Cumhurbaşkanı sorumsuz olmayacak artık

Yeni yönetim sistemini incelemeyi sürdürelim. Ak Parti’nin tercih ettiği adlandırmayla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin içerdiği en önemli yeniliklerden biri de şu: Cumhurbaşkanına cezai sorumluluk getirmesi. Kimbilir kaç kez yazmışımdır, Cumhurbaşkanının mevcut “yetkili ama sorumsuz” konumu son derece sakıncalı.

Darbe anayasasında Cumhurbaşkanlığı, siyaseti tepeden denetleyecek yetkilerle donatılmış, ama vatana ihanet dışında hiçbir cezai sorumluluk getirilmemiş. Kenan Evren’e uygun gömlek biçilmiş anlayacağınız. Neredeyse hiçbir şekilde soruşturulamayacak, yargılanamayacak bir Cumhurbaşkanlığı makamı kurgulanmış. Yeni sistemle bu iş değişiyor. Hem de çok keskin biçimde.

Nasıl mı? Buyurun, kendiniz bakın. Okuyup kararınızı verin, hangisi daha iyi? 105. maddenin mevcut ve yeni haline bakmak yeterli. Mevcut maddenin başlığı: Sorumluluk ve sorumsuzluk hali. Haydi, hep birlikte okuyalım MEVCUT MADDEYİ:

Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur.

Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz.

Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır.” (Vurgular bana ait)

Hepi topu bu. Tam bir koruma duvarı. 12 Eylül rejiminin hinliği. Ya yeni madde? Yeni maddede başlık değişiyor: Cumhurbaşkanının cezai sorumluluğu. Haydi, yine hep birlikte okuyalım YENİ MADDEYİ:

Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tamsayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir.

Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasi partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her siyasi parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclis Başkanlığına sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona bir aylık yeni ve kesin bir süre verilir.

Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde Genel Kurulda görüşülür. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir. Yüce Divan yargılaması üç ay içinde tamamlanır, bu sürede tamamlanamazsa bir defaya mahsus olmak üzere üç aylık ek süre verilir, yargılama bu sürede kesin olarak tamamlanır.

Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen Cumhurbaşkanı, seçim kararı alamaz.

Yüce Divanda seçilmeye engel bir suçtan mahkûm edilen Cumhurbaşkanının görevi sona erer.

Cumhurbaşkanının görevde bulunduğu sürede işlediği iddia edilen suçlar için görevi bittikten sonra da bu madde hükmü uygulanır.” (Vurgular bana ait)

Bir Cumhurbaşkanı için hangi madde daha konforlu? Mevcut madde hiç kuşkusuz. Halkoylamasına sunulan anayasa değişikliği, cezai sorumluluk konusunda çok iyi bir düzenleme getiriyor. Cumhurbaşkanının mevcut sorumsuzluk halini ortadan kaldırıyor. Yeni hükümlerin Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar için de geçerli olacağını ekleyeyim.

YORUMLAR (16)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
16 Yorum