Gariplerin ikramı üzüm

Gesi bağlarında dolanıyorum

Yitirdim yarimi amman aranıyorum

Bir çift selamına güveniyorum

Bu satırların yazarı Gesi bağlarında doğdu. Üzüm bağında, üzümlerin içine doğdu. Belki de o yüzden üzümü, “Kimseler yanmasın anam yansın derdime”deki garipliği ve Türkiye’yi sevdi; ‘sevgisi imandandır’ diyerek de bağrına bastı.

Türkiye üzüm tadında ülke. Üzüm de Türkiye de garipleştiriyor insanı. Garipliğimiz Türkiye’den, garipliğimiz üzümden, üzüm tadında.

***

Garipler ikramı, hizmeti severler. Onlarla oturun, aynı salkımdan üzüm yeyin, çay için ve muhabbet edin, çocuk gibi sevinirler. Bir güzellik karşısında bir başına kalmayı sevmezler. Ayın doğuşuyla duydukları mutluluğu bir ekmeği bölüşür gibi bölüşmek isterler. Gariplerin ikramı üzüm. Onlar üzümlerini ‘Gesi bağlarından’ toplarlar çünkü. Salkım salkım, sepet sepet. Dost kapısında beklerler, sabırla.

Yola üzümle çıkılır. Yolun güzellikleri Gesi bağlarında saklı. Hüzün, neşe, ayrılık, aşk…

***

Gariplerin aşkı da gariptir, ayrılığı da. Taşıdıkları üzümün tadı vardır onlarda. Tane tane ve sessiz, telaşsız ve hesapsız. Aşkları mekan ve zaman tanımaz, sonsuza açılır. Hem tek bir gün içinde kışı olur bu aşkın hem de yazı. Güzellik ve çirkinlik tanımaz. Bir karganın çeşmeden su içmesi de vardır o aşkta, kır çiçeklerinin narinliği de.

Aşk incinirse kolu kanadı kırılır garibin.

***

Aşkla ve aşkıyla yürür garip. Ayrılığı da üzüm tanelerinin salkımından düşmesi gibidir, hüzünlüdür. Ayrılıklar hüzne, yeniden yola düşürür. Yeniden kavuşmaya dönüşür ayrılıklar… Yol Gesi bağlarına, üzüme, güle ve sevgiliye gider.

***

Gesi bağları gariptir. Gariplerin aşkı gizlidir onda. Yarini arayanların bağları. “Gesi bağlarında üç top gülüm var/Hey Allah’tan korkmaz sana bana ölüm var” sözü içine işler aşığın. O duygu sizi alır, uzaklara, bilinmez esrarlı bir ülkeye götürür.

***

Gesi bağları annemizin türküsüdür.

Annemizin türküsü konuştuğumuzdur ve duaları bizi dostlara götüren yolumuzdur. O yol çiçeklerle doludur, o yol annemizin kolları gibi korur, sakındırır bizi. Garipliğimizi en iyi bilen o. İncinmişliğimizi en iyi bilen… Bizi örter ve şefkatle bakar. Şefkatle tedavi eder. Ellerimizi tutar ve unutmaz bizi. Gariplerin kimsesizliğine geçit vermez dağ yüreği.

***

Mevzu ile ilgisi yok, bilenler bilir Aysun Gültekin var halk müziği sanatçısı. Çok güzel okur canımız türküleri. İşte onun da bulunduğu bir arkadaşlar meclisinde bir arkadaşım beni işaret ederek “Aysun Hanım Bekir Bey Gesi bağlarını çok güzel okur, dinlemek ister misin” demez mi? Niyeti kötü sesimle eğlenmek, muhabbet açmak. Aysun Hanım da “memnuniyetle” deyince tüm gözler bana çevrildi. Bir iki kem küm yapsam da çaresiz, daldım Gesi bağlarına. Nasıl başladım nasıl bitti bilmiyorum. Sonra büyük sessizlik başladı. Herkes gülmeye hazır. Herkesin gözü Aysun Gültekin’de. Sessizliği bir arkadaşın “Nasıl buldunuz efendim? Sorusu bozdu. Aysun Hanım “Çok güzel” dedi. Sonra durdu durdu ve ekledi ardından: “Siz yine de her yerde okumayın!”

16-10/23/untitled-1.jpg

Bilmediği bir şey var ama Aysun Hanım’ın, ben iflah olmaz bir üzümcüyüm. Bir de söylerim dostlarıma. Aşkla…

***

Yola düşenlere sevgi.

Gariplere ve onlara sığınak Türkiye’ye selam.

Üzüm tadında dostluklar, sevgiler…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.