‘Ne vereyim kararsızlar’a düzlüğü

Kılıçdaroğlu’nun eski başdanışmanı, CHP kurultay delegesi Cengiz Topel Yıldırım, Cumhur İttifakı lehine Ankara’da topa girdi. İstanbul’da ise Binali Yıldırım, Millet İttifakı’nın oy istemekle suçlandığı HDP’li seçmenin desteğine teklifsiz talip oldu.

Son düzlük sürprizleri peş peşe patlatılıyor. Fakat oyunu değiştirmeye, kaptırılanları geri kafalamaya, tava gelmeyeni tavlamaya yeter mi?

Popülizm şehvetiyle kaçılan aşırılık, zorlama ve kızıştırmalar damga vurdu kampanya atmosferine. ‘İstenmeyen lanetli oy’ gibi abartılı yüklenmeleri dengeleme çabaları, giden oyları geri getiremeyebilir Binali Yıldırım’a.

Yine de hala tarafını kesinleştirmemiş, iktidar propagandasıyla alış verişini kesip kapıyı kapatmamış, kepenkleri indirmemiş kararsız seçmenin gönlünü çelmekte etkili olabilir mi?

Mesela, parti içinden bir isim bulunamamasına kızıp Mansur Yavaş’ın transfer adaylığını hazmedemeyen CHP’liler...Önü haksız saldırılarla kesilmek isteniyor diye Yavaş’ı sahiplenmeye, savunmaya geçmişlerdi.

Sahte senet davasıyla üstüne gidilmesi, ters teperek Yavaş’ın gevşek saflarını da sıklaştırmış görünüyordu.

CHP’li Yıldırım’ın salvoları, bu durumu terse çevirebilir mi?

İktidar medyası üstüne atladı; Yavaş’ı bombaladı, üç kuruş için ne hallere düştüğünü haykırdı, aday çıkarıldığı gün Ankara’yı kaybettiklerini itiraf etti gibi vurgularla bindiriyor, büyütüyorlar bu beklenmedik çıkışı.

“Yavaş’ın adaylığı CHP’yi ikiye böldü” anonsları bile geçildi.

Ama gerçekten böldü mü, Cengiz Topel Yıldırım’ın ne dediği o kadar tesirli mi, CHP tabanı üzerinde böyle bir ikna gücü var mı, bel bağlanacak kadar yansıtıyor mu o cephenin gerçeğini?

Sonuçta, Ankara adaylığı için adı geçen, Yavaş’a rakip çıkan ve tercih edilmeyerek kendi sahasında ona karşı kaybeden bir CHP’liden söz ediyoruz.

AK Parti seçmeni, CHP’nin iç çekişme ve kavgalarından haberdar olmasa da CHP seçmeni kimin kim olduğunu biliyor.

Öyleyse Yıldırım’ın son dakika atağını oyunbozanlık ve kişisel hesaplaşma hırçınlığı olarak mı görür? Hırsına yenilerek kendi adaylarını yıprattığı, mızıkçılıkla fitne çıkardığı, Özhaseki’nin eline kafa bulandırma kozu verdiği için tepkiyle mi karşılar?

Yoksa bir CHP’linin Takvim gazetesindeki isyanını okuyup Yavaş’tan soğuyacak kadar etkilenir mi? Samimi bir CHP’linin Takvim’e hasbi, hesapsız yakınmaları diye bakıp inandırıcı mı bulur?

Söyledim ya; planlı kampanyanın dışına çıkıldı, son düzlükte artık ‘ne vereyim abime’ doğaçlamaları deneniyor. ‘Kalan sağlar bizimdir’ diye Allah ne verdiyse hiçbir fırsat kaçırılmıyor.

Bana sorarsanız; Binali Yıldırım’ın HDP seçmenine kırptığı göz, CHP’li Yıldırım’ın kendi kalesine attığı topun gol olma ihtimalinden daha gerçekçi.

Ama onca sertleşmeden sonra hala seçimini yapmamış ne kadar kararsız kaldı geride, iradelerini değiştirir mi gelişigüzel kontra ataklar, rakibe bu saatten sonra sonucu tayin edecek darbeler vurmak mümkün mü, şüpheli derim.

YORUMLAR (80)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
80 Yorum