Sahibinin aynası: Hususi kütüphane

Derin Tarih dergisinin yeni sayısında Semavi Eyice hocamız, “Sahibi Ölür, Kütüphane Viran Olur” başlıklı yazısında Arif Müfid Mansel, Emel Esin ve Naci Fikret Baştak’ın kütüphanelerinden söz etmiş.

Hariciye Müsteşarı Tevfik Paşa’nın torunu olan Arif Müfid Mansel, Berlin’de arkeoloji eğitimi görmüş ve Roma mimarisinde çok katlı binalar konulu teziyle doktor unvanını kazandıktan sonra ülkesinde dönüp Halil Edhem Bey tarafından Arkeoloji Müzesi müdür muavini yapılmış. Arif Müfid Bey, hakiki bir bibliyofilmiş ve Osmanbey’de kârgir bir konağın büyük salonu onun kendi sahasında topladığı ve hepsini özel olarak ciltlettiği her dilden binlerce kitapla doluymuş. 1933 Üniversite Reformu’ndan sonra İstanbul Üniversitesi’ne ilkçağ tarihi hocası olarak görev yaptığı sırada Side ve Perge antik şehirlerinde kazılar da yapıyormuş. Bu sebeple Antalya’da İstanbul Üniversitesi’ne bağlı bir Arkeoloji Enstitüsü kurmuş. Arkeoloji literatürünü dikkatle takip ettiği için sürekli zenginleşen kütüphanesinin öldükten sonra bu enstitüye verilmesini istiyormuş. Ne yazık ki bu vasiyeti yerine getirilmemiş.

O yıllarda tarih sahasında çalışanların ölümlerinden sonra kütüphanelerine atmaca gibi saldıran bir zatın Arif Müfid Bey’in kütüphanesine de musallat olduğunu, bu sebeple ciddi tartışmalar ve kavgalar yaşandığını, sonuç olarak kütüphanenin bütünüyle korunamadığını, bir kısmının Selçuk Üniversitesi’ne satıldığını, bir kısmının da İ.Ü. Edebiyat Fakültesi’ne bağışlandığını söylüyor. Semavi Bey, ayrıca Arif Müfid Bey’e Osman Hamdi Bey ailesinden bir hanımın bir sandık dolusu evrak ve fotoğraf verdiğini, bunların şimdi nerede olduğunu bilmediğini söylüyor. Bu fotoğraf ve evrak Tercüman Gazetesi Kütüphanesi’ndeydi; 1980’lerde bu kütüphanenin müdürü olan rahmetli Atilla Çetin’den güç bela koparabildiğim izinle gözden geçirmiş, hatta iki gün üst üste yayımlanan uzun bir yazı yazmıştım, tabii o tarihteki birikimimle...

***

Semavi Bey, rahmetli sanat tarihçisi Emel Esin’in zengin kütüphanesinden de söz ediyor. Türkçülük akımının önemli isimlerinden hariciyeci Ahmet Ferit Tek’in kızı ve hariciyeci Seyfullah Esin’in eşi olan Emel Esin, Sadullah Paşa Yalısı’nın da sahibiydi. Daha ziyade Orta Asya Türk sanatıyla ilgilenen ve bu sahada önemli eserlere imza atan Emel Hanım’ın kütüphanesi dağılmamış; fakat bu kütüphanenin muhafaza edildiği Salacak’taki ev yıkıldıktan sonra kitaplar bir yere depolanmış. Kullanılamayan kütüphane ha varmış ha yok, ha dağılmış ha dağılmamış, fark etmez. Semavi Bey, “Bizim duyduğumuza göre,” diyor, “ayrı bir kütüphane binası inşa edilecek ve bu kitaplar orada yerleri bulacaktır.”

İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi memurlarından kitap kurdu Naci Fikret Baştak’ın acıklı hikâyesini ve kütüphanesinin başına gelenleri de uzun uzun anlatan Semavi Bey, yazısını şöyle noktalıyor:

“Anlattığım örneklere bakıldığında sahibinin vefatından sonra çok az kütüphanenin yaşama şansı olduğunu görüyoruz. En büyük temennimiz bir kitapseverin vefatından sonra kitaplarının vefalı ve insaflı ellere miras kalmasıdır.”

***

Hususi kütüphaneler, zaman içerisinde sahibinin ilgi alanlarına göre şekillenir ve sürekli zenginleşir. Kütüphane sahibinin şahsiyeti, dünya görüşü, zevkleri, ilgi alanları, her şeyi kütüphanesine yansır. Daha açık bir ifadeyle, her kütüphane sahibinin aynası ve başlı başına bir dünyadır; hatta bir çeşit otobiyografi... Bu sebeple, bir kütüphanenin sahibi öldükten sonra dağılması, bir dünyanın yok olması demektir. Ben, hususi kütüphanelere talip olan kurumların, eğer bu kütüphaneler çok önemli ilim, sanat ve edebiyat adamlarına aitse, oldukları gibi muhafaza etmeleri gerektiğine inananlardanım. Mesela rahmetli Orhan Şaik Gökyay’ın Kütüphanesi, İSAM Kütüphanesi’nde özel bir bölümde korunuyor. Bu bölüme girdiğiniz zaman, merhumun hususi dünyasına girmiş gibi oluyorsunuz.

***

Hususi kütüphaneler o kadar “hususi”dir ki, sahipleri hayattayken onlardan asla ayrılmak istemez, hatta hiç ölmeyeceklermiş gibi, güvenilir bir kuruma bağışlamaya bile yanaşmazlar. Abdülhak Şinasi Hisar’ın son yıllarında maddi durumu çok kötüleştiği için bazı dostları zengin kütüphanesinin Kâzım Taşkent tarafından Yapı Kredi Bankası için satın alınması sağlanmış. Taşkent, hiç vakit kaybetmeden zavallı yazarı hayata bağlayan kütüphaneyi bankasına taşıtıvermiş. Bunun Abdülhak Şinasi’ye ahir ömründe en büyük darbe olduğu söylenir.

Hususi kütüphanelerin dağılmasının önemli sebeplerinden biri, sahiplerince güvenilir bir kuruma zamanında bağışlanmamış yahut herhangi bir şekilde korumaya alınmamış olmaları, diğeri de varislerinin ilgisizliği, bilgisizliği ve duyarsızlığıdır. Mesela Ahmet Vefik Paşa’nın muhteşem kütüphanesi ölümünden sonra parça parça satılmıştı. Midhat Cemal Kuntay’ın çok zengin ve nadide eserlerden oluşan kütüphanesinin akıbeti bilinmiyor. Asaf Hâlet Çelebi’nin kütüphanesi ölümünden hemen sonra sahaflara düştü. Böyle yüzlerce kütüphane yok olmuştur. Bir kısmının da yurt dışına çıkarıldığını hatırlatmakta fayda görürüm.

Dağılmadan günümüze ulaşan önemli kütüphaneler de var. Ali Emiri Efendi’nin hayatını adadığı muhteşem koleksiyonu, bildiğiniz gibi, onun tarafından kurulan Millet Kütüphanesi’nde hizmet veriyor. Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin en önemli koleksiyonlarından biri felsefeci ve musikişinas İsmail Fenni Ertuğrul’undu. Bu seçkin koleksiyon 9150 kitaptan oluşur. İbnülemin Mahmud Kemal İnal, kütüphanesini İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ne bağışlamıştır. Atatürk Kitaplığı’nda intikal eden çok sayıda hususi kütüphane, bu kitaplığın internet adresine girilerek öğrenilebilir. İSAM Kütüphanesi’nde ise Orhan Şaik Gökyay, Ziyad Ebüzziya, Nihad M. Çetin gibi önemli ilim ve fikir adamlarının koleksiyonlarıyla zenginleşti.

Taha Toros’un kütüphanesi ve arşivi de Şehir Üniversitesi tarafından satın alındı. Ne güzel. Hem adı yaşıyor, hem kitaplar bir arada duruyor. Daha da önemlisi Taha Bey’in bir efsaneye dönüşen arşivi dijital ortamda kullanıma açıldı.

***

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kurulan ve yıl sonunda açılacağı söylenen kütüphane de hususi kütüphanelerin dağılıp yok olmaktan kurtarılması için harika bir imkân... Şimdiden çok sayıda seçkin koleksiyonun bu kütüphanede yer aldığını biliyor ve çok seviniyoruz.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum