diye menü kendine ait menü müziğine geçiyor ve bu oyun akışında bir kopukluk meydana getirirken uzun süreli menüde kalmanız gerektiğinde sıkıcı olmaya başlıyor. Öte yandan oyun kontrol menüsüne girdiğinizde aslında oyunu durdurmuş oluyorsunuz, bu büyük savaşlarda oldukça faydalı olabiliyor zira gerek cephane üretmek gerekse savaştığınız düşmanın detaylarına bakmak için fırsat sağlıyor.

Sesler ve Müzikler

Muhteşem, Grammy ödülünü ben verebilseydim bu oyuna verirdim. Spotify içinde buradan dinleyebilirsiniz. Bu kadar.

İpuçları için Rehber

Oyun zarfında işinizi kolaylaştıracağını düşündüğüm bazı ipuçlarını da paylaşmak istiyorum.

Öncelikle oyuna başladığınız andan itibaren keşfetmeye ve toplayıcı olmaya önem verin. Topladığınız her şeyin bir değeri var ve oyun boyunca çok işinize yarayacaklar. Ancak çantalarınızda yeterli yer olması önemli, bunun için oyun ilerlerken Crafting menüsünden sürekli olarak çanta boyutlarını büyütmeye önem verin.

Gittiğiniz yerleşim yerlerinde, yollarda, büyük şehirlerde ve haydutlardan ele geçirdiğiniz alanlarda tüccarlar var. Bu tüccarların ne sattığına mutlaka göz atın. Oyunun erken aşamalarında haritalardaki özel noktaları işaretleyen haritaları satın almaya önem verin.

Oyunda robotları ele geçirip binek olarak kullanmak mümkün. Açıkçası bu bazı süreçlerde mantıklı olmakla birlikte oyundaki koşma hızımız çok düşük değil. Bu sebeple bineklere sadece çok uzak yerlere gidecekseniz binin zira yollarda yayan iken toplayacak ot, nesne, öldürecek robot ve benzerleri ile uğraşmak daha keyifli.

Mutlaka tüm kamp ateşlerini açmaya gayret edin. Özellikle oyunun ilerleyen safhalarında bu kamp ateşleri ile haritada hızlı seyahat mümkün hale geliyor. Her bir hızlı seyahat bir kamp kiti gerektiriyor ama ana şehirden alabileceğiniz Epic Kamp Paketi ile artık sınırsız seyahat edebiliyorsunuz.

17-05/01/travel.jpg

Haritalardaki mevcut keşif ve toplama adımları size kıymetli hediyeler olarak geri dönüyor. İhmal etmeyin.

Haritalardaki devasa yaratıkların hepsi ile savaşmak için çeşitli stratejiler var. Bu çok zormuş dediğiniz bir şey varsa doğru stratejiyi bulmaya gayret edin. Özellikle tuzakların ve çevresel faktörlerin kullanımı çok önemli.

Mutlaka ama mutlaka Tellneckler ile haritayı açın. Tellneck’in sırıtına tırmanmak güç değil ama tırmanılacak noktaya ulaşmak strateji istiyor.

Gerisini de kendiniz keşfedin :)

Toparlayalım

Bir oyun için oldukça uzun sayılabilecek bir değerlendirme yazısı yazdım. Ancak bu oyun bunu hak ediyor. Ödediğiniz her kuruşun sonuna kadar hakkını veriyor. Collectors Edition’ı kaçırdığım için üzüldüğüm çok nadir oyunlardan bir tanesi. Ancak şu aşağıdaki heykeli ilk fırsatta edineceğim.

17-05/01/919oowr1p7l_sl1500_.jpg

Oyunun motoru, hikayesi, oynanışı, sanatsal tasarımı ile bir PlayStation dünyasında bir başyapıt olarak karşımıza çıkıyor. Konsol ile oyun oynamayı sevenlerin beğenmemesi mümkün değil. 10 üzerinden 9 puan veriyorum, kırdığım tek puanın sebebi ise Türkçe altyazı desteğinin olmaması. Ve oyunun hayranları için hemen güzel haberi de verelim Ağustos ayında oyuna en az oyunun kendisi büyüklüğünde bir DLC paketi gelecek.

Ben yanılıyor olsam bile satışları ile rekor kıran bu oyunu alan diğer 2,7 milyon kişi yanılıyor olamaz. 

Alın, keyfini çıkartın ve gerçekten konsol oyunu nasıl olurmuş kendiniz takdir edin.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN