Evrensel şairden spesifik uzmana...

Entelektüel, bilim, hakikat ve iktidar, birbirleriyle ilişkili kavramlar… Ama zamanın siyasi ve sosyal şartlarına göre bu kavramların tanımı ve muhtevası da değişiyor.

Bu yazımda entelektüel ve hakikat kavramlarının zaman içinde nasıl değiştiğini ve bunun edebiyatımıza nasıl yansıdığını ele almaya çalışacağım.

Michel Foucault, “Entelektüelin Siyasi İşlevi” (Çev. Işıl Ergüden, Osman Akınhay, Ferda Keskin, Ayrıntı, 2016) adlı kitabında entelektüeli, geçirdiği değişime göre ‘evrensel entelektüel’ ve ‘spesifik entelektüel’ olarak ikiye ayırır. Evrensel entelektüelin amacı, hakkı; evrensel değerler olan adaleti, eşitliği, hürriyeti inşa etmek, gerektiğinde iktidara karşı savunmak, hatta iktidarı uyarmak ve denetlemektir. Nitekim Foucault “Entelektüel hâlâ hakikati görmemiş olanlara, hakikati söyleyemeyenler adına, hakikati söyle[yen]…” (s. 14) kişidir der, onu ‘vicdan, bilinç ve belâgat’ olarak özetler. İslâm’da da toplum ve iktidar karşısında ulemaya biçilen rol budur. Burada ulemanın tâbi olduğu ve inşa etmeye çalıştığı hakikat, ilâhî ve evrenseldir. Bu itibarla ilim ve sanat -en azından İslâm toplumlarında- dinle sıkı bir irtibat hâlindedir ve âlim -bilim adamı değil- dini-ahlâkî vasıflara haiz bir ‘bilge’ konumundadır.

Entelektüel ile hakikat arasındaki bu ilişki, tabiî olarak sufî edebiyatta da var. Nitekim Yunus “Okumakdan mânâ ne, kişi Hakk’ı bilmekdir” derken, spesifik bir ‘bilgi’den değil ilahî ve evrensel bir ‘hakikat’ten bahseder, şairin amacı da zaten bu hakikat’i bilmek ve söylemektir. Dolayısıyla Yunus, Foucault’nun evrensel entelektüel tanımına uygun bir şair. Bu çerçevede iktidarı -sultanı- adalet, hak-hukuk, hürriyet üzre bir yönetime davet eden Namık Kemal de, şiiri “mutlak hakikati arama işi” olarak gören Necip Fazıl da, “şair, milletinin sözcüsü, yorumcusu ve gerekirse yol gösterenidir” (Edebiyat Yazıları I, Diriliş Yay., 1988, s. 47) diyen Sezai Karakoç da, “şair bu rezil mutezîl dünyada çalkantıya uğramış toplumun belkemiğindeki irkilişi çabucak kavrar. Sapkınlıkta ittifak edilmemesi gereğini sezişiyle muhalif tarafta yer alır.” (Şiir Okuma Kılavuzu, Çıdam Yay., 1991, s. 129) diyen İsmet Özel de ‘evrensel entelektüel’dir. Çünkü şair onlara göre, hakikatin sözcüsü olarak topluma kılavuzluk eder. Ama meselâ şair bir “hakikat habercisi” değildir diyen Haşim’i bu kategoriye koyamayız.

Ama zamanla hakikatin tanımına bağlı olarak ilmin ve âlimin tanımı ve rolü de değişti. Ece Ayhan’ın “Riyaziye” adlı şiiri bu değişimi ifade eder:

“Karagümrüğü’nde hekimler meşk edecektir. Hangi makamlar hangi alaturka hastalıklara gider.
Daha peşrev. Sokak kapısı tokmağı çalınır. Helası içerde konağın afili uşağı gelmiştir karşıki.
Bizim paşa haber gönderdi, fazla gürültü etmesinler, ben riyaziye çalışıyorum.”

Aslında bu mısralar, Osmanlıdaki kadim ‘ilim-sanat’ anlayışının ‘gürültü’ olarak görülmesi ve yerine ‘matematik’in konulması itibarıyla ‘hakikat’ anlayışındaki değişimin ve Foucault’nun “spesifik entelektüel’ dediği yeni entelektüel tipinin ipuçlarını verir.

Nedir spesifik entelektüel? Artık gerçek, evrensel değil spesifiktir. Yeni entelektüel “herkesin değerlerini taşıyan, adaletsiz hükümdara ya da onun bakanlarına karşı çıkan, çığlığını mezardan bile duyuran kişi değildir.” (Entelektüelin Siyasi İşlevi, s. 80), bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak bir alanda uzmanlaşmıştır, spesifik bilgi ve becerisiyle kültürel endüstrinin bir parçasıdır, sermayeye veya iktidara hizmet eder, bir bilge veya kılavuz değildir.

Faoucault’nun dediği gibi “…büyük yazar figürünün fiilen yok olmasına tanıklık etmekteyiz.” (Entelektüelin Siyasi İşlevi, s. 80) Şair artık bir hakikat sözcüsü/ dava adamı değil, kültür endüstrisinin ‘spesifik bir uzmanı’ olarak sistemde yerini alıyor...

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum