Neleri tartışıyorduk -1

Bundan 20 yıl önce neleri nasıl tartışmaktaydık, buna biraz olsun ışık tutmak amacıyla üst üste üç eski yazımı paylaşacağım sizinle. İlginizi çeken yanları olacaktır. Daha sonra bir başka yazıyla bu tartışma başlıklarının günümüzde vardıkları yeri anlatmaya çalışacağım. 24 Mart 1998 tarihli Yeni Şafak yazımla başlıyorum:

***

“Peter Drucker ‘Yeni Gerçekler’ (çev. Birtane Karanakçı) adlı eserinde çok ilginç bir hususun altını çiziyor. Drucker’a göre, modern tarih 1850’lere kadar Batı tarihinden ibarettir. O güne kadar bütün gelişmeler Batı’nın mutlak denetimi altında gerçekleşmiştir. Ancak bu akış iki önemli olayla kesintiye uğrar: İlki 1857 tarihli Hint ayaklanması, ikincisi ise 1867’de Japonya’da başlayan Meiji Restorasyonu dönemidir. Drucker, bu iki olayla birlikte dünya tarihinin artık Batı tarihi olmaktan çıktığını; dünya üzerinde Batılılaşmış, ama Batılı olmayan kimi güç merkezlerinin de belli bir etkinlik kazanmaya başladığını söyler. İşte bu dönemde Japonya, Drucker’ın sözleriyle, ‘tepeden tırnağa Batılı olmaya, ama hem Batılılaşma süreci üzerindeki, hem de bu sürecin ardından oluşacak yönetim, toplum, ekonomi ve teknoloji üzerindeki denetimini korumaya karar verdi.’ Meiji Restorasyonu bu hedefi gerçekleştirmek için başlatıldı.

Ancak bu hedef, dönemin Batılı güçlerine biraz gülünç geldi. O günün gazetelerinde çıkan yorumlar Batı’nın sömürgeleştirme politikası dışındaki çözüm arayışlarının yersiz olduğunu, bu işin ancak Batılı güçlerin denetiminde gerçekleşebileceğini yazıyor ve Japonya örneğiyle alay ediyordu. Drucker da bu tespiti doğruluyor ve Japonya’nın girişiminin, ‘Batı gücü yerkürenin geri kalan her yerinde büyük bir başarıyla dallanıp budaklanırken, anlamsız, hatta önemsiz sayılarak dikkate alınmadığını’ belirtiyor. Yaklaşık elli yıl sonra işler değişti ve Batılı güçler durumun ciddiyetini kavradı. Japonya’nın hedefe varma ihtimalinin arttığı ve Batı’nın siyasi bir yenilgiye sürüklenme tehlikesinin doğduğu anlaşıldı. 1908’de İkinci Meşrutiyet’le birlikte, Abdülhamit’in gizli onay ve teşviki altında, İttihat ve Terakki aynı yolu tutmak istedi. İttihatçılar batılılaşma yönünde doğru adımlar atmak için, ordu dahil olmak üzere bütün kurumlardan Batılı uzmanları tasfiye etmeyi ve yerlerine Japon uzmanlar getirmeyi planladılar. Ancak ‘düvel-i muazzama’nın şiddetli tepkisi ve tehdidi karşısında Osmanlı bu planı uygulayamadı.

Nitekim yirminci yüzyılın ortalarında Batı’nın korktuğu başına geldi. Japonya II. Dünya Savaşı’ndaki yenilgisiyle çok etkili bir güç olma şansını kaybetmesine karşın, hedeflerine büyük ölçüde vardı. Batı ise siyasi açıdan yenilgiyle sonuçlanan bir süreç yaşadı. Drucker’ın sözleriyle, ‘Japonya, Batı’yı Asya’dan çıkarmayı ve Batılı sömürgeci güçlerin itibarını düşürmeyi başardı. Bu ise, Batı’yı, Batılılaşmış ama Batılı olmayan dünya üzerindeki denetiminden vazgeçmeye zorladı -Asya’da, ama kısa süre sonra Afrika’da da.’

Bütün bunların anlamı ne? İşin bir ucunda ‘Rusya’nın Asya’yı denetim altında tutan Avrupalı bir güç olmaktan çıkıp çıkmayacağı’ sorusu var. İşin öteki ucunda ise Pasifik yer alıyor. Pasifik’in geleceği ve ABD’nin ağırlık merkezinin ne ölçüde bu bölgeye kayacağı da bir başka önemli sorundur. Görüleceği üzere, 19. yüzyılın ortalarında başlayan Batı tarihinden Dünya tarihine geçiş süreci artık tamamlanıyor ve bir siyasi milat ile karşı karşıyayız (Bu dönemin sosyolojik, epistemik ve ontolojik milatlarını saptamak ise, izi bu köşeden sürülemeyecek bir kuramsal çalışma gerektiriyor). Bu siyasi milat hem geçmişteki tecrübelerimizi sorgulamak, hem de Türkiye’nin kendini Dünya tarihinde ne ölçüde ‘merkez’ kılabileceğini saptamak açısından çok önemli.”

***

Bu yazıdan 19 yıl sonra şunları eklemek isterim: O siyasi milat çoktan geride kaldı. Yeni bir dönemin ilk evresindeyiz ve Türkiye’nin konumu daha da önem kazandı. Stratejik tutumu da elbet.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum