İnsanoğlu 2030’da Mars’a gidip orada yaşamayı hedeflerken NASA, kızıl gezegendeki şartların insan psikolojisini nasıl etkilediğini bir simülasyon çalışmasıyla anlamaya çalıştı. 6 kişilik ekip, Hawaii’de bir yanardağ eteğinde kurulan yerde 8 ay yaşadı, yarın medeniyete kavuşacaklar.
Sekiz ay boyunca Hawaii’de izole bir Mars simülasyonunda yaşayan NASA’dan 6 bilim insanı, yarın görevlerini tamamlayacak. 4 erkek ve 2 kadın bilim insanından oluşan Hawaii Uzay Araştırması Analog ve Simülasyon görev mürettebatı, geçen ocak ayında dünyanın en büyük aktif yanardağı Mauna Loa’nın aşağısında, deniz seviyesinden 8 bin 500 fit yükseklikte jeodezik kubbeli bir alanda yaşamaya başladı. Burası tıpkı Mars’a benzer çıplak bir manzaraya ve bitki örtüsüne sahipti. Mürettebat, burada Mars benzeri şartlar altında yaşadı. Örneğin dünyayla iletişimleri 20 dakikalık gecikmeyle sağlandı, zira Mars’tan gönderilen sinyallerin dünyaya gelmesi için bu kadar süre geçmesi gerekiyordu. Amaç uzayda uzun süreli ve insanlı bir görevin, astronotlarda yaratacağı psikolojik etkileri daha iyi anlamaktı.
Hawaii ekibi, yaşadığı yaklaşık 111 metrekarelik kubbe içindeki ruh hallerini ve diğer insanlara olan yakınlığını ölçmek için özel olarak tasarlanmış sensörler kullanıyordu. Cihazlar, ses düzeylerini de izledi. Mürettebat orada kaldıkları süre içinde uyumluluklarını ve stres düzeylerini ölçmek için tasarlanmış oyunlar oynadı. Uzay ajansı, insanları 2030’lara kadar kırmızı gezegene göndermeyi planlarken toplanan verilerin, NASA’nın belirli özelliklere sahip mürettebatı daha iyi seçmesine yardımcı olacağı belirtiliyor.
