Hayaller ve gerçekler

Memleket nasılsa futbol da biraz öyle. Sorunun biri biterken diğeri başlıyor. UEFA cezaları büyük kulüpleri ayağını yorganına göre uzatmaya zorlarken, dövizdeki dalgalanma futbol kulüplerimizi fırtınaya yakalanmış takalar gibi savurup duruyor. Gelirlerin yüzde 30’u dövizle olan giderlerin yüzde 80’i dövizle olunca ayaklar hep dışarıda kalıyor. Devletin bankalar üzerinden yorgana yama yapıp uzatma hamlesi ise sorunu gidermiyor, örtüyor. Tam ‘yama mama bu sene kurtulacak’ derken döviz gelirinin ana kaynağı yayıncı kuruluş ‘sabit kur’ diye bastırıyor, hesaplar bir kez daha şaşıyor.

Bütün bu kara tabloya karşın şaşırtıcı işler de olmuyor değil. TFF kulüpleri mali disiplin altına almak için son noktaya geldi. Milli Takım yeniden ülkenin sevgilisi oldu. Süper Lig’den çıkan gençler Avrupa’nın önemli liglerinde boy göstermeye başladı. Birçok yeni stat devreye girdi, stadyumlarda maç izlemek -pahalı fiyatları dışında- kolay ve keyifli bir hale geldi.

Ve bence en önemlisi kulüpler ayağını yorganına göre uzatmaya başladı. Artık çilekler yok. Amasya elması var, Manisa kirazı var ama pahalı çilek yok. Mesela Fenerbahçe. Tarihin en önemli destek kampanyası ile borç yükünü hafifleten Sarı- Lacivertliler, gönderilen futbolcularla birlikte 28 milyon euro yıllık ödemeden kurtuldu ki bu hamle yeni transferler için kaçınılmazdı. İlk gelen de Kruse oldu. 16 yıl sonra bir Alman futbolcu Kadıköy’ün yolunu tuttu. Eski Galatasaraylı Rodrigues’in de listede olduğu söyleniyor. Geçen seneki kötü sezonun ardından Ali Koç’un ikinci kez sıfır çekmeye tahammülü olmayacaktır. Bu nedenle Fenerbahçe limitlerini zorlayan hatta aşan tek büyük olmaya doğru gidecektir.

Galatasaray çok akıllı bir hamleyle Babel, Adem Büyük ve Ozornwafor’u renklerine kattı. Yusuf Erdoğan da gün sayıyor. Belli bir çizginin altına düşmeyen Babel belli ki Şampiyonlar Ligi için alınmış. Adem ve Yusuf, TFF’nin olası bir yabancı kısıtlaması kararına karşı tedbir. Genç Nijeryalı stoper ise geleceğe katırım. Bir ara 11 milyon euroya Bruma ile başlayan mali riski yüksek yatırımlarından vazgeçilmiş anlaşılan. Atletico Madrid’in Benfica’dan Felix için 126 milyon euroyu gözden çıkardığı bir borsada Türk futbolunun gerçeği artık ucuza alıp parlatıp satmak…

Transferde en realist kulüp ise Trabzonspor. Ahmet Ağaoğlu’nun maç çıkışı önüne kesen taraftarın ‘transfer lazım başkan’ sözüne verdiği efsane cevap ‘bizim çaycıya verecek paramız yok’sözüne uygun hareket ediyor kulüp yönetimi. Teknik direktörlükte yükselen değer olan Ünal Karaman’la devam kararı ve mevcut kadroyu genel hatlarıyla koruması çok yerindeydi. Bordo- Mavililer sessiz sedasız 6 transfer de yaptı. Salih Kavrazlı (17), Taha Tunç (18), Atakan Gündüz (18), Yusuf Sarı (20), Fıratcan Üzüm (20) ve Doğan Erdoğan (22) geleceğe atılan çıpalar. Gerçekçi hareket eden Trabzonspor yönetimi şeffaf politikası ile büyük fark yaratmış durumda. Bordo- Mavililerin geçen sezon ligi liderin sadece 6 puan gerisinde bitirdiğini de dikkate alırsak özüne dönen Trabzonspor’dan büyük bir patlama beklemek yersiz olmaz.

Ve Beşiktaş. Feda sezonunun ardından toparlanan, stadını yapan, şampiyonluklar kazanan, Avrupa’da tarihi başarılara koşan, futbolcu ihracında rekorlar kıran Siyah- Beyazlılar için hayat da iki renk sanki. Beyazlar içinden karanlığa düşüverdiler. Şampiyon bir kadroyu yeniden bulmak, kurmak hiç kolay olmayacak.

Özetle; 2019-20 sezonu hayallerle geçen yılların ardından yüzleşmeye kanıt olacak…

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum